HAKSÖZ-HABER

İstanbul’da belediye otobüsünde yolculuk yapan Ayşegül Terzi’ye şort giydiği için tekme atan Abdullah Çakıroğlu isimli şahıs polislerce yapılan araştırma sonucu gözaltına alınmış ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.

Abdullah Çakıroğlu’nun eylemi ceza kanununa göre “basit yaralama ” kapsamına girmekteydi ve tutuklanmayı gerektirmiyordu. Ne var ki, şahsın serbest bırakılması haberinin duyulması üzerine medyanın kışkırtıcı yayınları üzerine bilhassa sosyal medyada şahıs aleyhine büyük bir kampanya başlatıldı. Sürdürülen bu kampanya neticesinde dün akşam saatlerinde nöbetçi savcılık talimatı ile Çakıroğlu hakkında bu kez “Halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmek” suçlamasıyla yeni bir yakalama kararı çıkartıldı ve Abdullah Çakıroğlu gece geç saatlerde yeniden gözaltına alındı.

Laik çevrelerce bilinen, alışılagelen kampanyalara konu olan ve Batı medyasında da geniş biçimde yankılanan bu olayın gericilik, yobazlık, laikliğin ihlali türünden yorumlarla Türkiye siyasi tarihine geçeceği şimdiden kesin gözükmekte.

Elbette laiklik savunucuları açısından kamuya açık bir yerde şortla dolaşmanın içerdiği ahlaksızlık, tahrik ve benzeri konular konuşulmaya değmez şeyler! Çünkü bu kafa yapısına göre, insanın hayvandan bir farkı bulunmuyor ve herkes istediği gibi gezip dolaşabilir!

Burada asıl dikkat çekmek istediğimiz husus ise yargının giderek medya yönlendirmesiyle, kurgulanmış kamuoyu baskısıyla karar vermeye başlaması. Söz konusu şahsın tekme atma suçlamasıyla zaten gözaltına alınıp mahkemeye çıkartılması ve hakkında dava açılması yetmiyor, malum çevreleri kesmiyor. Bu yüzden yeni bir suçlama ihdas edilerek şahsın tekrar gözaltına alınması sağlanıyor. Muhtemelen konjonktürel bir yaklaşımla tekme attığı için söz konusu kişi bu kez tutuklanıp cezaevini boylayacak! Malum çevrelere de bu “adaletli kararı” alkışlamak düşecek!