Somali’ye operasyonun sonu Afganistan’a benzer..
Geçtiğimiz Temmuz ayında tüm Türkiye kamuoyu dikkatlerini Somali’deki kuraklık açlık ve sefalete çevirmiş idi. Sivil toplum örgütlerimiz ve resmi yardım kurumları adeta seferberlik ilan etmiş idi Somali’ye. Son 10 yılın en büyük kuraklığı yaşanıyordu. Cibuti, Uganda, Etiyopya, Kenya bu kuraklıktan nasibini almış ve 11 milyon insan ciddi olarak açlık sınırında ölüm ve hastalık ile pençeleşiyor idi.
Somali’ye giden ekiplerin ilk karşılaştıkları gerçek, sorunun kuraklık, açlık değil, güvenlik ve siyasi istikrar sorununun olduğu idi. 20 yıldır iç savaşın yaşandığı Somali 2005’li yıllarda İslam mahkemeleri adı altında iç huzurunu, barışını nispeten yakalamış ve her şey yolunda giderken 2008 yıllarında yapının dağılması ile tekrar iç savaşın eşiğine doğru sürüklendi.
İslam mahkemelerinden ayrılan ve şu anda geçici hükümetin başında bulunan Şerif Ahmet ve kendisinden ayrılan Şebab hareketi arasındaki iktidar mücadelesi çok şiddetli bir sürece girdi. Uluslararası güçlerinde taraf olması ile birlikte Somali’de başkent Mogadişu’nun dışında hakimiyeti gücü olmayan ve tamamen ABD-İngiltere, Kenya ve Etiyopya destekli Şerif Ahmet ile diğer yanda, Somali halkı ve şehirlerinin büyük bölümünün desteğini alan Şebab hareketinin çok ciddi kıyasıya bir çatışma ortamına doğru seyir halinde olduğunu görmemiz gerekiyor.
Somali hepimizin bildiği üzere jeopolitik ve stratejik önemi itibari ile Kızıldeniz, Hint Okyanusu, Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika hinterlandını içeren petrol ve tarım potansiyeli ile Avrupa ve ABD’nin uzun yıllardır hakimiyet kurmak istediği bir ülke. Bugün Somali’de başkent Mogadişu’da bulunan geçici hükümetin Somali halkı üzerinde hiçbir etki ve gücü yoktur. 6-7 bin kişilik Afrika gücü askerlerinin başkentte güvenlik sağlama çabaları maalesef başarılı olmamıştır. Şerif Ahmet’in yıllarca beraber arkadaşlık ve yöneticilik yaptığı Şebab hareketine karşı Kenya ve Etiyopya ordusunun silahlı güçleri ile operasyon yapıyor olması Somali’de Şerif Ahmet’in geleceğini ve gücünü iyice zayıflatmaktadır. Şerif Ahmet, Somali halkı nazarında kendi halkını Batılı güçler eli ile öldüren adam olarak algılanmaktadır.
İngiltere’nin önemli gazetelerinden olan The Guardian; İngiltere, Somali’li isyancıları vurmayı düşünüyor; başlığı ile özel haber verdi. Uluslararası koalisyon geçen yaz Somali kamplarına sahil üzerinden hava saldırıları için değerlendirme çalışmaları ve acil durum planları yapmış.
Haberde İngiltere, Hollanda, Fransa, ve Amerikalıların askeri eylemleri destekleyeceklerinin altı çiziliyor. Geçtiğimiz günlerde Hillary Clinton, Ban-Ki Moon ve Cameron’un Somali konferansında bir araya gelmeleri Somali’ye yeni bir saldırı planını güçlendiriyor.
Somali’ye Şebab bölgesine yapılacak bir saldırı, Somali’yi Afganistan’a çevirir. Bugün NATO’nun Afganistan’da geldiği noktayı çok iyi analiz etmeleri gerekiyor. Afganistan’da 10 yıl Taliban ile savaşan Batı askeri gücü bugün Taliban’ı meşru olarak kabul etme durumuna geldi. Aynı şekilde Taliban ile savaş veren Karzai’yi, hükümeti de Taliban’ı Afganistan’ın gerçeği olarak kabul ediyor. Somali’ye operasyon düzenleyecek olan güçler 1991 yıllarında Amerika askeri gücünün Somali’den nasıl çıkmak zorunda kaldığını iyi düşünmelidir. Ayrıca Somali’ye Kenya ve Etiyopya ordusu ile girmek, Afrika’yı Hıristiyan Müslüman çatışmasının eşiğine getirecek çok tehlikeli bir din savaşı durumunu tetikleyebilir.
Somali’ye yapılacak saldırı Somali’yi, Afganistan’a benzer bir duruma çevirmekle kalmaz kıtayı yangın yerine çevirir. Türkiye’nin burada devreye girerek Somali üzerinde oynanan bu tehlikeli oyunu bozmanın tek yolunun Somali’de halkın seçeceği kabul edeceği bir yönetime razı olunması gerçeğini dillendirmesidir.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT