1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Suriye İntifadasına Van'dan Destek Eylemi
Suriye İntifadasına Vandan Destek Eylemi

Suriye İntifadasına Van'dan Destek Eylemi

Van'da Sanat Sokağı'nda toplanan VAHÖP üyeleri Suriye İntifadasına destek için bir eylem yaptı.

17 Mart 2012 Cumartesi 16:27A+A-

 

Sanat Sokağı’nda Suriye direnişine destek amaçlı gerçekleştirilen eylemde Van Hak Ve Özgürlükler Platformu  (VAHÖP) adına basın açıklamasını Cafer Acar yaparken Bahadır Kurbanoğlu ise Suriye’de Katil Baas rejiminin tam bir yıldır Müslüman Suriye halkının haklı karşı çıkışını katliamlarla bastırmaya çalıştığını ifade ettiği eylemde “Katil Esad Hesap Verecek, Baas Despotizmine’de, Emperyalist Müdahaleye de Hayır, Katil Rusya Ortadoğu’dan Defol ve Kerbelayı Tarihte Arama Zamanın Kerbelası Hama” sloganlarını yükselttiler.

Kurbanoğlu ise konuşmasını Halepçe katliamının yıldönümü konusuna değinerek sürdürdü: “Halepçe katliamı tarihin gördüğü en dramatik, en vahşi olaylardan biridir. Halepçe’yi unutmamalıyız, unutturmamalıyız. Öte yandan Suriye’de yaşananların Halepçe’den bir farkı olmadığını, yeni Halepçelerin Suriye’de gerçekleştiğini de görmemiz gerekir. Suriye’de, İsrail’in kurulduğu günden bu yana ortaya koyduğu zulümleri fersah fersah aşmış bir rejim ve onun uygulamalarından söz ediyoruz. Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, çoluğu-çocuğuyla bir halk adeta yok edilmeye çalışılmakta. İsrail Gazze’yi vurduğunda tüm İslam dünyasının canı yanıyor değil mi? Peki aynı hissiyatı neden Humus için, Hama için taşıyamıyoruz? Gazze’nin Humus’tan, Gazzeli’nin Humus’ludan farkı nedir? Vahiy ateşin düştüğü yeri gösterir. “Esad’dan sonra acaba ne olacak, bunun için endişeleniyoruz, ya Batı gelirse” diyenlerin bu görüşlerinin İslami olduğu söylenebilir mi? 1 yıl sonrası, 10 yıl sonrası için endişelenenlerin bugüne dair kaygılarını hangi Kur’an ayetiyle açıklayabiliriz? Esad’ın yaptıkları gün gibi ortada iken, gelecekte olabilecek “muhayyel zulümler” için endişelenmeyi vahyin hangi ayeti onaylayabilir?

İki gün önce İsrailli Amos Gilad “Esad düşerse İsrail biter” mealinde bir açıklama yapmıştı hatırlarsanız. Tam olarak şöyle demişti: “Esat giderse sınırımızda bir İslam imparatorluğu kurulur ve bu İsrail'in sonu olur” Bu açıklamalar Suriye gerçeği ile ilgili bize çok şey anlatıyor. Bizler vahye iman eden Müslümanlarız. Devletler gibi düşünmek ve davranmayı bırakıp, stratejik derinlik içerdiği söylenen tahlillerle akidelerimizin kirletilmesine son verip, insan merkezli, vahiy merkezli, “haksız yere kıyılan bir can, bütün insanlığın katli gibidir” merkezinden olayları değerlendirmeliyiz. Komplocu endişelerimiz, adil ve hikmetli duruşumuz ve amellerimizin önüne geçmemeli.

İşte Adem ve Hamit kardeşlerimiz de bu endişeleri bertaraf etmek için Suriye’ye gizlice girmişlerdi. Amaçları somut, belgelenmiş bilgilerle geri dönüp bazı kesimlerin vicdanlarını harekete geçirebilmekti. Gelen haberler umut verici. Şunun da altını çizmek isterim ki sadece gazetecilik yapmak amacıyla ve mezkur sebeplerden ötürü Suriye’ye giden bu kardeşlerimiz bizlerin onurudur. Ortak hissiyatlarımızın tercümanı olmuşlardır.  İnşallah en kısa zamanda onların da aramıza döneceklerinin niyazındayız.

Bu vesileyle Suriye’de direnen kardeşlerimizi bir kez daha selamlıyor ve Rabbimizin onların yanında olduğu bilincini taşıdığımızı, buna yürekten iman ettiğimizi ilan ediyoruz.

Haksöz Haber - Tayfur Bayraklı

img_0356.jpg

img_0357.jpg

img_0362.jpg

img_0369.jpg

img_0378.jpg

Basın Açıklamasının Türkçe ve Kürtçe Tam Metinleri

Yıllardan beri BAAS rejiminin zulmü altında ezilen Suriye halkı son zamanlarda babasına rahmet  okutan Beşşar Esad tarafından yeni zulüm ve katliamlara maruz kalmıştır. Her gün bir yenisi  işlenen  bu katliamların bir an önce son bulmasını istiyor,özgür Suriye halkının yanında olduğumuzu ifade ediyoruz. Hiçbir hukuk gözetmeden hergün onlarca insanın öldürüldüğü, kadınlara tecavüz edildiği Suriyede  basın yayın çalışmaları engellenmekte, insanlar diri diri yakılmakta ve ülke büyük bir kaosa sürüklenmektedir.

Suriye halkı  faşist BAAS rejimine karşı  hakları olan adil yönetim talebinde bulunurlarken dikkatli olmalı ,birlik içinde hareket etmeli ve birilerinin değirmenine su taşımamaya özen göstermelidirler. Emperyalist ülkelerin ‘’Orta Doğu’ya özgürlük getireceğiz ‘yalanlarına asla kanmamalıdırlar. Onlarca muhalif grubun birbirinden bağımsız hareket ettiği ülkede güç birliği yapılması ve ortak iradeyle hareket edilmesi, Suriye halkının geleceği açısından son derece önemlidir. Muhalifler adalet talebinde bulunurlarken zalim konumuna düşmemeli, her türlü hukuksuzluktan uzak durmalıdırlar. Bütün Orta Doğu halklarının kendi geleceklerine karar verme hakkına sahip olduğunu düşünüyor, her türlü emperyalist müdahaleyi kınıyor ve özgür Orta Doğu halklarını selamlıyoruz.

Orta Doğu halklarına özgürlük vaadinde bulunan ABD, yıllardan beri işgal ettiği Afganistanda işlediği çirkinliklere bir yenisini daha eklemiş ve kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’i yakmakla dinlere karşı ne kadar hoşgörülü olduğunu ispatlamıştır. Bu alçakça saldırıyı kınıyor, ABD’nin sistematik olarak yapmış olduğu sivil katliamlarını lanetliyoruz. Afganistanda yapılan katliamı münferit bir olay gibi göstererek olayı örtbas etmesini alçaklık olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca ABD’nin Orta Doğudaki  jandarması İsrail’in de yaptığı katliamlarla ABD’den geri kalmadığını dikkatlerinize sunmak istiyoruz. İsrail devleti    kadın, çocuk ,yaşlı demeden yıllardan beri mazlum Filistin halkı üzerine kan kusmakta,her gün  katliamlarına bir yenisini daha eklemektedir. En son Gazze’de yaptığı ve 22 kardeşimizin şehit olduğu saldırıyı lanetle kınıyor, şehid olan kardeşlerimize  Allah’tan rahmet diliyoruz. Suriyede yaşanan vahşet karşısında aslan kesilen dünya kamuoyunun ,Filistinde işlenen insanlık dışı olaylara  seyirci kalmasını esefle kınıyoruz.İslam ülkelerinin hak ettiği huzur ve istikrara bir gün elbette kavuşacağına inanıyor ,bu yolda verdikleri mücadeleyi gönülden destekliyoruz.

 

Endamén héja yén  çapemeniyé u gelémeyé bı rumet!

16é Adaré salvegera komkujiya Helepçéye.Ev roja ku em iro bı bir tinın ne tené jı bo Kurdan  jı bo hemu mırovan rojeke reşe!Helepçe şahıdé rureşiya zalıman u belengaziya mazlumane. Helepçe roja mırına mırovahiyéye.Helepçe resma béwıjdaniya zordaran,békesiya gelé Kurd ,tenébuna mazluman u xemsariya dınyayeye.

Di 16'ê Adara 1988 'an de  artêşa Iraqê bombeyên kîmyewî barandin ser bajarê Helepçeyê . Di nava çend seatan de li Helepçe û derdora wê bi hezaran kurd mirin û bi 10 hezaran kurd jî seqet man. Bandora bombeyên Kîmyewî tenê bi mirina 5 hezar kurdan û seqet mayina bi deh hezaran ve bi sînor nema, bandora bombeyên kîmyewî hê jî li bajêr didome.Gelé Kurd tené lı Helepçé nehatiye qırkırın.Bı hezar salane lı rojhılata navin gelé Kurd jı aliyé zordaranve té kuştın.Zımané wi,hebuna wi u nasnameya wi té inkarkırın.Malén wan tén talankırın,zar u zéçén wan séwi tén hiştın.Yek jı van komkujiyan ji Roboskêye.Qetliama Roboskê  dıve bê  qebulkırın u berpırsıyar bêne cezakırın.

Dı naw rupelén diroka bébextde Gelé Kurd tu zemani  bı çand u huneraxwe,bı caméri u mırovperweriyaxwe nehatiye biranin. Her tım Kuştın,işkence koçberi u jenosid lı serserén Kurdan hatiye bıkaranin.16é adaré ji rojek jıvan rojane.Çekén kimyewi yén ku hatıne qedexekırın  jı aliyé hevkarén Ewrupive hatıne fırotın u Seddam Huseyné ku dıvé hezar cari be dardakırın  ev çek lıser gelé Kurd bıkaraniye.Bé guman dıvé tené Seddam Huseyn ney sucdarkırın.Hevkarén wi,dostén wi hézén dakgırker dıvé lı hember diroké vi hesabi bıdın.U dıvé gelé Kurd lı hember buyeré wıha hışyarbe.

Ezê axaftınaxwe bı helbesteke Feqiyê Teyran bı dawi binım.

Şixulê zordestê mîra                                               

Xirabe halê me feqîra

Kes guh nade jar û sefîla.

Ê hişyar bin sefîl û jar

Ê qal kin pêşîya mîrên xeddar.

Hun bizanibin mirên xeddar

 Ezê’j dinê herİm yekcar…FEQÎYÊ TEYRAN.

                                                                         Bi hêviya rojên azad em we sılav dıkım.

 

Van Hak ve Özgürlükler Platformu (VAHÖP) Adına

   Dönem Sözcüsü   Cafer Acar

Etiketler : , , , , , ,

HABERE YORUM KAT

8 Yorum