'Suriye'de Yedi Bölge Yerle Bir Edildi'
İnsan Hakları İzleme Örgütü yayınladığı raporda, başkent Şam ile Hama'daki bazı ilçe ve semtlerin rejim güçlerince bombalanarak yıkıldığını bildirdi.
İnsan hakları örgütleri Suriye’deki savaşın yarattığı yıkımla ilgili sayısız rapor yayınladı. Ancak savaş makinası gün geçtikçe daha çok can aldı. Uydu görüntüleri, görgü tanıkları, video ve fotoğraf kanıtlarına dayanan Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) son raporu ise ülkedeki yıkımın ulaştığı boyutları ortaya koydu. HRW'nin raporuna göre, Suriye’nin Hama ve Şam kentlerinde yedi semt ve ilçe yerle bir edildi.
'Askeri tehdit yokken vuruldu'
HRW, yıkımların hiçbir askeri tehdit oluşturmayan meskun alanlara yönelik ‘orantısız ve cezalandırıcı bombardımanlar’ ile gerçekleştiğini belirtirken, ‘bir semti tamamen haritadan silmenin meşru bir savaş taktiği olmadığı’ vurgulandı. Raporda, “Bu hukuksuz yıkımlar, Suriye hükümetinin işlediği suçlar listesine son ilaveler” yorumu yapıldı. Uluslararası İnsan Hakları Örgütü, halen muhalefetle Cenevre'de barış görüşmeleri yapan Suriye hükümetini evleri yıkılanlara yeni barınma olanakları sunmaya çağırdı. BM Güvenlik Konseyi’den de durumu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne havale etmesini istedi.
'Tek mermi atılsın, yıkarız!'
Rapora göre yedi yerleşim birimindeki yıkımlar Temmuz 2012 ile Temmuz 2013 arasında gerçekleşti. Hama kentindeki Meşa-ül Erbain, Vadi-ül Cüz ile başkent Şam’daki Kabun, Tadamun, Berze, Mezze Havaalanı ve Harran-ül Avamid bölgelerindeki tüm binalar yıkıldı. Uydu görüntülerine göre yaklaşık 140 hektar, yani 200 futbol sahası büyüklüğüne denk gelen bir alan dümdüz oldu. Yıkılan binaların çoğu çok katlı apartmanlardan oluştuğundan binlerce aile evsiz kaldı. HRW görgü tanığı ifadelerine dayanarak muhaliflerin yaşadığı bölgelerdeki yıkımların Suriye yönetimi tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. İnsan Hakları İzleme Örgütü, yerleşim birimlerini hedef alan yıkımların rejim tarafından gerçekleştirildiği iddiasını, hedef olmuş bölgelere yakın yerlerde yaşayan 16 görgü tanığının ifadesine dayandırdı.
Bu görgü tanıklarından biri HRW’ye yaptığı açıklamada “Vadi-ül Cüz’deki yıkımdan sonra askerler ellerinde megafonlarla bizim yaşadığımız Maşa-ül Erbain’e geldiler ve ‘Eğer tek bir mermi bile atılırsa burayı da Vadi-ül Cüz gibi yıkarız’ şeklinde anonslar yaptılar” dedi. Kabun’daki bir restoran sahibi de bölgelerindeki yıkımı anlatırken, bir sabah güvenlik güçlerinin ‘haber vermeden’ dozerlerle geldiğini belirtip 'Neden diye sorduğumuzda bir askerden ‘soru yok, yoksa gözaltına alırım’ yanıtını aldık ” dedi. Kabunlu esnaf, zorla restoranından atıldığını ve motosikletiyle oradan kaçmak zorunda kaldığını söyledi.
'Sistematik bir yıkım'
Al Jazeera’nın sorularını yanıtlayan İnsan Hakları İzleme Örgütü Acil Durum Araştırmacısı Ole Solvang, 2012-2013 arasında 15 yüksek çözünürlüklü uydu görüntüsü alındığını belirterek araştırma sürecini şöyle anlattı:
“Bu görüntüler Şam ve Hama’daki birkaç bölgede büyük çapta tahribatın yapıldığını gösterdi. Dahası bu uydu görüntüleri, tahribatın düzenli bir savaş sonucunda oluşmadığını gösteriyor. Çok sistematik ve derinlemesine bir yıkım bu. Bunun nedenlerini bulmak için mağdurlar ve görgü tanıklarıyla görüştük. Fotoğrafları inceledik. Açıkçası işin en zor kısmı görgü tanığı bulmaktı. Çünkü evleri yıkıldığı için insanlar bölgeyi terk etmeye zorlanmışlardı.”
'İki taraf da insani yardımlara izin vermeli'
Suriye ile ilgili birçok raporda payı olan Solvang, ülkedeki şiddetin kısa sürede biteceği konusunda da umutsuz konuştu. Deneyimli araştırmacı, muhaliflere ve rejime insani durumla ilgili çağrı yaparken, “İki taraf da sivillerin çektiği acıları hafifletmek için çaba sarfetmeli. Kuşatma altındaki bölgelere acilen yardım ulaştırılmalı. Maalesef, hükümetteki belirli kesimler yardımları engelliyor. Ayrıca muhalifler ve rejim ayrım gözetmeksizin sivilleri öldüren saldırılara bir son vermeli. Hükümetin üstünde daha özel bir sorumluluk var, çünkü sivillerin çoğu hükümetin roket ve hava saldırıları yüzünden öldü” dedi.
Al Jazeera
HABERE YORUM KAT