Suriye halkı canı ve malı pahasına direniyor
15 Mart’ta Suriye’nin Deraa kentinde başlayan isyan ateşi, Suriye’nin bütün kentlerine yayılarak büyüyor. Beşşar Esad’ın Suriye’ye seslenişi maalesef ne halkını ne de dünyayı tatmin etti. Her cenaze sonrasında olaylar, ölümler, yaralanmalar ve tutuklanmalar sürüp gidiyor. Suriye’nin Hama, Halep, Deraa, Lazkiye, Humus, Kamışlı, Duma, Banyas, Şam kentlerinde üç haftadır Cuma namazlarından sonra göstericilere ateş açılıyor, cep telefonu ile internete gönderilen görüntüler Suriye’de çok büyük katliamların yaşandığını gösteriyor. Halepçe ve Srebrenitsa tehlikesi söz konusu. Polis, asker ve sivil istihbarat görevlileri, çocuk-yaşlı-kadın ayrımı gözetmeden insanları öldürmeye devam ediyor. İnsanlar öldükçe gösteriler daha da kalabalıklaşıyor, Cuma gösterileri şehirlere yayıldıkça hükümet sertleşiyor.
Suriye İçişleri Bakanı, ‘ulusal birliğin savunulması çerçevesinde yasaların verdiği yetkiler doğrultusunda artık müsamahakar davranılmayacağını’ bildirdi. Bir gün sonra Banyas, Duma ve Deraa’da en az 70 insan öldürüldü. İnternete düşen görüntüler seyredilecek gibi değil. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon üzüntü duyduğunu söyledi. AB Yüksek Temsilcisi Ashton, Suriye’den şiddetten derhal kaçınılmasını istedi. Obama ise hem Beşşar’a hem de göstericilere olayları tırmandırmamaları çağrısı yaptı. İKÖ ve Arap Birliği’nden tek ses çıkmazken; Türkiye, Beşşar’ın, verdiği reform sözünde durmasını, beklenen değişimi ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmesini istiyor. Fakat Suriye hükümeti olaylardan belli dış güçleri, bazı medya organlarını, uydu kanalları ve internet sitelerini suçlamaya devam ediyor. Suriye’de neler olup bittiğini öğrenemiyoruz. Hiç bir iletişim aracı ve görevliler bölgeden yayın yapamıyor. Ülkede tam bir karartma uygulanmakta. Hama katliamı sonrası 25 bin insanın mezarlarının hâlâ bulunamaması, Nusayri azınlığın 28 yıl sonra tekrar bir soykırım gerçekleştirmesi korkusunu beraberinde getiriyor. Suriye’de 27 gündür insanlar öldürülüyor. Ne kadar yaralı, ölü, tutuklu var, bunların kesin sayısı bilinmiyor.
Suriye’de %10 Nusayri azınlık %70 Sünni çoğunluğa 48 yıldır maddi, manevi ve fiziki olarak işkence, baskı yapmaktadır.
2011 Ocak ayında başlayan isyan rüzgarları Arap topraklarını öyle ya da böyle etkilemektedir. 48 yıllık Baas diktatörlüğü değişimi kabullenmemekte direniyor. Arap dünyasının bu günkü jenerasyonu diktatörlerin ezberlerini bozuyor. Suriye halkı canı ve kanı pahasına direniyor, direnmeye devam edecek.
Suriye üzerinde siyasi stratejik hesabı olan ülkeler ve komşuları, halkın isyanı karşısında suskunluklarını sürdürmeye devam ediyorlar. Halkların kendi kaderlerini tayin etme noktasında halkın yanında değil de, diktatörlerin yanında duran ikiyüzlü, çıkarcı pozisyonlara şahit olmak çok acı verici.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT