Suriye’de Vekalet Değil, Vesayet Savaşları Veriliyor
Bu Ne Yaman Çelişkiler Yumağı
Esed laikliğin kalesiyim diyor, Şeriatçı! İran’ın vesayeti için savaşıyor. Şeriatçı! İran, (Şeriatçı) cihatçılar hepimizi kesecek diyor; laik Esed rejiminin bekası, en büyük şeytan olarak nitelendirdiği ABD ve batı vesayeti için savaşıyor.
Eski komünist yeni kapitalist (ama her daim işgalci ve emperyalist) Rusya, Erdoğan radikal İslamcılığı besliyor diyor, Şeriatçı! İran ile kanka olup laikliğin kalesi Esed rejimini destekliyor, destekleme ne kelime resmen ve cismen sahada savaşıyor.
Suriye halkının düştüğü girdabı fırsat bilen (mayası fırsatçılıkla yoğrulmuş) PKK, ileride tüm Kürdistan’a hakim olmanın nüvesi olarak gördüğü Suriye Kürdistan’ında kendi bölgesel vesayeti için Esed, İran, ABD ve Rusya ile iş tutuyor.
Böyle Dostlar Var İken Düşmana Ne Hacet
Suriye muhalefetinin sözde dostu ABD ve batı bloku Esed vesayeti bitsin diyorlar ama, ne hikmetse tüm icraatları bu vesayeti pekiştirmeye yarıyor hep! 5 yıldır Esed’e fiske vurmayanlar, Işid bahanesiyle Esed’e savaşan Nusra ve diğer muhaliflere bomba yağdırmaktan geri durmadılar, Esed vesayetini bitirecek tek güç olan muhalifleri vurdular her fırsatta. Bu işin görünen kısmı, şimdilik bize meçhul olan, el altından muhalifler aleyhine Esed rejimi lehine çevirdikleri dolaplar ileride ortaya çıkacak elbette.
İslam ümmetinin maslahatını değil kendi saltanatının bekasını düşünen Suud krallığı ise, duruma tamamen kendi çıkarları açısından bakıyor. Suriye muhalefetine desteği, kendisi için en büyük tehlike olarak gördüğü İran rejimi ile Şiaperestleri frenlemeleri açısından şartlı bir destek olup, işine yarayacak, ama son kertede Suriye’de gerçek İslamcıların iktidara gelmeyeceği seviyede bir destek sunuyor. Bu destekte, bu amaca uygun olarak gelgitler yaşıyor, artıyor veya azalıyor.
Suriye’de Saflar Cam Gibi Netleşirken
Kıyamın ilk yıllarında kesin bir dille muhalifleri batı ve ABD’nin taşeronu olmakla itham eden neredeyse tümü Esedsever olan laikler ile sayıları hiçte küçümsenemeyecek olan bazı İslamcıların! nedense son gelişmeler karşısında gıkları çıkmıyor. Bilakis ABD ve Rusya uçaklarının muhalifler ve sivil halkı bombardımanına, çaktırmadan tempo tutmakla, sevinçle için için ellerini ovuşturmakla meşguller. Tek sermayeleri anti emperyalizm olan bu şahıslar, nedense emperyalist ABD ve Rusya Suriye muhalefetini vururken unutuyorlar yada rafa kaldırıyorlar bu antiliklerini.
Suriye’de saflar gün geçtikçe cam gibi netleşiyor, her geçen gün tüm fululuk ortadan kalkıyor. Bir yanda İslam ve ümmetin maslahatı için tüm imkansızlıklara rağmen ve İran gibi sırtımızdan hançerleyen hainler dahil tüm emperyalistlere karşı yalın ayak mücadele edenler, bir yanda ise İslam’a ellerinden gelen tüm zararı vermeye ve Ümmeti soktukları cenderede tutmak için tam bir tekebbür ve vahşet ile saldıranlar.
Laik Türkiye Ümmet İçin, Şeriatçı İran Batı Vesayeti İçin Çabalıyor
Mevcut Türkiye Hükümeti kimsenin vekaleti yada Türkiye’nin vesayeti için değil, ümmet için uğraşıyor, tüm coğrafyalarda olduğu gibi Suriye’de de. Batının yeni (ve gönüllü) maşası İran rejimi ve güdümündeki Şiaperestler ise, İran coğrafyası olarak niteledikleri neredeyse tüm İslam coğrafyalarında Şia vesayeti kurmak için bir fırsat olarak görerek, batının hegemonyacı şemsiye vesayetini sevinçle, çocuklar gibi şenlenerek, el çırparak kabul etmiş durumdalar. 3.Ali İmran 199 ve benzeri ayetlerde çok sert bir dille kınanan ve yapanları cehenneme götüreceği bildirilen, Allah’ın ayetlerini az bir pahaya satan Yahudiler gibi davranıyor, Şia hegemonyası için hakkı satıyorlar.
Batı da Suriye’de hegemonyacı vesayetini kabullenecek birilerini bulmadan Esed’i (aslında laik Baas’ı) bırakmayacak gibi görünüyor. Suriye ve Ortadoğu da bugünün değil, belki 50 -100 yıllık geleceğin vesayet savaşlarını veriyor batılılar ile içimizdeki batıcılar ve Şiaperestler. Birilerinin iddia ettiği gibi vekalet savaşları değil, vesayet savaşları söz konusu. Suriyeli İslamcı muhalifler ile onların samimi destekçileri ise, tüm ümmet adına Allah’a velayet savaşları veriyorlar, sadece Allah rızası için.
Suriye’de Allah’ın Velayeti İçin Savaşanlar
Işid’in kimin vesayeti ve çıkarına savaştığını bilmiyorum (ve sanmıyorum) ama, Nusra dahil İslamcı muhalefetin kimsenin çıkarı ve vesayeti için savaşmadığından zerre kadar şüphem yok. Onların tek hesabı Allah’ın rızası, Allah’ın velayetinden başka bir şey amaçlamıyorlar.
Yüce Allah ise, 10.Yunus Suresi 62’den 64’e kadar olan ayetlerde, velayeti altına giren gerçek müminlere her daim dostluğu ile yol göstermeyi ve yardımı, dünyada temiz bir hayat ve izzet, ahirette daimi kurtuluşu vaat ediyor.
Gericilikle ve gaddarlıkla itham edilen İslamcı muhalefet (Işid hariç) Suriye’de çok temiz ve başarılı bir savaş veriyor. Şimdiye değin çok ciddi savaş hukuku ve insan hakları ihlalleri iddiaları söz konusu olmadı.
Esed ve kankaları olan İran, Rusya ve Hizbullatın savaşı ise tamamen kirlilik üzerine. İşkence, katliam, tecavüz, kimyasal silah, varil bombaları, kuşatarak açlıkla öldürme gibi yapabildikleri tüm pislikleri kusuyorlar, sadece savaşçılara karşı değil, sivil halka karşı da.
Allah’ın Planını Unutanlar
İslam düşmanı batı ile içimizdeki uşakları olan batıcı mankurtlar ve Şiacılık putunu ilah edinmiş İran rejimi ile güdümündeki Şiaperest hainler, kendilerince uzun vadeli büyük planlar planlıyor (keyd), bu planlarını gerçekleştirmek için çeşit çeşit hileli tuzaklar (mekr) kuruyorlar.
Lakin Allah’ı, Allah’ın keydini ve mekrini unutuyorlar. 68.Kalem 45. ayette (ve benzeri ayetlerde) vaat edildiği üzere, Yüce Allah birilerine mühlet vermekte olup, uzun vadeli planının zamanı gelince mutlaka gerçekleşecek inşaallah. 26.Şuara Suresi 227. ayette vaat edildiği üzere, zalimler ne yaparlarsa yapsınlar planları tutmayacak, vakti saati gelince hak yerini bulacak, zalimler işte o zaman farkına varacaklar Yüce Allah’ın plan ve tuzaklarının, ama iş işten geçmiş olacak.
YAZIYA YORUM KAT