Suriye'deki kanlı el: Kasım Süleymani
TRT World, Halep kasabı lakaplı Kasım Süleymani hakkında bir dosya haber hazırlamış.
İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani, Suriye'de İran'ın bölgedeki politikalarını belirleyen önemli bir isimdi. Esed, Suriye'deki devrimde güç yitirmeye başladığında Kasım Süleymani'nin kanlı desteğine başvurdu.
Bugün İdlib, Esed rejiminin Süleymani'den ilham alan ve Suriye'yi uzun süre perişan eden korkunç kara stratejisinin yükünü taşıyor.
ABD hükümetinin İslam Devrim Muhafızları Kudüs Gücü lideri Tümgeneral Kasım Süleymani'ye suikast düzenlediği sırada en az 300 bin Suriyelinin İdlib'den temizlendiğinin ortaya çıkması acı bir ironiydi.
300 bin Suriyeli, İran ve Rusya destekli Esed rejimi tarafından, sivil altyapıyı hedef alan bombardımanların sonucunda yerinden edildi.
- Hastane, okul ve evler bombalandı. Yüz binlerce Suriyeli, İdlib'in sert kışına göğüs germeye ve muhtemelen dünyanın en tehlikeli yeri olan kuzeye doğru ilerlemeye zorlandı.
Hem Esed'e hem de El Kaide'ye karşı canlı direnişin sembolü olan Maaret el Numan şehri neredeyse tamamen sivillerden temizlendi. Hayalet kasabaya dönüştürülerek yok edilen şehir, Esed için bir gurur tablosu ve hayatta olsaydı Kasım Süleymani için bir başarı olurdu.
Suriye'deki devrimin ilk günlerinde Esed, ülkede gitgide alevlenen barışçıl protestolara karşı gücünü yitiriyordu. Yardımına koşan kişi ise Süleymani'ydi.
İran'ın kendi emperyalist kuvveti olan Kudüs Gücü'nün lideri Süleymani'nin görevi, İran'ın bölgesel "nüfuz alanını" yalnızca denetlemek değil, genişletmek ve desteklemekti.
Peki Süleymani neden Esed'in yardımına koştu?
Esed rejimi için endişelendiğinden değil. İran, Suriye'yi vekil gücü Hizbullah'a giden ana ikmal yolu olarak kullandı. Suriye'de ortaya çıkan sözde bir "Sünni devlet" (Suriye'nin kendi kaderini tayin etmesi anlamına gelir), İran'ın bölgesel emellerine ve Lübnan siyaseti üzerindeki artan boğucu etkisine büyük bir darbe olacaktı.
- Süleymani, Suriye'deki devrim başladığında bir taşla iki kuş vurmayı hedefledi: Esed'i devrimden kurtarmak ve İran'ın Suriye'deki hakimiyetini güçlendirmek.
Kasım Süleymani, Esed'e destek için silahlı kuvvetlerini örgütledi
Esed, Suriye Ordusu'na savunmasız protestocuları vurma emrini verdikten sonra, Özgür Suriye Ordusu'nun çekirdeğini oluşturacak bir ayrılma dalgası yaşandı. Bu, Esed'i, çoğunluğunu Sünnilerin oluşturduğu ordusunun yaklaşık üçte ikisini terhis etmeye zorladı. Bunun sonucunda Esed, birkaç aşırı sadık tümen ile dağınık ve taşralı olan Şebbiha milisleriyle baş başa kaldı.
Daha sonra Süleymani Suriye'ye ilk adımını attı. Şebbiha'yı bir araya topladı, Esed'in silahlı kuvvetlerini Besiç milislerini örnek alacak şekilde eğiterek yeniden örgütledi.
Bununla birlikte, Hizbullah ve Irak vekillerini Esed'in güçlerini işgal etmek ve desteklemek için seferber ederken, başta Afganistan ve bazıları Pakistan'dan olmak üzere tahminen on binlerce Şii paralı askerle birlikte binlerce IRGC ve ordu askerini getirdi.
Bu, Süleymani'nin Suriye'ye yönelik sömürge planının başlangıcıydı. Bu plana Sünnilerden temizlenen bölgelere Şii nüfusun yerleştirilmesi de dahildi. Süleymani, sivil nüfusa yönelik gerçekleştirilen bir etnik temizliğin baş mimarıdır.
Süleymani, devrimin Suriye genelinde hızla yayıldığını ve özellikle Sünni Suriyeliler arasında geniş bir şekilde kök saldığını anlamıştı.
- Esed için gücünü geri kazanmanın yolu basitti: Sünni nüfusu havadan ve karadan saldırarak, her ne pahasına olursa olsun sistematik olarak yok etmek.
Sünni nüfus temizlendikten sonra Esed, tükenmiş ve ideolojik olarak daha itaatkar denebilecek bir nüfusa kolayca hüküm sürebilecekti.
- Suriye üzerinde yapılan hesap şuydu: Sivillerin kalbine bağlanan silahlı isyan damarını keserseniz, her ikisinden de kurtulmuş olursunuz. Bu nedenle Suriye'deki okullar, hastaneler, acil servisler gibi sivillere ait tüm kurum ve kuruluş bombalandı. Esed'siz hayatı normalleştirebilecek her şey yok edilmeliydi.
Esed 2015'te bir zafer elde etmekten çok uzaktaydı. Muhalifler İdlib'i özgürleştirmiş, Hama ve Humus üzerinden hızla ilerliyordu. Süleymani, uşaklarından birini Rusya'ya yardım etmesi için yalvarmaya gönderdi. Moskova'da gerçekleştirilen toplantıda, Süleymani ve Esed arasında geliştirilen strateji Putin rejiminin acımasızlığıyla ele alındı.
- O gün, o toplantıda Suriye'nin haritası incelendi. O gün o masada oturanlar yüz binlerce sivili sakatladı, öldürdü, yerinden etti. O gün o toplantıya katılanlar yüz binlerce sivili mülteci olmaya zorladı. O gün bir soykırım planlandı ve gerçekleştirildi.
İşte İran'ın emperyalizm anlayışı tam olarak buydu. İran, Suriye'de çok sayıda askeri üs kurarak ülkenin zengin kaynaklara sahip bölgelerine çöktü. Yetmezmiş gibi, İran'ın yok ettiği bölgelerin yeniden inşa edilmesi için İranlı şirketlerle kazançlı sözleşmeler imzalandı.
Süleymani'nin Halep'te bir fotoğrafı var. Şehir, kısa bir süre önce düşmüş ve yerle bir edilmiş. O fotoğrafta Süleymani, "emperyal bir kan emici" gibi uzun adımlarla yürüyordu. Bu fotoğraflar çekilirken, şehirde sayısız Baasçı-İran-Rus ittifakının askerleri vardı. Soykırım için gelen bu askerlerin bir sonraki hedefi neresiydi? İdlib.
Kasım Süleymani'nin ölümüyle ilgili noktalardan biri de bu.
Ölmüş olsa bile, Suriye'deki vahşet mirası devam ediyor.
Biraz vicdana sahip olan hiç kimse Süleymani'ye yas tutmamalı. Ölmüş olsa bile ardında bıraktıkları yüzünden özgür bir Suriye, Irak ve İran olamayacak.
ABD, Süleymani'yi öldürdü. Fakat Süleymani'nin öldürülmesinden dolayı yapılacak olan misillemelerden ABD nasibini almayacak. Bunun bedelini Amerikalılar ödemeyecek. Suriye'nin Deyrizorvilayetini işgal eden İran yanlısı milisler, üçü çocuk 21 Sünni sivili katlederek kan emici komutanlarının intikamını aldı.
- Bu milisler, katliam yapmayı Irak iç savaşı sırasında öğrenen mezhepçi seri katillerdi.
Bu milislere ve dünyanın geri kalanına Suriye halkının Vahhabi olduğunu ve devrimcilerin ABD öncülüğündeki "Batı etkili rejim değişikliği"nin potansiyel ajanları olduğu hikayesini başarıyla satan Süleymani'ydi.
Donald Trump başkanlığındaki ABD hükümeti Süleymani'yi öldürdü. Bunun arkasında sivillerin kanını yerde bırakmama düşüncesi yoktu. Bu bir özgür Suriye adımı değildi. ABD başkanı, Süleymani'yi kendisinin veya İran'ın Suriye'deki suçlarından herhangi biri nedeniyle öldürtmedi. Trump'ın eylemi, dış politikasının çoğunu tanımlayan pervasız, öngörülemez, bencil savaşçılıktan doğmuş gibi görünüyordu.
Savunucuları Süleymani'nin ölümü için yas tutacak ama kurbanları bunu kutlayacak. Fakat onun bıraktığı miras yüzünden bölgedeki vahşet hız kesmeden devam ediyor.
HABERE YORUM KAT