1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SURİYE

  4. Suriye’de Siyasi Muhalefeti Tanımayan Gruplar
Suriye’de Siyasi Muhalefeti Tanımayan Gruplar

Suriye’de Siyasi Muhalefeti Tanımayan Gruplar

Selefi olarak nitelendirilen İslamcı bazı cepheler, Suriye muhalefetini tanımadıklarını açıkladılar. (VİDEO)

19 Kasım 2012 Pazartesi 14:09A+A-

HAKSÖZ-HABER

Ahraru’ş Şam ve Liva'ut-Tevhid bu açıklamayla ilgileri olmadığını duyurdu.

Halep'te direnen Nusret Cephesi ve diğer direnişçi gruplar, yeni kurulan Suriye Muhalefet Koalisyonu'nu tanımadıklarını açıkladılar. Amaçlarının İslami esaslara dayalı bir devlet kurmak olduğunu bildirdiler.

Suriye'de Beşşar Esed'e karşı savaşan muhalifler ortak bir açıklama yaparak Suriye Muhalefet Koalisyonu adlı yeni oluşumu reddetti.

Açıklamada pek çok direnişçi grubun adı yer alıyor.

Açıklamada şöyle deniyor: “Ulusal koalisyon adı verilen komplo planını reddettiğimizi ilan ediyoruz. Bununla birlikte adil bir İslam devleti kurulması, gerek koalisyonlar gerek konseyler, hangi kesimden olursa olsun dayatılan her türlü harici projenin reddedilmesi üzerinde ittifak sağlanmıştır. Başarı Allah’tandır.”

Açıklamanın okunmasından sonra salondakiler hep beraber tekbir getirdi.

Ahraru’ş Şam ve Liva'ut-Tevhid'den Yalanlama

Video kayıtta açıklamayı yapan kuruluşlar olarak başta Halep olmak üzere Suriye direnişinin önemli iki grubu Ahraru’ş Şam ve Liva'ut-Tevhid'in yer aldığı iddia ediliyor. Ancak Suriye'nin Halep ve İdlip kırsalında faaliyet gösteren Ahrar'uş Şam ve Liva'ut-Tevhid (Tevhid Sancağı) Tugayları Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'na karşı olmadıklarını açıkladılar.

Ahrar'uş Şam grubunun resmi internet sitesinde yayınlanan basın açıklamasında kendilerinin de imzaları olduğu belirtilen açıklama ile ilgilerinin olmadığı belirtildi.

Tevhid Sancağı Tugayı Komutanı Abdulkadir es-Salah da söz konusu açıklamanın resmi bir karar olmadığını, bazı kişilerin kendi düşünceleri olduğunu ifade etti.

Öte yandan Suriye içerisinde faaliyet gösteren yerel komiteler ve Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı silahlı gruplardan oluşan 84 kuruluş SMDK'ya destek açıklaması yaptı. Açıklamada, SMDK'ya karşı ''İslam Devleti'' ilan eden Nusret Cephesi adlı grubun ''Suriyeli olmadığı'' ve ''yalnız kaldığı'' belirtildi.

SMDK Başkanı Muaz el-Hatib, SMDK'yı tanımadıklarını açıklayan bazı muhalif gruplar için, ''SMDK, Suriye halkından kabul gördü. Bizi tanımadıklarını açıklayan bazı gruplar var. Sorunu karşılıklı diyalogla çözeceğiz'' diye konuştu. Geçen cuma, ülkenin pek çok kentinde SMDK'ya destek gösterileri düzenlenmiş, Halep ve kırsalındaki bazı oluşumlar ise SMDK'yı meşru yapı olarak kabul etmediklerini duyurmuş, ''İslam devleti kurulması'' konusunda mutabakata vardıklarını iddia etmişlerdi.

***

Komutan Abdulkadir es-Salah Hızlıca İyileşiyor

Öte yandan Halep'in önemli bir kısmının özgürleştirilmesini sağlayan direnişin güçlü grubu Liva'ut-Tevhid lideri Abdulkadir es-Salah'ın hızlıca iyileştiği öğrenildi.

Komutan Salah, Esed güçleriyle girdiği bir çatışmada ağır bir şekilde yaralanmıştı. Baas güçleri Salah'ı öldürdüklerini iddia etmişler ve Baas propagandasını yapan siteler kutlama mesajları yayınlamışlardı.

Komutan Salah'ın sağlık durumunun gittikçe iyileştiğini öğrenmek Suriye'deki sevindirici gelişmelere bir yenisini daha ekledi. 

Haksöz-Haber

abdulkadir-es-salah.jpg

HABERE YORUM KAT

29 Yorum
  • Hasan Soylu / 03 Aralık 2012 17:43

    Kıyam eden bir kaç örgütlü grup değil, Suriye halkının tamamıdır. Siz Suriye halkı adına bu kadar keskin cümlelerle konuşma hakkını nereden alıyorsunuz. Muaz el-Hatip ve diğer muhalif liderleri böyle ağır ifadelerle eleştirerek suriye halkının bütünlüğünü sağlayabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Demokrasi talep eden herkesi İtham etmek hatta tekfir etmek sizi nerelere götürüyor görmüyor musunuz? Bu yaklaşımınız ne Tunus'ta, ne Mısır'da, ne Libya'da Müslüman bırakmaz!

    Yanıtla (0) (0)
  • muvahhid / 24 Kasım 2012 17:13

    Suriyeyi diger Islam beldelerinden ayiran özellik, kiyam basladigindan beri ordaki müslümanlarin söylemlerinde sürekli, bu kiyamin Allah icin oldugu ve sadece Allahtan yardim istedikleri seklinde idi. Sokaklara dökülen ve cihad eden insanlar, kafir batidan ve abd den yardim istemediklerini acikca dile getirdiler. iste bu yüzden kafirler korktu ve müdahele etmedi, istedi ki besar esad katledebildigi kadar katlestin ve ordaki mücahidler ve halk artik yeter ne olursa olsun da bu savas bitsin beklentisine girdi. simdiye kadar yüzlerce suriye dostlari toplantisi veya ulusal konsey toplantisi yapildi, muhalefetin basina birisi arandi ama hicbiri ordaki mücahidler tarafindan ve halk tarafindan benimsenmedi. iste bu durumda kafirlerin korkusu daha da artti ve devrimi calmak ve islam devletiyle sonuclanmamasi icin, gene Mehmet Alagasin deyimiyle islamizasyon oyununu sahneye sürdüler. Böylelikle müslümanlar, gene fikirlere degil, kisilere baglansinlar diye. Oysaki Muaz el- Hatibin secildikten sonra solugu kafirlerin yaninda almasi ve Bati ülkeleri ile görüsmesi hatta Fransaya baskonsolusluk atamasi, Amerikaya ve kendi halkina bu konuda mesajlar göndermesi, en son Islam devleti talebinde olduklari ve bunun icin de dirar komisyonunu tanimadiklarini ifade eden göstericileri, zorla ve silahla devlet talebinde bulunduklari noktasinda aciklamasi ve tüm dünyaya ordaki mücahidleri hedef göstermesi, onun alim falan degil, satilmis ve hain bir insan oldugunu göstermesi noktasinda acik deliller degil mi ? Onun mücahidleri ve halki demokrasiye davet etmesi, bu konudaki hainliginin göstergesi degil mi ? yazik degil mi sehidlerimize ? yazik degil mi yurtlarini , kadinlarini, cocuklarini birakip sadece o kiyamin Islami oldugundan oraya gidip sehid düsen kardeslerimize ? Onlar bu kiyamin sonunda besar esad köpegi gitsin ve ama küfür hüküm sürsün, demokrasi gelsin diye mi kiyam edip sehid oldular ?? biraz nizam ve intizam, azicik basiret ve feraset !!!

    Yanıtla (0) (0)
  • Hasan Soylu / 23 Kasım 2012 18:10

    Suriye koalisyonuna karşı tavır almak Beşşar Esed ve şürekasının muhalifler arasında geliştirmek istediği fitne ateşine odun taşımaktır.
    Destekleyenler destekler, desteklemeyenler kendi hareketlerini sürdürürler.

    Daha şimdiden bazı isimleri ve oluşumları Amerikancı, Batıcı ilan edip ayrıştırmak kime ne fayda sağlayacak. Herkes kendi programı doğrultusunda hareket etmeye zaten devam etmeyecek mi? Burada adı geçen örgütlerin bir kısmı zaten Hür Ordu'dan ayrı hareket etmiyorlar mı?

    Devam etsinler! Kimse onlara illa da gelin bize katılaın diye dayatma mı yapmış? Öyleyse bu tartışmalara ne gerek var? Ayrıca bu sitede rastladığımız şekilde bazı Müslümanlar farklı olduklarını, ayrı olduklarını beyan etmeyi ne kadar çok seviyorlar. Diğer Müslümanları mahkum etmeye ne kadar meraklılar. Bu tavır bizi hangi hayra sevkedecek? Niza ve buğzdan başka kime ne kazandıracak?

    Yanıtla (0) (0)
  • Ridvan / 22 Kasım 2012 00:53

    “Ey Obama korkma! Hepimiz bu Koalisyon\'un yanındayız.”

    Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı\'na teşekkür mesajları içeren, Suriye halkının bir olduğunu ifade eden, aşırılığı ve terörü kabul etmediğimizi gösteren dövizler açmanızı da istiyorum…\"

    Bu, \"gülsek mi, ağlasak mı\" dedirten açıklamanın sahibi Muaz el-Hatip, bilindiği gibi bir müddet Suriye’nin en meşhur camisi, Emevi Camisinde imamlık yapmış, ılımlı ve herkesi kucaklayıcı fikirlere sahip bir alimdir. Yani \"ılımlı İslam\" projesi için biçilmiş kaftandır. Onun, bu Konsey\'in başına getirilmesinin sebebi ise Laiklerle dolu konseyi, İslamî motiflerle süslemek, böylece İslamî hassasiyeti yüksek Suriye halkının desteğini almak içindir.

    Bu koalisyonun kurulacağında dair ilk sinyali, ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton’un Zagrep’te yaptığı “Biz Suriye Devriminin aşırılar, radikaller tarafından çalınmasından korkuyoruz.” açıklamasında bulmak mümkündür. Daha sonra Ulusal Konsey’in çalışmadığını, fesh edilmesi gerektiğini belirterek yeni oluşumun önünü açmış oldu. Netice itibariyle böyle bir koalisyon icad edildi. Önemli olan ise Suriye’deki direniş cephesinin bu gelişmeye vereceği tepkiydi. Nitekim fazla gecikmeksizin Suriye’deki mücahit gruplar bu koalisyonu tanımadığını ilan etmeye başladılar. Böylece kafir Batı\'nın Suriye üzerindeki oyunlarından biri daha boşa çıkartılmış oldu.

    Ancak bu oyunun üç boyutlu bir oyun olduğunu unutmamak gerekir:

    1- Esed sonrası dönem için \"ılımlı İslam\" projesine uygun, ABD menfaatlerini garanti altına alan bir iktidar oluşturmak.

    2- Eğer bu koalisyon Suriye’de mücadele eden gruplardan gerekli desteği göremez ise o takdirde Suriye muhalefetini parçalayarak Esed’in ömrünü mümkün olduğunca uzatmak.

    3- Koalisyonun ihanet içinde olduğunu gören, İslam Devleti için çalışan ihlaslı Müslümanları, birliği parçalamak ve fitne çıkarmak isteyen dış destekli terör grupları olarak lanse etmek.

    Görüldüğü üzere Suriye, yine kirli bir oyuna kurban edilmek istenmekte. Ancak Halep ve kırsalında mücadele eden birliklerin yaptığı son açıklama, yüreklerimize su

    Yanıtla (0) (0)
  • Ridvan / 22 Kasım 2012 00:50

    Editör kardesten köklü degisim dergisinden alinti yaptigim yaziyi yayinlanmasini rica ediyorum :

    04.11.2012 ile 07.11.2012 tarihleri arasında Katar’ın başkenti Doha’da Amerikan’ın Doha Büyükelçisi Susan Ziadeh ve Amerikan Şam Büyükelçisi Robert Ford huzurunda Suriye muhalefetinin katılımıyla bir konferans düzenlendi. Bu konferans neticesinde "Suriye Devrimi ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu" adı altında yeni bir koalisyon kuruldu ve Başkanlığına, Ahmed Muaz El-Hatip seçildi. El-Hatip’in yardımcılığına ise Riyad Seyf ve Suheyr El-Atesi atandı.

    Esasında bu koalisyonun Amerika’nın ve Batı'nın gözetiminde kurulması, ardından tüm İslam düşmanlarının onu tanımada yarışa girmesi, habis bir oluşum olduğunu görmek için yeterliydi. Yeni Başkan'ın Suriye halkına yaptığı talihsiz sesleniş, O'nun rengini iyice belli etti. El-Hatip özetle şöyle diyordu:

    "Dün ben, Almanya Dışişleri Bakanı ve Fransız Dışişleri Bakanları bir araya geldik. O akşam bizim bu oluşumumuz, Fransa tarafından "Suriye halkının meşru temsilcisi" olarak tanındı. Hayırlı olsun. Size anlatacağım husus hakkında yardımlarınızı talep ediyorum: Suriye, şu anda tehlikeli bir yer ve Beşar Esad rejiminin ortadan kalkması için bizim siyasi duruşumuzun açık olması gerekiyor. Bu siyasi duruş olmaksızın biz, herhangi bir maddi veya askeri yardım alamayız. Bu nedenle bizim yapmamız gereken şey, birleşmemiz ve bizi bölmek isteyenlere müsaade etmememizdir.

    Bütün muhalefete, bizimle beraber olmaları için çağrıda bulunuyoruz. Ve eğer koltuk isteyen birisi varsa gelsin ve benim koltuğuma otursun. Yeter ki Suriye muhalefeti birlik olsun.

    Herhangi bir açıklama bu ülkeyi felakete götürebilir. Bizim oluşturacağımız Hükumet, Suriye'ye yapılacak olan yardımlar için bir geçiş kapısıdır. Ve böylelikle Esed rejimini düşürmek için gerekli silahları elde edebiliriz.

    Bugün Amerika, bizim oluşumumuzu bir şartla tanıyacaktır ki o da, bizim bu oluşumumuzun Suriye halkını gerçek anlamda temsil etmesi şartıdır.

    Bu tarihî bir andır... Allah’tan birbirimizi yardımsız bırakmamayı niyaz ediyorum.

    Gelecek Cuma

    Yanıtla (0) (0)
  • musab kurt / 20 Kasım 2012 22:30

    allaha hamd ediyorum ki suriyede siyasi basireti yüksek kardeşleimiz var elhamdulillah rabbim onların taleblerini gercekleştirsin inşaallah ve islamın devleti gölgesinde yaşamayı bizlere nasip etsin inşaallah ve islam rayesini dünyaya taşıyalım ve israili harıtadan silelim inşaallah

    Yanıtla (0) (0)
  • İmarat Kavkaz / 20 Kasım 2012 20:34

    Bülent Bey!Siz Çeçenya(Kafkasya) ve Irak'taki cihadın bitme noktasında olduklarını hangi bilgiye dayanarak söylüyorsunuz?Irak'ta son 2 senedir yeniden bir toparlanma var!Kafkasya Emirliği vilayetlerindeki askeri hareketlilik elhamdülillah oldukça yüksek düzeyde(KE kaynaklarından referansla çalışan Türkçe websitelerinden ne kadar haberdarsınız bilemiyorum tabi).Geçtiğimiz yıllarda yayınlanan bir araştırmayı sunuyorum:
    http://www.shamilonline.org/tr/buelten/fikir/1868-kafkasya-cihad-ve-rakamlarn-goestergesi.html
    Ayrıca Kafkasya Emirliği Emiri Dokko Ebu Osman(Allah O'nu korusun)'ın Suriye cihadı hakkındaki son beyanatı,sanki bizlere bazı fikirler veriyor:
    http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2012/11/16/8099.shtml
    çevirisi fazla iyi olmamakla birlikte özellikle editörden bu beyanatı ayrıyeten yayınlamasını rica ediyorum.
    vesselam

    Yanıtla (0) (0)
  • Haci Dede / 20 Kasım 2012 12:46

    Milletin ağzında çiğnediği merhale fıkhını anlamıyorum..neymiş bu? Muaz el Hatipin yaptığı gibi mezuniyeti Dohadai diplomayı Pariste Holande'in elinden almak mı? Hadi merhela merhale ilerlediniz ve rejimi elinize aldınız , o zaman da dünyayı size dar edip yine cihad etmeye mecbur kalmayacakmısınız? en iyisi mi , bu komik, ve şeri temeli olmayan fıkhı boş verin ve Rabbimizin emrine tabi olun. aksi halde Rabbimizin emrini atıl hale getirmek için uydurulmuş merhale fıkhı size ateşi yaklaştırır. Merhale fıkhının Iraktaki cihadı getirdiği noktayı görün..Cihadı bırakıp seçime itilen müslüman topluluk, ellerindeki gücü İran ve farisi hegemonyasına terketmek zorunda kaldı.. C.başkanı yardımcısı tarik Haşimi( Irak İhvanından), şu anki Muaz el Hatip gibi bu yola girdi ve şimdi de kullanılıp bir kenara atıldı. Hakkında verilmiş 2 idam kararı var Irakta. çeçenistanda olanlar da bu merhaleciler eliyle iktidarı kadirov keferesine teslim etmek zorunda kaldılar. sonuç şu ki, bu merhale fıkhı şeran ve aklen ve tarihen saçma , temelsiz ve müslüman kanına mal oluyor.
    diğer anlaşılmayan konuda ise milletin aklına İslam devleti gelince , kesilen kafalar, eller ve taşlanan insanlar geliyor. müslümanların bile..Çünkü maalesef ufkumuz bunları anlayacak kadar geniş değil..gözlerimiz de bir İslam devlet görmedi bugüne kadar.. şu kadarı söyleyim ki, gerek cephetunnusra ve gerekse yeryüznün tamamında savaşan mücahidlerin amacı geldikleri gün kelleri götürmke değildir ve böyle de olmamıştır. Ancak kara propagandanın gizli eli, mücahidlerin kendilerini korumalarına dahi izin vermemek için bu türlü bir progpagandaya baş vurmakta..Suriye için tek yol, cihadın sancağını taşıması ve Kuranın hakim olacağı ülkeyi kurmasıdır. bu acelelecilik değil, teenni ve hikmetin ta kendisidir. Bakın, ( Haksöz haber yayınlamasada) geçelerde Taliban İslam emirliği lider Moll Ömerin 2001 yılında işgal öncesi ABD tarafından yasaklanmış ropörtajı yayınlandı. tarih 11 yıl sonra cihad eden bu sadık insanı tarih ve insanlık önünde haklı çıkardı. İşte Suriye mücahidlerine önündeki 2 yol: Tarık haşimi mi Molla Ömer mi?

    Yanıtla (0) (0)
  • Hasan Soylu / 20 Kasım 2012 10:48

    Suriyeli mazlumların tepesine bombalar yağarken, hangi örgüt güçlü hangisi daha hak yolunda tartışması biraz gereksiz değil mi? Sadece belli bir grubu islami ilan edip, diğerlerini laik-Batıcı diye yaftalamak adil değil. Binlerce görüntüde Özgür Ordu savaşçılarının sözleri, açıklamaları, bildirileri laik-Batıcı bir kimlikten ne kadar uzak olduklarının ispatıdır. Ama amacınız minicik de olsa bize ait bir alan olsun, buraya hükmedelim, Suriye'nin bütünü önemli değil diyorsanız, buyrun bu ayrıştırıcı söyleinizi devam ettirin. Cezayir'i, Somali'yi, Irak'ı ise hiç unutmayın!

    Yanıtla (0) (0)
  • abdullah kartal / 20 Kasım 2012 07:46

    selami demir gibi yorumcuların karalamalarını çok görmeyin. onlar şu anda destekledikleri alçak rejimin çöküşünü an be an yaşamanın ızdırabı içerisinde muhalif tüm cephelere bir kulp takmanın ve suriye direnişini itibarsızlaştırmanın peşindeler.
    suk a tabiî olunca amerikan piyonu, küresel cihadcılara-nusret cephesine tabiî olunca harici-terörist, başka bir muhalif gruba dahil olunca da başka bir kaoscu-hain olursunuz.
    peki ne yapmamız isteniyor bizden? esed'in insafına kalmamız, olmadı rusya ve iran'ın işaret edeceği başka bir diktatöre boyun eğmemiz...
    bizde hiçbir onur ve haysiyet kalmadıysa ve dünya hayatını ahirete tercih edecek kadar Allah(cc)ın dinini arkamıza attıysak eğer sizin sözünüze geliriz.

    wallahi, bu saatten sonra esed ve onun destekçileri yerin dibine geçmedikçe içim rahat etmeyecek!

    Yanıtla (0) (0)
  • Mazlumun ahi / 20 Kasım 2012 03:45

    öylemi?yani turkiye gibi laik bir devlet istiyorlar öylemi islam devleti istiyenleride saten suriyeli degiller gitsinler denecek öylemi bitti beyler bitti laikliginiz can cekisiyor göremiyormusunuz.ne iran ne erdogan suriyeyi islam devleti olmaktan alikoyamiyacaksiniz pkk nizda ali koyamiyacak nedense herkes her bir birine düsman olanlar müslümanlara karsi olunca illla ortak paylari olup orda birlesebiliyor.ama bizler Allah ve onun dinin yanindayiz muminlerin islamin devlet,kurani anayasa olmasini isteyenlerle berabeririz. her kes hak ettigi safda yerini almadan canini almazmis Allah saflarinizi belli edinl laiklik öldü hortlatamazsiniz.turkiyedeki laiklikde mucidiyle beraber atilacaktir insallah.

    Yanıtla (0) (0)
  • ali kale / 20 Kasım 2012 02:53

    öncelıkle editörün kullandığı dili kınıyorum.Bu portala yakıştıramadım şahsen.Yeni oluşturulan konseye dahil olmayan nusra cephesını marjinalleştirmeye çalışıyorsunuz.Abd türkiye ikiyüzlü bir politıka izleyerek ılk once Surıyenın dostları toplantıları ile tamamı seküler demokrasi hayranı laik Suk'u ortaya attılar.devrimi çalmaktan başka bişey deil bu suk..İslama duyarlılığı fazla olan muhalif gruplar bu oluşumu kesınlıkle benımsemediler ve İslam devleti kuracaklarını dile getirdiler gösterilerinde.Abd Suk'un ıflas ettiğini açıkladı ve güçlenen muhalifleri şekıllendirmek için yeni bir oluşum ortaya attı.Bu oluşum da devrimi çalma girişimi diye düşünüyorum.Muhalifler inşallah ayrılığa düşmezler.Nusra cephesi orada önde gelen gruplardandır.İnşallah Allah doha da oluşturulan tuzagı emperyallerin başına yıkar..

    Yanıtla (0) (0)
  • Bülent / 19 Kasım 2012 23:29

    Esed rejimi devrilinceye kadar muhalif güçlerin tek bir çatı altında hareket etmeleri elzemdir. SMDK önderliği Suriye içinde ve dışında yeterli desteğe/meşruiyete sahiptir.
    "İslam Devleti" aceleciği merhale fıkhına riayet etmemekten kaynaklanıyor.
    Allaha şükür ki Muhalefetin liderliğinde Muaz el-Hatib var. Allah'a şükürler olsun ki Ahraruş Şam ve Liva Tevhid bu aceleciliğe prim vermedi. Ama Nusra'nın bu çıkışı Suriye Devrimini riske sokacak bir etken olduğunu göstermiş oldu...
    Umarım aceleciler Irak'taki ve Çeçenistan'daki direnişi bitme noktasına getirdikleri gibi Suriye direnişini de aynı çıkmaz sokağa sokmazlar...

    Yanıtla (0) (0)
  • Fikri. / 19 Kasım 2012 22:46

    Suriye'den gelen mücahidlerle görüştük, Suriye'ye giden yardım kuruluşlarında görev alanlarla görüştük. " Halk Beşar'a karşı" diyorlar.
    Devrimden önce defalarca Suriye'ye giden birisi olarak sessiz yığınların nasıl bir baskı altında olduğunu bizzat gördüm. Türkiyedeki Üniversite hayatımızda Suriyeli öğrencilerle de çokça diyaloglarımız olurdu; halktan olduğu herhalinden belli Suriyeli öğrenciler muhaberat korkusundan hemen hemen hiç konuşamazken, elit ya da devşirilmiş (belli mezhebe bağlı) yoksul ama yoz gençler Kadın, kız içki peşinde koşup Hafız Esed yalakalığı yaparlarken Müslüman kimliğine hiçbir atıfta bulunmazlardı. Müslüman adı altında Zalim aklayıcıları o zamanlar yoktu.
    Türkiye'de kendini halk sanan Kemalistler gibi Suriye'de de kendini halk sanan Beşarcılar varmış.
    Yezid'in sarayından bakınca, sadece dalkavuklar görünür.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hacı Dede / 19 Kasım 2012 22:17

    Öncelikleyapılan yorumlar haikaktten uzak masaüstü yapılmış yorumlar. en azında kısa cihad tarihi bilmeden yapılanlar ve mücahidleri eleştirenleri insaf gözüyle bile değerlendirmeye katmak mümkün değil.
    mücahidlerin Somali ve Irak dışında kurduklarını ilan ettikleri bir devlet yok... bana yeryüzünde varolan 175 devletten kendi projeleri olan ve içine etmedikler 20den fazla ülke sayamazken mücahidlerin Allahın kelimesini kaldırmak ve müslümanlardan zülmü kaldırmak iiçin yaptıkları cabayıgöermezdengelipbunları harici-vehhabi olarak damgalayamazsınız. en azından kanlarını bu yola veren insanlara az da olsa saygılı olmak zorundasın.

    haksözhaber isekullandığı dil ile TC -ABD- Katar üçgeninde meseleye bakıp taraflı habercilik örneği göstermiştir. kaldı ki ülkede en fazla operasyon ypan bir grubu, yani Nusret cephesini, tabansız görmek suriye gerçeğine uymadığı gbi, günün sonunda Abd ile aynı yatakta uyanmak zorunda kalabilirsiniz..

    Yanıtla (0) (0)
  • hasan mensur / 19 Kasım 2012 21:35

    Rabbim sana ve diğer suriyeli yaralı müslümanlara şifa versin amin

    Yanıtla (0) (0)
  • hasan mensur / 19 Kasım 2012 21:31

    Suriyede olup bitenler, zulum, iftira, karalama, katliam, tecavuz, enkaz, merhametsizlik, suriyedeki bunca akıl almaz trajedi karşısında,
    ünyargılı insanları piskolojik olarak etkilemek için, bilerek veya bilmiyerek kanaatım genelde bilerek olsa gerek, bu hazin hataya düşmekteler malesef.


    Konuşmaya gelince, çok konuşur, delilsız mesnedsız, kur'ana yünelipte Suriye konusunda sakin bir kafa ile, zalim kim, mazlum kim, haklı kim, haksız kim, yaptığım yorumlar iftira mı; karalama mı; bunca zulumlere rağmen suriyeli müslüman kardeşlerim hakkında yaptığım yorumlar, eleştriler, doğruluk derecesi nedir, zahmete katlanıp araştırmaz.

    Suriyeli müslümanlar konusunda kafası karışık olanlar, kendilerini onların yerine koyarak düşünseler, bir sonuca varabilirler, ne ölen çocukları var, ne anne ve babaları, ne de yakın akrabaları, Gazzeye gitseniz kime sorsan net doğru haberin hemen yanıtını alırsın çünkü zulum gürmüşler ve gürmeye devam etmekteler Allah akıl ve iz'an hikmetti iyi ve kütüyü ayırt etme kabiliyetini versin amin

    Yanıtla (0) (0)
  • Mücahid / 19 Kasım 2012 21:24

    suriye'de mücadelenin bel kemiği nusret cephesi ve küresel cihadçılardır.İslam devleti kurulmasını isteyenlerde bunlardır.Öso ise laik demokrat batı yanlısı bir yapılanmadır.Suriye halkı gerçekten islam devleti istiyorsa öso'yu değil nusret cephesini desteklemelidir.

    Yanıtla (0) (0)
  • Murat AYDOĞDU / 19 Kasım 2012 20:43

    “Sarp geçitlerde,
    Çetin yokuşlarda,
    Özgürlük için
    Ve yoklukta dayanışma için,
    Birbirini yetim bırakmadan,
    Sürülen ve yerlerinden edilenlerin yanında durup
    Yakınlık kuranlardan olmak,
    Sonra da inananlardan ve birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve acımayı tavsiye edenlerden olmak,
    İşte onlar dürüstlüğe ve erdemliliğe erişenlerdir.” Beled 11-18

    Bütün devrimlerde gözlenen doğal ihtilaflar vardır.
    Suriye’de muhalefetin metodolojik farklılıklara rağmen ezici çoğunluğun referansı İslam'dır. Ve bu Baas diktasına boyun eğenlerden, boyun eğmeye çağıranlardan çok daha sahih ve Müslümanca tavırlardır.
    Müslümanlara düşen, yargılamak yerine mustaz’af ve mazlumlara kendilerine en yakın olanlarını desteklemek ve Müslümanlar arasındaki ihtilafların, çatışmaya dönüşmeyecek ve ortak hareket edecek çabaları sarf etmek, Batılı, emperyalist ve münafıkça tutuma girenlere karşı uyanıklığa çağırmaktır.
    Devrimler mücadele sahasında şekillenir, olgunlaşır ve gelişirler. Hareket Fıkhı dediğimiz süreçte muhakkak ki zaaflar ya büyüyüp Fitne unsuru olacak ya da giderilerek Aramızdaki ortak söz etrafında Bünyan-ı Mersus’a dönüşecektir.
    Malum ve Mustazafların seçimlerine saygı ve onlara güven, zann ile önlem almak, ama zanna tabi olmamak Müslümanların bitmeyecek sınavlarından kesitlerdir.
    Her ümmet kendi sınavını yaşayacak Allah Elçisi Musa’nın Mısırdan çıkışı, Allah Elçisi Davut’un iktidarla sınanması ve Son Elçi’nin ve takipçilerinin yaşadıkları tecrübeler takva ve Şahitlik bilincine ulaşan Müslümanlar için örnekler olacaklardır.
    Kusursuz olan yalnızca Allah olup Kul’a düşen sürekli kendini yargılama, tevbe ve istiğfar ile O’nun Kitabına yönelmek ve mücadeleden vazgeçmemektir.
    “Muhammed, Allah'ın elçisidir. Onunla beraber olanlar, kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler. Onların rükû ve secde ederek Allah'ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Onların işareti yüzlerindeki secde izleridir.” 48 Fetih 29

    Yanıtla (0) (0)
  • NECİP ERGİNYÜREK / 19 Kasım 2012 20:25

    “Esad’ın gücü, hava gücüne dayanıyor tamamen. Rastgele katlediyor insanlar. Şuan ülkenin kontrolünü kaybetmiş durumda. Ama giderayak imha etmeye, yok etmeye çalışıyor. Tabii dışarıdan verilen destekten de yararlanılıyor. Rusya’nın, iran’ın desteği var. Bunlar açık şeyler. Şu anda uluslararası güçler de esad’a müddet, zaman kazandırmaya çalışıyorlar. Zaman kazandırmaya çalışmalarının amacı aslında suriye’de muhalefeti ihtilafa sokup, karıştırmaktı. Bunun için uğraştı. Hillary clinton, “suriye ulusal konseyi aradan çekilmeli. Bir şey yapamıyor. Hristiyanları, alevileri, kadınları yeterince temsil etmiyor” gibi laflar söyledi. Ama clinton’un oyunlarına karşı doha’daki toplantıda, “biz suriye ulusal konseyi resmi olarak suko’yu kabul ediyoruz. Suriye muhalefetinin temsilcisi budur.” Dedi. Onun için o toplantıda suriye muhalefeti bir bakıma oyunu bozmuş oldu. Bu yeni gelişme ile birlikte bu oyun bozulmuş oldu”

    Yanıtla (0) (0)
  • NECİP ERGİNYÜREK / 19 Kasım 2012 20:24

    İşin açıkcası haberi gördüğümde ABD, AB, İSRAİL,ESAD, İRAN, RUSYA ÇİN gibi şer güçlerinin aylardır başlayan intifada olayını çeşitli gereçlerle ya mahkum ediyorlar yada oyalama taktiğiyle içten parçalayıp bir birine düşürmeye çalışıyorlar…Çünkü bu şer güçleri ne kadar ayrı gibi görünse de ortak hedefleri SURİYEYE İSLAMİ BİR İKTİDARIN-İSLAMİ HAREKETİN YERLEŞMESİNİ ENGELLEMEKTİR…. Sonuçta intifadayla beraber mısırın, gazzenin, tunusun vs diğerlerinin daha da iyiye gittiğini bölge yine aslı damarına yani ıslah çizgisine yaklaştığını görüyoruz… ve bu yaklaşma emperyal ve işbirlikçi devletleri-kişileri ve kurumları ürkütmeye başladı…işte tam bu noktada suriye kilit noktadır ve suriyenin kaybedilmemesi gerekir… bu şer güçleri bu sinsi ve iğrenç oyalama, süreci uzatma ve parçalama durumlarına müslümanların uyanık olması gerekir…
    işte tamda bu noktada habere gelen tekzip önemli idi.
    “ahrar'uş şam ve liva'ut-tevhid (tevhid sancağı) tugayları suriye muhalif ve devrimci güçler ulusal koalisyonu'na karşı olmadıklarını açıkladılar.
    Ahrar'uş şam grubunun resmi internet sitesinde yayınlanan basın açıklamasında kendilerinin de imzaları olduğu belirtilen açıklama ile ilgilerinin olmadığı belirtildi.
    Tevhid sancağı tugayı komutanı abdulkadir es-salah da söz konusu açıklamanın resmi bir karar olmadığını, bazı kişilerin kendi düşünceleri olduğunu ifade etti.
    Ahraru’ş şam ve liva'ut-tevhid grupları özgür suriye ordusu çatısı altında hareket etmiyor ancak öso'ya muhalefet de etmiyorlar. Yer yer birlikte hareket ediyorlar.”
    Bu açıklamayı bazı gelişen önemli olaylarla beraber okuduğumuzda sureç daha iyi anlaşılır.

    Yanıtla (0) (0)
  • EDİTÖR / 19 Kasım 2012 19:28

    Bu haber, Ahraru’ş Şam ve Liva'ut-Tevhid cephesinden gelen açıklama dolayısıyla yeniden güncellenmiştir.

    Yanıtla (0) (0)
  • musluman / 19 Kasım 2012 18:56

    islamcı güçlerin ne kadar gücü var sistemi değiştirecek kadar var mı ?
    elbette yok en önemlisi halk tabanına sahip değiller suriyeden gelen birisi olarak söyluyorum bunuç
    Bu savaş ne olursa olsun amerikaya yarayacak bu belli
    baştan ayaga zamanlama ve strateji açısından yanlış bir savaş

    Yanıtla (0) (0)
  • mücahit alpay / 19 Kasım 2012 17:59

    Allahu Ekber! İslam için, İslami Düzen için mücadele eden Mücahitlere selam olsun. Demek ki her şey ülke çıkarı için değilmiş. Demek ki İslami ilkeleri önceleyen bir mücadele varmış ülkede. Ve bu kardeşlerimiz İrancı siteler tarafından haber yapılırken; "İslamcı Terör Örgütleri" diye haber yapılıyor bilginize. Bunlar terör ise siz nesiniz Ey Yardakçılar! Utanın ve tevbe edin, başaka diyecek bir şey bulamıyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • Rıdvan Kaya / 19 Kasım 2012 17:11

    Ortak okunan bildirinin islam devleti talebi haklı ve desteklenmesi gereken bir taleptir. Elbbete bunca bedelden sonra başka bir sonuca Müslümanların razoı olması beklenemez.

    Bununla birlikte adı geçen örgütlerin yeni oluşturulan koalisyonu reddetttikleri iddiası henüz ispatlanmamış bir iddiadır.

    Bu grupların Özgür Ordu dışında olmakla beraber bazıları Özgür Ordu ile paralel hareket etmektedirler. Muhalif güçler arasında bu tür farklılaşma, ayrışma beyanları bu aşamada pek hayırlı sonuçlar doğurmaz. İslami güçler birbirlerini eleştirmeli, uyarmalı ama asla mahkum etmemelidirler.

    Yanıtla (0) (0)
  • A. Reşit EKŞİ / 19 Kasım 2012 16:13

    Bu insanlar uğrunda şehid oldukları davanın dışında bir yönetim tarzı tanımazlar. İlk başta oyubozanlık gibi gözükse de aslında oyunun temiz oynanmasını istiyorlar. Suriye kurtuluşunun kalıcı bir kurtuluş olması için vahiy ve sünnet dışı urların şimdiden kesilmesi şart, yoksa hastalık ve musibetler ilerde yine habisleşir. Bu açıklamadan sonra muhaliflerin yapması gereken şey "şartsız itaat çağrısı" değil, itaatin şartlarına sahip olduklarını göstermek. Azınlık unsurları mutlu etmek adına; muhalefet, islami yönetim tarzını kurban etmemeli. Zor bir dönemeç. Allah hak üzere anlaşmalarını nasip etsin, amin.

    Yanıtla (0) (0)
  • daha siz durun / 19 Kasım 2012 16:12

    küfrün önderleri suriyede ne yapacaklarını şaşırmış durumda.ama ayakta uyuyan insanlar zannediyor ki, orada savaşanlar israil ve amerikanın adamları.komplo teorileri bunları paranoyaklaştırmış.yakında esed geberecek.ve zafer islamın olacak. ondan sonra ver elini israil.ve eğer hala vicdanları olan insanlar varsa o gün utanacaklar.haa amerika ve israil bu sefer suriyeye girecek.tevhid ehli insanları yok etmek için.tabi bu arada insanlar islam devleti kurulunca yine müslümanları israil ve amerikan piyonu olarak görecekler.amerika ve israil suriyeye girmek için bunları örgütledi falan filan işte .allah kalplerini işte böyle çeviriyor.çünk oturup konuşmaktan başka hiçbir şey yapmadıkları için.çok okuyan çok bilir ama doğru bilgiye ulaşamaz.çok gezen ise gerçek bilgiye ulaşır.doğruya ulaşmak emek ister.

    Yanıtla (0) (0)
  • Selami Demir / 19 Kasım 2012 16:06

    Bunların eline kurulu düzeni versen içine ederler...İslam Devleti kuracaklarmış..Rahmetli Kaplan hocanın Köln Spor Akademisinde kurduğu devlet gibi..Irak İslam Devleti, Mali İslam Devleti,Somali İslam devleti birde unutmadan Libyada vardı...Ne kadarda çok İslam devleti kurulmuş...Plan yok, proje yok, plan ve proje geliştirecek bir kafa hiç yok...eline silah alıp güçlendiklerini sananların sorumsuzluklarının cazasını mazlum halk çekiyor..Suçlu hazır Esad zalimi, sen şiddeti arttır, memleket yol geçen hanına dönmüş eline silahı alan zalime karşı Cihad etmek için ülkeye girip istikrarsızlık ve Kaos çıkarıyor..Zaten amaçlananda başından beri buydu...Böyle İslam anlayışını Kurandan vede Sünnetten çıkaranlar ancak Harici,Vahabi zihniyettir. Allah hidayet etsin...İslam adını kullanan zalimlerede Allah lanet etsin...Vesselam

    Yanıtla (0) (0)
  • muhammet hasan / 19 Kasım 2012 15:53

    -yahu böyle bir şey mümkünmü? veliyyi emirimiz! bunların amerikan piyonu olduğunu söylememişmiydi? piyonların, oyun kurucuların tekerine taş kokyması ne mümkün? bu durmda bu haber kesin uydurmadır! bu video kaydıda holivood da yapılmıştır! adamların tekbir alışlarına bakın şiveleri farklı!- malum çevreler bu haberi gördüklerinde böyle değerlendirir zannımca

    Yanıtla (0) (0)