Gazetemizde haber oldu.. Birçok basın organında da eleştirildi. Biraz gündemin yoğunluğundan, biraz da eleştiri konusu haberi direkt olarak seyretmediğim için, hiç değinmemiştim.

Dün Uğur Dündar’ın açıklamasını görünce, internetteki eski kayıtlardan hem haberin orijinal şeklini, hem de Dündar’ın bu konuya getirdiği açıklamayı tekrar tekrar izledim.

İnternet ortamında, Dündar’a yönelik çok ağır ifade içeren yazıları bir kenara bırakalım. Ama olayı da sıhhatli bir şekilde, objektif gözle değerlendirelim.

Önce olayı aktarayım.

Star TV’de, ekranın yanında “Özel Haber” yazısı ile “Okuldan Cuma’ya” diye bir haber yayınlanıyor.

Uğur Dündar’ın sunduğu ana haber bültenindeki ifadeyi aynen aktarıyorum: “Üzerlerinde, okullarının özel üniformaları ile Cuma namazı kılan bu çocuklar, İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki bir ilköğretim okulunun 6. ve 7. sınıf öğrencileri.”

Yani? Yani ne demek istiyor Aydın Doğan’ın Star TV’si..

Ne demek istiyor Uğur Bey? Ne denmek isteniyor bu haber ile?

Habere devam edelim..

Görüntüler eşliğinde yayınlanan müzikte, “İşte yakaladık” havası estirilirken, ifade de şöyle: “Öğretmenleri ile birlikte,Cuma namazı kılıyorlar!”

“Cuma namazı kılmak yasak mı ki; böyle bir haber yapılıyor?” sorusu aklınıza gelmiş olabilir..

Dünkü açıklamasını titizlikle izledim Uğur Bey’in.. Fakat bu yöndeki bir soruya hiçbir açıklaması yok Uğur Bey’in..

Ve haber, 12 yaşındaki çocukların, öğle tatilindeki özel hayatlarının, gizli kamera ile çekilen görüntülerinin ana haber bülteninde gösterimi sonrasında, okul önündeki tartışma ile devam ediyor!

Haberin sonunda da, Uğur Bey kendi ağzından yorumunu yapıyor: “İl Milli Eğitim Müdürü, öğrencilerin ders saati dışında velilerinin bilgisi ile namaza gidebileceklerini söylüyor. Biz de sorumlu gazetecilik anlayışı çerçevesinde, bu açıklamayı hiçbir yorum yapmadan size aktarıyoruz.”

Nokta..

“Yorum yapmadan yayınlıyor” ama, gerek fondaki müzik ile, gerek haberin sunuluş şekli ile yorumunu bilinçaltına peşinen yerleştirmiş zaten!

Milli Eğitim Müdürü’nün açıklamasını “sorumlu gazetecilik anlayışı” çerçevesinde yayınladıklarını belirtmeleri de, yaptıkları haberdeki amaçlarının; öğrencileri, öğretmenleri, okulu suçlu göstermek olduğunun açık bir delili zaten..

Şimdi Uğur Bey’e, internet ortamında gezen o ifadeleri kullanmadan soralım; “Uğur Bey, sizce ilköğretim okulu 6. ve 7. sınıf öğrencilerinin, öğle tatilinde Cuma namazına gitmeleri yasak mıdır? Yasak ise, bunun cezası, gizli kamera ile kayda alıp, Star TV’de 73 milyona seyrettirmek midir?”

Bir soru daha, “İbadete giden öğrenciler, Müslüman değil de, Musevi olsalar, gidilen ibadet mekânı da cami değil sinagog olsa, aynı şekilde haber yapabilir miydiniz? Veya öğrenciler Hıristiyan, gidilen yer de kilise olsa!?”

Hık mık etmeyin.. Yayınlayabilir miydiniz aynı ifadelerle?.. Aynı müzikle.. Aynı gizli kamera görüntüleri ile..

Hiç sanmıyorum..

Ama yine de sizin açıklamanızı da aktarmak istiyorum.. Diyorsunuz ki, “Aynı kalemden çıkmış ortak bir metinde, din düşmanlığı yaptığımız iddia edilerek, iftiralar ve tehditler yağdırılıyor. Ben meslek hayatımda alışık olduğum o tehditlere pabuç bırakmam ama, iftiralara verilecek cevabım var. İslâmiyet bir yana, Budizm’e, Taoizm’e bile hakareti hep yadırgadım. (..) Eğer dine kendi yorumlarını getirenler benim anlayışımdan rahatsızlık duyuyorlarsa, o da kendi sorunlarıdır.”

Önce şunu soralım.. Uğur Bey’e yapılan iftira nedir?!

Ve Uğur Bey’in bu iftiraya verdiği cevap nedir?

Açıklamayı tekrar tekrar izledim.

Soyut açıklamalar dışında, Uğur Bey’den, kendisine edildiğini ileri sürdüğü iftiraya bir cevap göremedim.

“Ben dine hakaret etmem, ettirmem” demek soyut bir ifade!.. Bir cevap hiç değil!..

Cevap versin Uğur Bey: “O haber bülteninde, camiye giden çocukları, takdir edilecek bir davranış içinde olarak mı gösterdiniz?”

Yoksa “yanlış bir davranış içinde olarak” mı?!

“Kameraları farkeden öğrenciler, okula kaçtılar” ne demek? Açık açık anlatın da, bilelim..

Ve cevap verin, “Namaz kılmak; dine kendine göre yorum getirmek midir?”

Buyurun Uğur Bey!..

VAKİT