"Suriye’de Sükûnet Sağlandı mı?"
Ahmet Varol yazısında, hiçbir netice alınamayan Cenevre görüşmeleri ve sözde "ateşkes"in gölgesinde Suriye'de devam eden katliamlara dikkat çekiyor.
Suriye’de Sükûnet Sağlandı mı?
Ahmet Varol / Yeni Akit
Rusya Suriye’deki işgal güçlerini kısmen de olsa çektiği numarası yaptığından ve Cenevre’de görüşmeler kesintili de olsa devam ediyor göründüğünden Suriye’de de ateşkesin sürdüğü söyleniyor. Ama ne yazık ki gerçekte ateşkes tamamen göstermelik. Rusya ve İran işgal güçlerinin ve onların himayesinde varlığını sürdüren katil Baas rejiminin katliamları kesintisiz olarak sürüyor.
Rus işgal güçlerinin kısmen çekildiği numarasının, Cenevre’deki görüşmelerde anlaşmaya doğru yaklaşıldığı yönünde yapılan açıklamaların ve Suriye’de ateşkesin sürdüğü numarasının dikkatleri üzerine çekmesi de söz konusu katliamların önünü biraz açtığını söyleyebiliriz.
Sözde ateşkesin gölgesinde katliamların sürdürülebilmesi için IŞİD’in ve Nusra Cephesi’nin müstesna tutulması tam bir oyun ve taktikti. Biz bu taktiğe ateşkesin başlangıç aşamasında da dikkat çekmiş ve böyle bir istisnanın katillerin katliamlarını sürdürmeleri için bir açık kapı bırakma amacı taşıdığını vurgulamıştık. Sürdürülen katliamlar bu gerçeği gözler önüne serdi.
Rus işgalcilere ve Baas rejimine ait savaş uçakları dün yani 28 Nisan Perşembe sabahının erken saatlerinde Halep şehrine yönelik saldırılarında en az on üç kişinin hayatını kaybetmesine onlarca insanın da yaralanmasına neden oldular. Bir önceki gün yine Halep’e düzenlenen saldırılarda öldürülenlerin sayısının ise otuza ulaştığı haberlerde dile getirildi. Öldürülenler arasında çocuklar da var. Saldırılar ayrıca büyük miktarlarda maddi hasara neden oldu.
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü tarafından yapılan açıklamada saldırılarda örgütün şehirde kurduğu sahra hastanesinin özellikle hedef alındığına ve hastanenin tamamen imha edildiğine dikkat çekildi. Katil Baas rejiminin ve onun ayakta kalması için müdahale eden işgal güçlerinin sağlık hizmetlerini engellemek amacıyla bu hizmeti veren kurumları kasten hedef aldıklarını daha önce de dile getirmiştik.
Verilen haberlere göre işgal güçleri ve onların himayesi altındaki Baas güçleri Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün sahra hastanesinin yanı sıra savaşla ilgileri olmayan, sivil vatandaşların kaldığı muhtelif mahalleleri de hedef aldılar. Fakat ilginçtir ki bütün bu saldırılarında, IŞİD ile Nusra Cephesi’ni ateşkes dışında tutma oyunundan yararlanıyorlar. Oysa saldırıya maruz kalan noktaların, öldürülen ve yaralanan insanların bu örgütlerle herhangi bir ilgileri yok.
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü adına yapılan açıklamada örgütün Halep’in Es-Sukkeri mahallesine kurduğu sahra hastanesine 27 Nisan Çarşamba günü Baas rejimine ait uçaklar tarafından saldırılar düzenlendi. Bu saldırılarda otuz kişi hayatını kaybetti. Öldürülenlerin arasında hastanede tedavi görenlerin yanı sıra doktorlar ve hemşireler de bulunuyor. Tedavi görenlerden öldürülenler arasında ise kadınlar ve çocuklar da var.
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün verdiği bilgilerden anlaşıldığına göre hastane Halep’teki muhalif direniş örgütlerinin kontrolünde bulunan bölgelere hizmet ediyordu. IŞİD’le veya Nusra örgütüyle herhangi bir ilgisi yoktu. Böyle bir hastanenin hedef alınması ilan edilen anlaşmanın ihlali anlamına geldiği gibi aynı zamanda savaş suçu sayılıyor. Ancak küresel emperyalizmin katil Baas rejiminin önünü açık tutmak amacıyla onun savaş suçlarının sorgulanmasından sorumlu uluslararası yargı organlarının harekete geçmesini de istemediği artık bütün açıklığıyla biliniyor.
Baas rejimi ve onun arkasındaki işgal güçleri direnişçilerin Halep ve çevresindeki güçlerinin zayıflatılması durumunda kendilerinin masa başında bileklerinin daha da güçleneceğini ve daha çok bastırabileceklerini düşündüklerinden bu bölgeye yönelik saldırılarını kesintisiz sürdürüyor ve hatta artırıyorlar. Bunu başarabilmek için bir yandan kendileri saldırırken diğer yandan ihanetçi IŞİD örgütünün arkadan vurmasını sağlamak amacıyla onu da yönlendirmeye çalışıyorlar.
IŞİD’in direnişçilere arkadan vurmasını sağlamaları katil Baas rejimine ve hamilerine aynı zamanda ateşkesi ihlal etmek amacıyla koydukları istisna kapısını da açık tutma imkânı veriyor. Bu konuda izledikleri siyaset ve başvurdukları taktikler aslında ihanetçi IŞİD örgütüyle ortak çalıştıklarını gözler önüne seriyor. Ama görmek istemeyen tabii ki bu gerçeği göremiyor.
HABERE YORUM KAT