Sözcü Gazetesi Davası İddianamesi Detayları Ortaya Çıktı
Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay'ın da aralarında bulunduğu 4 kişi hakkında yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu'nca Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay ile gazetenin internet sorumlu müdürü Mediha Olgun, muhabir Bekir Gökmen Ulu ve gazetenin muhasebe müdürü Yonca Yücekaleli hakkında hazırlanan iddianamenin detayları belli olmaya başladı.
Sözcü gazetesi hakkında kısaca bilgi verilen iddianamede, şüphelilerin konumu, soruşturmaya geçme süreci, emniyet görevlilerince yapılan araştırmalar ve tespitler, aramalarda ele geçirilen materyallerin incelenmesi, buna dair raporlar, şüphelilere ait telefon kayıtları, FETÖ/PDY’nin amacı ve faaliyet yöntemleri, örgütün basın - yayın yapılanması, yayın politikaları, algı yöntemleri, FETÖ medya yapılanması raporu, bilirkişi raporları, tanık beyanları ve beyanlarının değerlendirilmesi, şüpheliler ve müdafii savunmaları, örgüt, terör örgütü üyeliği - yöneticiliği, terör örgütü propagandası yapma, basın ve ifade özgürlüğü kavramları ile buna dair Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi örnek kararları yer aldı.
İddianamede, Sözcü gazetesinin yaptığı yayınlar ve 1 Ocak 2016 tarihinde yer verdiği bulmacaya ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldığı, bu soruşturmanın dışında farklı yerlerden 12 ayrı vatandaşın da yaptıkları ayrı şikayetlerle Cumhurbaşkanına yapılmaya çalışılan suikast girişiminin yerinin belirtilmesiyle yardım ve yataklıkta bulunulduğunu, Cumhurbaşkanının hedef gösterildiğini, Sözcü gazetesinin yayınlarıyla terör yandaşlığı yaptığı, kamuoyunda algı oluşturmaya çalıştığını iddia ederek, ihbarda bulundukları kaydedildi.
İhbarlarla birlikte Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gelen yetkisizlik kararı üzerine geçilen soruşturmaların birleştirildiği anlatılan iddianamede, şikayetçilerin ifadelerine yer verildi.
İddianamede, ihbarcı H.K'nın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği 26 Eylül 2016 tarihli 24 sayfalık dilekçesindeki ''FETÖ'nün en son tarafına yaptığı iftira ve komplo'nun, 2016 yılındaki 2. Sınıf Emniyet Müdürü rütbe terfisini engellemek için Sözcü gazetesinin internet sitesinde FETÖ'cü yazar Kamil Elibol tarafından 3 Mart 2016 tarihinde 'Sancılı Sınav' başlıklı asılsız haberin yapıldığını, haberde 'Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz'in Protokol Müdürü 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Kaya'ya rütbe kıyağı yapılıyor.' diye yalan içerikli haber yapıldığını, hedefe konulduğunu, bunun FETÖ saldırısı olduğunu, Kamil Elibol'un daha önceden Zaman gazetesinde yazar ve bizzat FETÖ'cü olduğunu, haberinde paylaştığı bilgilerin kurum içindeki FETÖ'cüler tarafından servis edildiğini, bununla algı oluşturulduğunu, bu nedenle Kamil Elibol, gazete yetkilileri, gazetenin internet yetkililerinden şikayetçi olduğu'' beyanları aktarıldı.
İddianamede, FETÖ/PDY mensuplarınca gerçekleştirilen darbe girişimi ile bağlantılı olarak saat 16.30 sıralarında henüz darbe girişimi kapsamında asker - silahlı birimlerin kışlalarından çıkmadan önce adı geçen gazetede Cumhurbaşkanın bulunduğu yerin haber yapıldığı, bunun darbecilerle birlikte ve darbe girişimini kolaylaştırmaya yönelik lojistik destek kapsamında gerçekleştirildiği, bu amaçla Sözcü gazetesinde "Sözcü Erdoğan'ı buldu" haberinin yer aldığı ifade edildi.
Bu kapsamda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Kara Havacılık Komutanlığı'na ilişkin düzenlenen iddianamede, "Darbeciler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerini tespit edemeseydi Amerikalılardan yardım istenecekti. Karşı operasyon yapılması durumunda rehin alan grubun Erdoğan'ı öldürebileceği bilgisi yer aldı." şeklinde haberlerin çıkması üzerine bu hususun talimat yoluyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na sorulduğu bildirilen iddianamede, gelen cevap yazısındaki şu ifadelere yer verildi:
"Cumhurbaşkanının İstanbul ilinde alınması planlanmış ama Cumhurbaşkanı Marmaris'e gidince bu plan bozulmuş. Plana göre İstanbul'da Cumhurbaşkanını Sat / Sas komandoları alacakmış ve bu ekip de belliymiş ama Cumhurbaşkanı Marmaris'e gidince plan değişmiş fakat Cumhurbaşkanını alacak olan Sat / Sas kadrosu değişmemiş, yeni planı ise odada bulunanlar şu şekilde planladılar; Sat / Sas kadroları İstanbul'da bulunan 4. Kara Havacılık Skorsky'leri ile İzmir Çiğli'ye gideceklerini söylediler ve 3. Kara Havacılık Alayı'ndan 3 Cougar personel taşıyan helikopterin de bu ekiple Çiğli'de buluşacağı ve Çiğli'deki 3 Cougar'ın da bu ekibe dahil olacağı yani 3 Skorsky, 6 Cougar'lık bir filo oluşturacağı söylendi. Cumhurbaşkanının yerinin tespit edilmemesi halinde gerekirse Amerikalılardan yer tespiti ve net konum tespiti olarak yardım alabileceklerini ve ayrıca 3-4 kişilik sivil kıyafetli bir grubun Cumhurbaşkanını takip ettiklerini söylediler. Bu hususları 14 Temmuz 2016 tarihinde geç saatlere kadar konuştuk. Yapılan bu plan uygulamaya 16 Temmuz 2016 günü gece 03.00'te devreye girecekti."
İddianamede, bu beyanlara göre darbeyi planlayan FETÖ / PDY üyelerinin Cumhurbaşkanının bulunduğu yer ile ilgili arayışlarının olduğu, bunun bilinmemesi / tespit edilmemesi halinde, bulmalarına yarayacak başka planlarının olduğu kaydedildi.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından KHK ile açığa alınan polis memurlarınca, takipsizlikle sonuçlanan 17 Aralık 2013'te yapılan soruşturmaya ilişkin fiziki ve teknik takip kayıtlarının Sözcü gazetesine gönderildiği anlatılan iddianamede, gazetenin de kamuoyunda algı oluşturma kapsamında söz konusu bilgileri gerçekmiş gibi ve süreklilik arz edecek şekilde haberleştirme gayretinde olduğu vurgulandı.
İddianamede, FETÖ'nün algı amacıyla sosyal medyada kullandığı ''Fuatavni'' ve ''JeansBiri'' adlı hesaplarda yapılan manipülatif paylaşımların örgüte müzahir basın yayın kuruluşları ve internet sitelerince haberleştirilerek geniş kitlelere ulaştırıldığının görüldüğüne dikkat çekildi.
Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı'ndan (MASAK) gelen rapor, İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerince yapılan araştırmalar sonucunda düzenlenen rapor - tutanaklar ile soruşturma dosyasının bilirkişilere teslim edildiği, adı geçen gerçek ve tüzel kişilerin finansal işlemleri üzerinde terör örgütleriyle irtibatlı veya iltisaklı kişi - kurumlarla ilişkilerine dair raporun düzenlendiği belirtilen iddianamede, raporlara da yer verildi.
Şüpheli Burak Akbay'ın Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında sigortalı olarak göründüğü İlbas İleri Basın ve Yayın Endüstrisi A.Ş'nin 4 Haziran 2012 tarihinden itibaren Yönetim Kurulu Başkanı ve 28 Mart 2016 tarihinden itibaren de tek pay sahibi olduğu, Estetik Yayıncılık A.Ş'nin ise yüzde 95 ortağı olduğu, yine Çağdaş Yayıncılık ve Ticaret A.Ş'nin 6 Haziran 2012 tarihi itibarı ile Yönetim Kurulu Başkanı olduğu bilgisi verilen iddianamede, Estetik Yayıncılık A.Ş'nin yüzde 5 ortağı olan Metin Sarıkınacı'nın Sözcü gazetesi editörü olarak göründüğü belirtilerek, şüpheli Akbay'ın banka hesaplarındaki hareketlerine şu şekilde yer verildi:
''Burak Akbay'ın banka hesaplarına 2011-2016 yılları arasında havale olarak gelen tutar toplam 58 milyon 35 bin 436 lira, EFT olarak gelen tutar toplam 65 milyon 420 bin 606 lira olmak üzere toplamda 123 milyon 456 bin 42 lira para girişi olmuş, adı geçenin banka hesaplarından 48 milyon 757 bin 213 lirası havale, 615 bin 886 lirası EFT olmak üzere toplam 49 milyon 373 bin 99 lira para çıkışı olmuştur. Şahsın hesaplarının (gelen para) bakiyesinin 74 milyon 82 bin 942 lira olduğu söz konusu paraların bankacılık sistemi üzerinden havale - EFT yoluyla gönderildiği, şirketin, 2015 yılında şirket ortağı Burak Akbay'a 34 milyon 761 bin 127 lira para aktardığı, ancak 31 Aralık 2015 tarihli dönem sonu bilançosunda bu hesap bakiyesinin başka hesaplara aktarılarak sıfırlandığı, buna göre Estetik AŞ. ünvanlı şirketin esas faaliyet konusu olan basın ve yayın faaliyetleriyle ilgili işlemleri dışındaki faaliyetleri nedeniyle şirket ortağı Burak Akbay'a 2015 yılı içinde (30 Eylül 2015 tarihine kadar) 34 milyon 761 bin 127 lira para aktardığı, bu şekilde, şirketin, şirket ortağı Burak Akbay'dan alacağı görünen 11 milyon 954 bin 69 liralık tutarın sıfırlandığı, bu tutarın, 31 Aralık 2015 tarihli şirket bilançosunda iştirakler hesabına aktarılarak sıfırlandığı, 2015 yılı 25-28-29-30 ve 31 Aralık tarihlerindeki 5 gün içerisinde 9 milyon 562 bin 388 lira tutarındaki paranın Burak Akbay ile Estetik Yayıncılık AŞ arasında karşılıklı olarak gidip geldiği tespit edilmiştir.
Burak Akbay'ın Estetik Yayıncılık AŞ kayıtlarında görünen 11 milyon 954 bin 69 liralık borcunun bu işlemlerle sıfırlandığı, Estetik Yayıncılık AŞ ile Burak Akbay tarafından karşılıklı yapılan bu işlemlerle, Çağdaş Yayıncılık AŞ'deki Burak Akbay hisselerinin Estetik Yayıncılık AŞ'ye devredildiğinin gözüktüğü, ancak, banka içerisinde aynı günlerde karşılıklı yapılan para transferlerinin gerçeği yansıtmadığı ve şirketten Burak Akbay'a aktarılan paraların izini kaybettirmek ve yapılan işlemlere yasal kılıf uydurmak maksadıyla yapıldığına dair değerlendirme yapıldığı, şirketin 30 Eylül 2015 tarihli mizanında yer alan işlemlerden anlaşılacağı gibi, 31 Aralık 2015 tarihli bilançoda (yılın ilk 9 ayında şirket ortağına aktarılan) 34 milyon 761 bin 127 lira paranın şirket ortağına aktarıldığının gizlenmeye çalışıldığı, Estetik Yayıncılık AŞ'nin kasasında yüksek miktarda atıl olarak para bırakıldığı, bu paranın ortaklara ya da üçüncü şahıslara kullandırıldığı belirlenmiştir.''
İddianamede, bilirkişilerin incelemesinde ayrıca dosyada mevcut belge ve bilgilere göre, Burak Akbay'ın iş ilişkisi içinde bulunduğu ticari şirket / şahıslar hakkında yoğun olarak FETÖ/PDY kapsamında soruşturma yapıldığının belirtildiği anlatılarak, bilirkişi raporunda adı geçen ticari kurum / kişilerle ilişkilerin ticari faaliyetler ve uygulamalar kapsamında olduğunun belirtildiği ancak Sözcü Gazetesi İmtiyaz Sahibi Burak Akbay'ın hesap hareketlerinde belirtilen yüklü para yatırma - havale gönderme - bakiyenin, gazetecilik faaliyeti / Sözcü gazetesini çıkaran ticari şirket geliri kapsamında olup olmadığı hususunda belgeleri itibarıyla aleyhe bir tespit yapılamadığı, (Burak Akbay lehine havale bazında 401 milyon 737 bin 771 lira, mal ve hizmet alımı satımı bazında 2011-2016 yılları arasında 351 milyon 488 bin 537 lira karlılık gözükmesi) şeklindeki ve diğer bir kısım havalelerin yüksekliğinin dikkat çekici olduğu, gazetecilik faaliyeti dışında gelirinin olmaması halinde söz konusu parasal durumun FETÖ / PDY kapsamında gelip gelmediğinin özellikle savunması alınmadığından bu yönden bir sonuca ulaşılamadığı, araştırmanın kısmen devam ettiği vurgulandı.
AA
HABERE YORUM KAT