HAKSÖZ HABER

Türkiye’de sol-Kemalist yapıların kendilerini görünür kıldıkları mevzuların başında cami-mescid düşmanlığı geliyor. Uzunca bir dönem başörtüsü nefreti üzerinden kendisini ifade etme yoluna giden sol-faşist güruh artık bu konu üzerine fazla gidemiyor. Başörtüsüne dönük engellemelerin büyük oranda son bulması ve yaşanan bu normalleşme sonucunda iddia edildiği gibi “kıyametin” kopmaması düşmanlıklarının ne kadar boş bir iş olduğunu göstermişti.

Şimdilerde ise özellikle üniversitelerde yaşanan siyasi hareketliliklerden dolayı mescid tartışması yaşanıyor. ODTÜ ve İTÜ’de yaşanan mescid tartışmalarında öğrencilerin ibadet yeri istekleri sol-faşist öğrenci gruplarının saldırılarına sebep olmuş ve gerekli cevabı da almışlardı. Ancak bu kesimin sadece söylem üzerinde de olsa nefret dilinden vaz geçmediğine şahit oluyoruz.

Odatv’de Mert Taşçılar’ın yaptığı haberde, rektörlük tarafından ret edilse dahi sadece iddialar üzerinden algı oluşturma çabası/uyanıklığı gözleniyor. Sanki çok köklü kurumsal kimliğe sahipmiş gibi “Türkiye’nin ilk üniversitesi” diye göklere çıkarttığı Ankara Üniversitesi’nde akademisyenlerin kullandığı restoranın yıkılıp mescid yapılacağı yönündeki iddialar rektörlük tarafından doğrulanmamış. Üniversitenin rektörü yaptığı açıklamada “böyle bir planlarının olmadığını” ifade etmiş. Ancak Odatv ve onun acar muhabiri “eşeğimi sağlam kazığa bağlayayım” diye düşünmüş olmalı ki sineğin yağını çıkartarak buradan bile rektöre yüklenmeye çalışmış.

Rektörün “Menzilci” olduğunu iddia eden Odatv bir rektörün tarikat, cemaat bağlantısı  olmaması gerektiğini düşünüyor herhalde. Neden böyle saçma bir düşünceye sahip olduğunu da anlamış değiliz ama eğer ki rektör Türkiye’nin en yaygın tarikatı olan Kemalizm’e mensup olsaydı aynı rahatsızlığı duyar mıydı acaba?