Suriye dostları akan kanı durdurmalıdır..
24 Şubat Cuma günü Tunus’da Suriye Dostları konferansı bir kez daha belki de son kez Suriye’yi konuşacak. Geçtiğimiz Cuma günü Suriye’de katledilen insanların cenazesi için Şam’da ilk kez 30 bin insan gösteri yaptı. Bugün Suriye’de ortalama günde 40-50 kişi hayatını kaybediyor. Suriye yönetimi Ürdün ve Lübnan sınırlarını mayınlayarak sivil halkın ülkeden kaçmasını engellemeye çalışıyor.
BM güvenlik konseyinde Rusya ve Çin’in vetosu Beşşar’a 2 ay zaman kazandırdı ve bu süre içersinde 2 binin üzerinde insan katledildi, Arap Birliği, BM Güvenlik konseyinden artık somut bir karar beklemiyor. Sadece Çin’in son açıklamalarından Esad yönetimine karşı olan güvensizliğini ifade etmeye başladığına şahit oluyoruz, Çin tavrını Suriye halkı ve Arap Birliği’nden yana alacağa benziyor. Rusya, Suriye yönetiminin sonuna kadar yanında duracağını hem siyasi hem askeri yardımlar ile açıkça her platformda ifade ediyor. İran ve Irak Suriye’yi hem jeopolitik hem stratejik ortak olarak görmeye devam ediyor. Bu üç ülke de Beşşar’sız bir çözüme asla olumlu bakmayacak.
Anadolu Ajansı’na demeç veren Lübnan Dürzi azınlığın lideri olan deneyimli politikacı Velit Canpolat; Suriye’de katliamların bir an önce durması için Arap ülkeleri ve uluslararası camianın elinden gelen çabayı göstermesi gerektiğini, ayrıca Rusya İran ve Çin’in Arap dünyasında prestij kaybetmeye başladığının altını çizdi.
Suriye’de yaşanan katliamlar, en çok İslam dünyasını kendi içinde parçalanmaya doğru sürüklüyor. Arap devrimlerinin yaşandığı Tunus, Libya ve en son Mısır da Suriye elçiliklerini kapatarak Baas yönetimine karşı sert tepkiler vermeye başladılar. Körfez ülkelerinin çoğu ise geçtiğimiz günlerde elçiliklerini kapatmış idi. Arap Birliği üye ülkelerinin büyük çoğunluğu Suriye halkının yanında durduğunu diplomatik olarak ilan ettiler. Geçtiğimiz hafta Uluslararası Müslüman Alimler Birliği başkanı Yusuf El Kardavi’nin İslam dünyasına seslenişinde Suriye halkının direnişinin zafere ulaşıncaya kadar yanında maddi ve manevi olarak durulması gerektiğini açıkladı. Cuma günü Kabe’nin İmamı Suriye’de yaşanan katliamların durması için hutbe okudu.
Suriye’de belirli bir sona yaklaşıldığını gösteren emareler çoğalmaya başladı. Süreç çok uzun süre konuşulacağa ve tartışılacağa benziyor, meseleye din ve vicdan açısından bakanlar ile siyasi iktidar açısından bakanların tartışması olarak çok uzun yıllar konuşulacak. Bu kırılma İslam dünyasında ciddi siyasi, depremleri tetikleyecek bir kırılmanın habercisi olabilir. 24 Şubat Tunus’da toplanacak olan Suriye dostları aslında Suriye için son umut niteliğinde olacaktır. Akan kanın durdurulması katliamların önlenmesi için gereken insani yardımın oluşumunun somut kararları bir an evvel alınmalıdır. Arap Birliği üye ülkelerin ortak koordinasyonu ile dün Bosna’da ve Gazze’de olduğu gibi katliamların durdurulması için ortak eylem planının bir an evvel uygulanması gerekiyor. Tunus da, Suriye için ortak eylem kararı alacak. Ülkeler kollarını sıvayarak bir plan çerçevesinde bu halkın daha fazla katledilmesine müsaade etmeyeceklerdir. Her gün bebekler, kadınlar öldürülüyor, masum insanlar tutuklanıyor, şehirler füzeler ve tanklarla dövülüyor, elektrik, su, gıda, ilaç gibi hayati ihtiyaçlar bile bu insanlara çok görülüyor.
Dün Gazze ve Bosna’da yaşanan benzer katliamlar karşısında ortak harekete geçen Filistin ve Bosna dostları bugün Suriye’de akan kanı durdurmak için bir şeyler yapmak zorundadır. Suriye Dostları akan kanı bir an evvel durdurmak için elinden gelen tüm çabayı göstermelidir. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan Cuma hutbesinde Suriye’de akan kanın durması için manevi destek bekliyoruz
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT