Sri Lanka da Hindistan Gibi Koronavirüsü Müslümanları Damgalamak için Kullanıyor
Diğer popülist yöneticilerin başta olduğu ülkelerde olduğu gibi Sri Lanka’da da Koronavirüs krizle baş etmeden başarısız olan hükümet eksikliklerini haklı göstermek için Müslümanları günah keçisi ilan etme yoluna gitti.
Kaynak: Ömer Süleyman / El-Cezire
Çeviri: Sümeyye Tepetam / Haksöz-Haber
Dünya eşi görülmemiş bir istikrarsızlık, sıkıntı ve belirsizlik döneminden geçiyor. Yeni koronavirüs pandemisi ve toplumların sosyo-ekonomik dokusuna yönelik tehdidi, dünyadaki birçok hükümeti varoluşsal bir krize soktu ve hayatta kalma moduna geçmeye zorladı. Bu ülkelerdeki halk sağlığı krizine hızlı ve etkili bir şekilde cevap vermede başarısız olan popülist siyasetçiler, yetersizliklerini gizlemek için azınlık toplulukları özellikle de Müslümanları günah keçisi ilan etme yoluna gittiler.
Bu durum, pandeminin başlamasından önce de ayrımcılığa, tacize, baskıya maruz kalan milyonlarca insanı bir araya getirdi. Dünyanın birçok ülkesinde temel sosyal haklardan mahrum olan Müslümanlar yalnızca onların hayatlarını ve geçim kaynaklarını tehdit eden bir pandemiyle yüzleşmiyor aynı zamanda kurumsallaşmış İslamofobinin de tehdidi altındalar.
Hindistan’da Kovid-19’un ortaya çıkmasından bu yana ülkedeki 200 milyondan fazla Müslüman topluluğa hem medya hem de iktidardaki Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi (BJP) tarafından defalarca Koronavirüsün “süper yayıcılar”ı suçlaması yapıldı.
Komşu Sri Lanka’da da, hükümet İslamofobiyi kışkırtmanın ve Müslümanları küçük düşürmenin bir bahanesi olarak pandemiyi kullanmayı seçti.
Sri Lanka çok fazla dini ve etnik gruptan oluşan mirasa sahip bir ada ülkesidir. Ancak İslamofobik propaganda medya ve siyasetçiler tarafından yıllardır sürekli olarak yapılmaya devam etti. Bununla birlikte Sri Lanka’daki radikal grupların saldırıları ve İslamofobinin dünya çapında giderek artması, ülkedeki Müslümanların marjinalleşmesine yol açtı. Müslümanlar radikal Budist milliyetçiler tarafından gelen şiddet dalgalarıyla karşılaştılar. Hükümet, bu azınlık topluluğu korumada ve onlara yapılan saldırılarıa karşı harekete geçmede yeterli çaba göstermemekle suçlandı.
Nüfusun %10’nu Müslümanların oluşturduğu Sri Lanka’da Müslümanlar medya ve milliyetçiler tarafından “süper yayıcı” olmakla suçlanıyor. Hindistan’da olduğu gibi Müslümanları dini pratikleri “süper yayıcı eylemler” olarak görülüyor ve Budist çoğunluk Müslüman satıcılardan yiyecek almama konusunda uyarılıyor.
Nisan ayında hükümet ölülerin yakılması İslami geleneğe aykırı olmasına rağmen Koronavirüsten ölenlerin krematoryumda yakılması zorunluluğunu getirdi. Söz konusu tedbir, Müslümanları sadece temel bir dini haktan mahrum etmekle kalmadı, aynı zamanda Müslümanların dini pratiklerinin virüsün yayılmasına yardımcı olduğu yönündeki yaygın algıya katkıda bulundu.
Kurbanların defnedilen bedenlerinin Koronavirüsün yayılmasına katkı sağladığı iddiasının bilimsel bir temeli yoktur. Dünyada Avrupa’dan Afrika’ya ve Kuzey Amerika’ya kadar ülkeler Koronavirüs kurbanlarını halk sağlığına herhangi bir risk oluşturmaksızın, devletleri tarafından verilen detaylı kılavuzlara göre defnediyor.
Sri Lanka hükümetinin Kovid-19’dan hayatını kaybedenlerin yakılmasını zorunlu hale getirme kararı bir halk sağlığı önlemi değil, bariz şekilde kurumsallaşmış İslamofobinin bir eylemidir. Koronavirüs pandemisinin ortasında, Hindistan’da Müslüman azınlıklara karşı yapılan baskının bir benzerinin Sri Lanka’da da uygulandığı büyük korkulardan bahsediliyor.
Dünya, Kovid-19’un dünya çapında yayılmasını fırsat bilerek faşist uygulamalarda bulunan bu liderlere ve hükümetlere karşı derhal ve kararlı bir şekilde harekete geçmelidir.
HABERE YORUM KAT