1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. SOMALİ

  4. Somali’ye Birlemiş Milletlerin İhaneti
Somali’ye Birlemiş Milletlerin İhaneti

Somali’ye Birlemiş Milletlerin İhaneti

Kurulduğu 1945 yılından bu yana, İslâm coğrafyasındaki işgallere, katliamlara göz yuman BM, Somali’ye de ihanet etti.

13 Ağustos 2011 Cumartesi 00:29A+A-

Somali’de yaşanan kıtlık, Suriye’de yaşanan gerilim bir defa daha Birleşmiş Milletler’in kuruluş amacı ve uygulamalarını gündeme getirdi.

Bünyesindeki en büyük yardım kuruluşu olan Dünya Gıda Programı eliyle Somali’de tarımı bitirdiği belirtilirken, bugün o bölgede yaşanan kıtlığın asıl sorumlusu olarak gösterilen BM’nin, “dünyada istikrar ve barışı tesis etmek” amacıyla kurulduğu 1945 yılından bu yana hep veto yetkisine sahip beş üye ülkenin kontrolünde hareket ederek Filistin, Lübnan, Keşmir, Çeçenistan, Bosna, Irak, Afganistan ve daha birçok İslam ülkesi topraklarının işgal edilmesine, katliamlar yapılmasına göz yumduğu gözleniyor.

“BM, ABD ve batının egemenliğinde”

Akit’e konuşan Selçuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birol Akgün, BM’nin şu anki durumunun bugünkü güç dengesini yansıtmadığını dile getirdi. Prof. Akgün, “BM, İkinci Dünya Savaşı sonrasında zamanın güçlü ülkeleri tarafından kuruldu. Kuruluşundan bugüne kadar dünyadaki güç dengesi de büyük ölçüde değişti. Ancak bütün bu değişimlere rağmen BM, hâlâ ABD ve Batı’nın egemenliğinde. Dünyadaki değişime ayak uydurmuyor” dedi.

“BM Barışı Sağlamada Yetersiz”

Birleşmiş Milletler’in barışı sağlamada yetersiz kaldığını belirten Prof. Akgün, BM’nin daimi bir ordusunun olmamasını eleştirdi. Akgün, “Birleşmiş Milletler’in asıl görevi dünyada barışı sağlamak. Ancak daimi bir ordunun olmaması bu barışın oluşmasını engelliyor. Güçlü ülkeler kendi çıkarları doğrultusunda BM’ye daimi asker vermekten kaçınıyorlar” diye konuştu.

“Dünyanın Güvenliği 5 Ülkenin Elinde”

Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Beril Dedeoğlu ise BM’nin görünürde tüm ülkeleri kucakladığını ancak karar mercii noktasında durumun böyle olmadığını söyledi. Dedeoğlu, şunları söyledi: “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda hâkimiyet gelişmekte olan ülkelerde ancak bu durum Birleşmiş Milletler için çok fazla anlam ifade etmiyor. Çünkü BM’de asıl önemli merci Güvenlik Konseyi. Bu konseyde sadece 5 ülkenin veto hakkı var. Birleşmiş Milletler’in tüm önemli kararları bu konseyden çıkıyor. Ancak bu konseye hâlâ Hindistan, Türkiye, Brezilya, Almanya gibi önemli ülkeler daimi üye değil.

”Köni: Parayı Veren Düdüğü Çalıyor!..

Ankara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Köni de, BM’nin ABD ve İngiltere merkezli kurulduğuna dikkat çekerek, “Bugün Birleşmiş Milletler’in maddi giderlerinin yüzde 60’ını Amerika karşılıyor. Tüm bunlara baktığımızda ABD’nin burada neden bu kadar etkin olduğunu anlamamız zor değil. Dünyayı bugün yöneten güçler BM’nin dışında IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği, Ekonomik İşbirliği Örgütü, NATO gibi kuruluşlardır. 1945’den sonra belli ülkelerin önderliğinde kurulan bu kuruluşlar bugün dünyanın gündemini belirliyor” şeklinde konuştu.“SOMALİ, BM’NİN KURBANI OLDU”Afrika Boynuzu’nda görev yapan tek bağımsız Batılı gazeteci olan Thomas Mountain, BM bünyesindeki en büyük yardım kuruluşu olan Dünya Gıda Programı’nın kasıtlı olarak Somali’de tarımı bitirerek bugün yaşanan kıtlığın asıl sorumlusu olduğunu söylüyor. Mountain, “Dünya Gıda Programı (DGP), BM’nin en büyük yardım kuruluşu ama aslında son derece kirli bir tarihe sahip. 2006’da, henüz Somalili çiftçiler mahsullerini pazara getirip satmaya başlamışken DGP kendi ambarında yıllardan beri bekleyen tohumları bedavaya dağıttı. Binlerce tonluk bu bedava tohum dağıtma olayından sonra Somalili çiftçilerin kendi emekleriyle yıl boyu uğraşarak kaldırdıkları mahsulü satma imkânı kalmadı ve Somalili çiftçiler büyük bir felaketle karşı karşıya kaldılar o yıl. Binlerce kızgın Somalili çiftçi bu olaydan sonra DGP’nin Somali genelindeki dağıtım merkezlerinin önünde toplanıp protestolara başladılar. Bazen şiddet de kullanıldı. DGP soruşturma sözü verdi olaylar yatıştırmak için ve sonrasında ise evet, DGP’nin böyle bir olayla Somalili çiftçileri zor durumda bıraktığı kabul edildi ve bir daha böyle bir şeyin yaşanmayacağına dair garanti verildi” diyor.

Geçici yardımlarla nereye kadar?

Bütün Türkiye’nin yardım etmek için seferber olduğu ve Başbakan Erdoğan’ın 18 Ağustos’da ziyaret edeceği Somali’deki açlık ve sefalete son vermek için, taşıma yöntemlerle gıda bağışında bulunmak yeterli mi? Birleşmiş Milletler, yıllardır dünya ülkeleri adına bölgede faaliyet göstermesine rağmen Somalililer ve Etiyopyalılar neden hâlâ aç ve sefil? Bu soruların cevabı bugün karşı karşıya kaldığımız durumda saklı. Birleşmiş Milletler’in Afrika’daki politikalarının iflas ettiğini söyleyen İHH Yönetim Kurulu Üyesi Osman Atalay, açlıkla kıvranan Somali ve Etiyopya gibi ülkelerdeki yoksullar için kendi geçimlerini sağlayacakları projeler geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Atalay, dünya ülkeleri adına bölgede faaliyet gösteren BM’nin aradan on yıllar geçmesine rağmen, günü birlik gıda dağıtımları dışında ciddi bir faaliyetinin bulunmamasını da eleştirdi.

Somali ve Etiyopya’da bugün yaşanan kıtlığın bir benzeri 11 yıl önce yani bütün dünyayı vuran ekonomik krizin hüküm sürdüğü dönemde yaşandı. O zaman da bugünkü kadar güçlü olmasa da benzeri yardım kampanyaları düzenlenmişti. Türkiye bugün olduğu gibi o zaman da yardım elini Somali’ye uzatmayı ihmal etmemişti. Ancak en kapsamlı yardımlar; değişik dünya ülkeleri adına bölgede faaliyet gösteren Birleşmiş Milletler (BM) eliyle bölgeye ulaştırılmıştı. O gün de bir deri bir kemik kalan kara kıtanın kara bebeklerinin önüne gıda, sağlık, giyim ve temizlik malzemeleri yığılmıştı.

Atalay: Bölgede Kalıcı Projeler Geliştirilmeli Demek Ki Çözüm Bu Değilmiş: 11 Yıl Sonra Aynı Manzara

2000 yılındaki kıtlığın üzerinden 11 yıl geçti. Dünya ülkeleri adına bölgede faaliyet gösteren BM’nin sürdürdüğü yardım politikasının işe yaramadığını bugün görüyoruz. Somalili göçmenlerin Etiyopya’da yaşadığı kamplarda yine insanlar açlar ve kendilerine sunulan gıda yardımlarını görünce gözlerinin içi gülüyor ancak yarınlarından emin değiller. Somalili göçmenler, Etiyopya’da kaldıkları kamplarda, çalı, çırpı, karton ve naylonlardan yapılan 2-3 metrekarelik küçük barınaklarda yaşıyorlar. Yiyecek ve temiz su imkânının olmadığı kamplarda, tuvalet, hastane gibi temel ihtiyaçları karşılayacak imkanlar bulunmuyor. Kamplarda yaşayanlar, yardım dernekleri tarafından getirilen yiyeceklerle hayatlarını yıllardır sürdürmeye çalışıyor. Su ihtiyaçlarını ise 5-6 km gibi uzak yerlerden getirdikleri taşıma suları ile karşılamaya çalışıyor.

Hayvancılıkla Geçinebilirler

Etiyopya’daki göçmen kamplarında yaşayanlar, tarım ve hayvancılıkla uğraşamıyorlar. Kampların bulunduğu bölgelerdeki topraklar verimli olmadığı için tarıma elverişli değil ancak, göçmenlerin imkânları olmadığı için hayvancılık yapamıyorlar. Ortalama 4-5 kişiden oluşan aileler uğraşacakları bir işleri olmadığı için bütün zamanlarını boşa geçiriyor. İşsiz güçsüzlerin uğraştığı kayda değer tek şey ailenin varsa hasta olan bireylerine yardımcı olmak. Kamplardaki bazı şanslı gençlerin şehre gidip hizmetçilik gibi işlerde çalışma fırsatı bulduğu da oluyor.

“Allah Razı Olsun” Demeleri Yeterli

İHH’nın bölgedeki yardımı sırasında insanların gözlerindeki mutluluk görülmeye değerdi. Kaç gündür yiyecek bir şey bulamayan ve açlık sıkıntısı çeken Somalili göçmenler, yardımları almak için açlığın da etkisiyle izdihama neden oldular. Aldığı küçük bir çikolatayı dört kardeşiyle paylaşan Abdullah’ın paylaşma duygusuna şahit olduk. Türkiye’den gönderilen sadaka, zekat ve fitre paralarının dağıtımında ise yürek burkan durumlar yaşandı. Parayı gizliden, el altından alan göçmenler, avucunun içine tekrar tekrar bakarak ve gözlerinin içi gülerek gerçekten bir paraları olduğuna hareketleriyle inanamadıklarını ortaya koyuyorlar. Türkiye’den gelen yardımları aldıktan sonra iftar yemeği hazırlığı yapan göçmenler, yardımları getiren ve gönderenlere, “Allah razı olsun” temennisinde bulunuyor.Türkiye’den toplanan yardımların Etiyopya ve Somali’ye ulaştırılmasında koordinatörlük görevi yapan İHH Yönetim Kurulu Üyesi ve gazetemiz yazarı Osman Atalay, bölgede kalıcı projeler geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Atalay, yardım derneklerinin kampanyalarının yarısını açlıkla mücadele, diğer yarısını ise su kuyusu, tarım ve hayvancılık gibi kalıcı projelere dönüştürmesi gerektiğinin altını çizdi.

Onlara Balık Tutmayı da Öğretmeliyiz

Bugün yardım ettiğimiz insanların kendi geçimlerini sağlayacakları bir iş sahibi olmalarını sağlayamadığımız müddetçe, Afrika’daki açlık ve kıtlığı sona erdirmenin mümkün olmadığını ifade eden Atalay, “11 yıl önce de bu bölgede kuraklık olmuştu ve bu kamplar kurulmuştu. Şimdi ise bu kamplar hâlâ burada kurulu ve bu insanlar yine yardıma muhtaçlar. Bizim artık bu insanlara balık vermek gibi balık tutmayı da öğretmemiz gerekiyor. Bu konuda su kuyuları açmalıyız. Her aileye hayvancılığın gelişmesi için bir dişi ve bir erkekten oluşan iki çift keçi vermeliyiz. Su göletleri oluşturmalıyız. Kamptaki insanlara barınmak için uygun prefabrik tarzda evler yapmalıyız” dedi.

BM VE FAO’nun Geçici Tedbirleri İşe Yaramamış

Birleşmiş Milletler (BM) ve Dünya Gıda ve Tarım Örgütü(FAO) gibi uluslararası kuruluşların Afrika’ya yönelik politikalarını eleştiren Osman Atalay; “BM’nin Afrika merkezi Etiyopya’da bulunmaktadır. Bölgede 30 yıldır faaliyet yapan BM HIV, çocuk hastalıkları, gıda, tarım, hayvancılık, yoksulluk, eğitim gibi Afrika’nın kronik sorunları ile ilgili maalesef ciddi yatırım yapmamıştır. Bölgede 10 yıldır faaliyet yapmaktayız. BM Çocuk Yardım Fonu, gıda ve sağlık fonları ülkede sadece konferans ve sempozyum türü çalışmalar ve palyatif tedbirlerin ötesine geçemedi. BM çalışanlarının ofisleri ile, kullandıkları araç ve gereçleriyle ve masrafları ile yaptıkları organizasyonlar yıllardır tartışılmakta, eleştirilmektedir. BM bölgede, eğitim, sağlık, kuraklık, hastalık, yoksulluk kaynaklı ölümleri önlemeye yönelik hiçbir somut, elle tutulur orta veya uzun vadeli projeler gerçekleştirememiştir” değerlendirmesinde bulundu.

BM Çalışanları İstihbarat Örgütlerine Çalışıyorlar

“BM, yaptırımı olmayan, güven vermeyen, pansuman, taşıyıcı yardımlar yapan bir örgüt haline gelmiştir” diyen Osman Atalay eleştiri ve önerilerini şöyle sürdürdü: “BM, bu hantal yapısını bir an önce değiştirmeli, Afrika’da yoksulluk ve kuraklığı önleyebilecek bir yapıya bürünmelidir. BM’nin çalışma tarzı Afrika’da iflas etmiştir. BM, gıda depolarına mısır, un, pirinç, süt tozu taşımak ve aşı yapmaktan öteye geçememiştir. Her 10 yılda bir tükenen gıda depolarını doldurmuş ve ülkelerden söz verilen yardım paralarını dahi tam tahsil edememiştir. Birçok danışman ve çalışanları, istihbarat, ekonomik, ticari işlere alet ve ortak olmuştur. Afrika’yı taşıyıcı yardım gıdaları mantığı değil, somut üretim, yapısal projeler mantığı kurtaracaktır.”

Şükrü Macun / Yeni Akit 

HABERE YORUM KAT