Sosyal medyaya gösterilen ilgiyi nasıl okumak gerekiyor?
Ersin Çelik, sosyal mecralarda aktif olan insanların gerçek hayatta aktif olamadıklarına dikkat çekerken Threads'in hızlı yükselişini değerlendiriyor.
Ersin Çelik / Yeni Şafak
Threads’e gösterilen ilgi: Bu arayış bizi nereye sürüklüyor
Sosyal medya, eğlenceli içerikler tüketilen mecralar değil artık. Biz öyle olduğunu sanıyor; eğlendiğimizi, zaman geçirdiğimizi, stres attığımızı, sanal âlemde sosyalleştiğimizi düşünüyoruz. Bağımlı olduğumuzun idrakinde değiliz. Kimseler de çıkıp “İrademiz, düşüncemiz, fikrimiz, duygularımız elimizden alınıyor” demiyor. Aslında diyemiyoruz.
Kafalarını telefondan kaldırmayan çocuklarını suçlayan ama tüm dünyalarını cep telefonlarına sıkıştıran anne-babaları kim sorgulayacak? Kim “Dur!” diyecek? Böyle bir otorite yok artık. Yani “otorite” tüm dünyada sarsıldı artık. Televizyonun icadıyla başlayan Amerikan kültürel emperyalizmi sosyal medya ile yeni bir boyut kazandı. İnsan ilişkilerinin, ailenin, sosyal yaşamın, kültürel bağların, örflerin, adetlerin yerini sosyal medyanın dayattığı; duygusu olmayan, bencil, insanı değersizleştiren bir yaşayış modeli geliştiriliyor. Düşüncenin, ideolojinin, cinsiyetin, sistemin, devletlerin olmadığı dünün “anormalliklerinin” norm kabul edildiği, yüceltildiği hatta statü sayıldığı bir düzen kuruldu. Bu yeni düzenin merkezinde ve arkasında ise sosyal medya platformları var. Kullanıcı bilgilerimiz, tüketim alışkanlıklarımız ve algoritmaların yönlendirmesi ile ortaya çıkan büyük veriyi analiz ederek insanlığı ele geçiriyorlar.
Facebook’un günlük 2 milyar kullanıcı ile Dünya içinde sanal bir dünya kurduğunu, hesap açan herkesi harfi harfine uymaya mecbur ettiği sözleşmesiyle de devletler içinde devletçikler kurduğunu söylemeliyiz artık. Sadece Facebook değil. Marc Zuckerberg, 20 yılda 2004’te kurduğu Facebook’un ötesine geçti. Messenger, Instagram ve WhatsApp’ı satın alarak büyüttü. Ardından tüm platformları META çatısı altında toplayarak sosyal medyada tekelleştiğini ilan etti.
Bu platformların Amerikan kültür emperyalizminin üretim ve uygulama araçları olduğu yadsınamaz bir gerçeklikti. Ancak bu platformların aynı zamanda Amerikan devletine çalıştıkları; FBI, CIA ve Pentagon ile iş birliği yaparak, gözetim ve sansür uyguladıkları Elon Musk Twitter’ı satın aldıktan sonra ortaya çıktı. Ancak bu ifşalar bir skandala dönüşmeden sıradanlaştırıldı. Amerika medyasının umurunda bile olmadı. Donald Trump’ı siyasetin dışına iten, başkanken sansürleyen eski Twitter yönetiminin Joe Biden hesabına çalışması gayet demokratik görüldü.
Aynı hegemonya şimdi Elon Musk’ı devre dışı ve yeni oyuncağı Twitter’ı devre dışında bırakacak yeni bir hamleyle karşımızda. Musk, Twitter’ı kafasına göre dizayn ederek, kullanıcılarını kısıtlayarak tam olarak neyi amaçlıyor anlamış değiliz. Ancak öyle görülüyor ki Elon Musk Twitter’ı batırmak için satın almış. Belki de Trump adına “intikam” alıyor. Lakin Zuckerberg ve haliyle Amerikan derin devleti oluşan boşluğu dolduracak bir hamleyle karşımıza çıkmakta gecikmediler.
META’nın Instagram üzerinden devreye aldığı Threads uygulaması Twitter’ı çökertme ve ekosistemin dışına itme hamlesi olarak değerlendirilmeli. Her ne kadar “kopya Twitter” olarak görünse de Threads’ın birkaç günde 100 milyon kullanıcı eşiğine dayanması ve özellikle Türkiye’de büyük ilgi görmesi, potansiyeli ortaya koydu. Meta’nın taş atıp kolunu yormadan 2 milyar Instagram kullanıcısına sunduğu Threads’in hedefinde Twitter kullanıcıları var. Yani Instagram’a göre çok daha politik, siyasi ve toplumsal meselelere ilgili, bu alanlarda içerik üreten, propaganda süreçlerinin parçası olan kitleyi yeni bir mecraya taşımak istiyorlar. Bu kullanıcı kitlesi, eski Twitter yönetiminin her türlü manipüle ettiği, yönlendirdiği, kısıtladığı ve verilerini çeşitli ABD kurumlarıyla paylaştığı “hazır içerik üreticileri” aynı zamanda. Bu büyük veri şimdi hızla Threads üzerinden META’ya akıyor ve muhtemelen bir hafta sonra Twitter’ın kullanıcı sayısını geçecek.
Normal şartlarda; adı sanı olmayan bir platformun kısa sürede böyle bir kullanıcı sayısına ulaşması dijital dünyanın dinamiklerine aykırı. Çok büyük bütçelerle hazırlanan reklam filmleri, ünlülerin tavsiyeleri, hediyeler ve teşvikler olması gerekirken Threads bir duyuru ile başardı bu geçişi. Elbette Twitter’ın yanlış politikalarının, bunda büyük etkisi var. Lakin sosyal medya kullanıcılarının da böyle bir geçişe hazır olması ayrıca analiz edilmeli. Saatlerini sosyal medyada geçiren insanların mevcut mecralardan sıkıldıklarını ve arayış içinde olduklarını söylemek mümkün. Bu “arayışın” sebeplerini çözmek ve çözümler üretmek belki de insanlığın kurtuluşu olabilir. Fakat bu arayış her türlü suiistimalin, yeni yönlendirmelerin kapısını sonuna kadar aralamış da görünüyor.
Yazının sonunda sözü Türkiye’ye ve Türk insanının sosyal medyadaki arayışına getireceğim. En açık toplumlardan biriyiz. Threads’a gösterilen büyük ilgi, övgü ve memnuniyet bildirimleri son bariz örnek. Türkiye’nin potansiyeli ortada. Kaliteli içerik sunan ve kullanıcı dostu platformlar karışlık buluyor. TRT’nin dizi platformu Tabii’nin kısa sürede gördüğü ilginin temelinde de içerik kalitesi ve özgün Türk dizisi formatları var. Kaliteli çıkışın üzerine koyarsak Netflix üzerinden darmadağın edilmek istenen gençleri koruyabilir, kültürel emperyalizme direnebiliriz.
Yazdıklarıma ek olarak; Threads’in başta LGBT ideolojisi olmak üzere; “tek tip insan” ekosisteminin yeni mecrası olacağını da söyleyebilirim. Çünkü Instagram’ın tüm yönergelerini uygulayacaklarını açıkladılar. Yakında çeşitli yaptırım, sansür ve yönlendirmeleri göreceğiz…
HABERE YORUM KAT