1. YAZARLAR

  2. Osman Atalay

  3. Suriye direnişi, AK Parti ve muhafazakâr sessizlik
Osman Atalay

Osman Atalay

Yazarın Tüm Yazıları >

Suriye direnişi, AK Parti ve muhafazakâr sessizlik

12 Haziran 2012 Salı 00:06A+A-

Suriye’deki diktatör yönetim artık yolun sonuna geldi. 40 yıllık Esad hanedanlığı iktidarını kurtarma ümidi ile elinden gelen tüm kozlarını kullanmaya çalışıyor. Son bir ay içerisinde Hule ve Kuber kasabalarında çocuk ve kadınların topluca katledilmesi, rejimin son çırpınışları olduğunu gösteriyor.

Suriye’de yaşanan 15 aylık süreç bize Bosna’da yaşanan katliamları hatırlatıyor.

Suriye’nin tüm şehirleri direnişçilerin kontrolüne geçmeye başladı.

Bir ülkede göç eden insanların sayısı 100 binleri aşıyorsa, tutuklu ve kayıpların sayısı 200 binlerle ifade ediliyorsa ve 15 bin insan hayatını kaybetmiş ise bu ülkenin iç savaş yaşadığını kabul etmekten başka çaremiz yoktur. Suriye’de iç savaşın bütün emareleri mevcuttur. Suriye ordusundan insanlar her gün ayrılmaktadır. Direnen Suriye halkı kendi özgür ordusunu kurmuş ve bu ordu, şehir, kasaba ve köylerde katliamlar olmasın diye direnmekte, silahlanmaktadır. Başkent Şam dahil tüm şehirler Baas rejimi ile halk arasında kanlı ve silahlı bir mücadeleye şahit olmaktadır. Burada katliama uğramamak için malını canını korumaya çalışan bir halkın direnişi söz konusu.

Ak parti hükümeti inanç ve düşünce olarak dün, Bosna, Çeçenistan, Afganistan, Kosova, Lübnan, Filistin’de yaşanan katliamlar karşısında gösterdiği hassasiyet ve duyarlılığı bugün Suriye’de doğru bir şekilde ortaya koymaktadır, fakat bu hassasiyet sanki sayın Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile sınırlı görülmektedir. AK Parti tabanı ile kültürel faaliyetlerde bulunan belediyelerin 15 aydır, Suriye katliamları karşısında sayın Başbakan’ın gösterdiği kararlılığa paralel somut bir çaba içerisinde olduğunu göremedik. İstanbul’da birçok belediye 2 ay içerisinde yüzlerce milli, kültürel, sosyal programlar/paneller yapmasına rağmen Suriye’ye özgü bir programa rastlamadık.

Suriye direnişine Ortadoğu halklarının çok net destek verdiğini görüyoruz. Ne hikmetse Türkiye’de İslamcı muhafazakâr camiamızın hâlâ kafasının karışık olduğu izlenimi var. Aslında kafalar mı karışık yoksa bilinçli bir sessizlik mi var? Bence muhafazakâr bir sessizlik var. Bu sessizliğin siyasi, ekonomik, duygusal, fikir değişimi ve Türkiye’de İslamcı kesimin Arap devrimleri ve ülkelerine yabancılaşmaları ve irtibat eksikliğinin getirdiği kafa karışıklığı ile direkt alakalı olduğuna inanıyorum.

Yeni muhafazakâr İslamcı STK ve aydınların, Arap devrimlerine Kemalist Türk solunun alışkanlığı ile bakıyor olmaları en büyük problemlerimizden biri olarak önümüzde duruyor.

Bosna’da ve Gazze’de yaşanan katliamlara ses veren, tek vücut olan muhafazakâr camiamız bugün aynı şartların yaşandığı Suriye’de neden sessiz kalıyor? Sayın Başbakan’ın politik duruşunu destekleyen muhafazakâr TV, gazete, STK’ların Suriye konusundaki muhafazakâr sessizliğinin bence Ak parti’nin siyaset akademisyenlerince araştırılması gerekiyor.

Hükümetin Suriye politikasının en çok kafa karışıklığı oluşturduğu yer muhafazakâr camiadır. Sayın Erdoğan ve Sayın Davutoğlu’nun açıklamaları ile toplumda oluşan kafa karışıklığını gidermek yeterli olmuyor.

Hükümetin, kamuoyunu bilgilendirici bir Suriye masası oluşturması gerekiyor. Türkiye’de Suriye Baas rejiminin haklılığını savunan sol, sağ, muhafazakâr dindar lobi Suriye konusunda muhafazakâr bir sessizlik ortamının oluşmasına sebep olmuştur. Ak parti’nin siyaset akademisi Suriye konusunda kamuoyunu bilgilendirici bir çalışma gayreti içerisinde olmalıdır.

YENİ AKİT 

YAZIYA YORUM KAT