Sokaktan Genelkurmay'a sorular…
Ergenekon davası, darbe tartışmaları, silah tarlaları kim ne derse desin Türk Silahlı Kuvvetleri etrafında tartışılıyor ve gelişiyor.
Bu durumun gerek asker üzerine yaptığı baskı, gerek kamuoyunda oluşturduğu cepheleşme ve siyasallaşma gözden kaçmayacak kadar açık.
Siyasallaşma öyle bir noktaya geldi ki, Genelkurmay Başkanı'nın verdiği brifinge gazeteci, yazar, yayın yönetmeni gider mi gitmeli gibi garip tartışmalar bile yapılır oldu.
Haberleri, yorumların ötesinde, topyekûn bir savaş ruh hali içinde bu yönde tebrikler ve eleştiriler bile alıyor gazeteciler.
Okur mektupları, e-mailleri ilginçtir…
Size yönelik duygu, tepki ve fikri yansıtmakla kalmazlar, zaman zaman siyasi gelişmelere yönelik tutumları da anlatırlar.
Bazıları ise yayınlanmayı hak eder, hatta gerektirirler…
İşte onlardan birisi, ismi bizde saklı bir okur, gazete ve gazetecileri eleştiriyor ve Genelkurmay Başkanı'na sorular soruyor…
Muhtemelen bu soruları soran tek kişi değil o okur…
O zaman gelin birlikte okuyalım, yazdıklarını…
"Maalesef gazetecilerimizin ve medyamızın halini bir kez daha teessürle izledim. Bunlar nasıl gazeteciler, hâlâ askerden korkuyorlar. Şunları soramazlar mıydı?
1. Özden Örnek'in günlüklerinin kendi bilgisayarından çıktığı mahkeme kararıyla kesinleşmedi mi? Kesinleşti. Peki adı geçen şahsın inkar etmesi mi, mahkeme kararı mı geçerlidir? Hâlâ sayın Org. Başbuğ diyor ki Özden Örnek bunları inkâr etti, zaten Genelkurmay'da da böyle bir kayıt yok. Elbette olmaz. Zaten Hilmi Özkök darbe istemediği için ona karşı yapılan görüşmeler resmi olarak Genelkurmay'daki kayıtlarda olmaz ki. Zaten o dönemde İlker Başbuğ Genelkurmay. 2nci Başkanı değil miydi? Hukuk devletiyiz ve demokrasiye inanıyoruz diyorsa Deniz Baykal gibi savunmaya geçmesin. Neticeyi yorum yapmadan beklesin.
2. Dokuz asker şehit oldu ben nasıl bedelli askerliğe müsaade ederim diyor. Peki daha önce müsaade edenler vatan haini mi? Tamam ben de bedelli askerliğe karşıyım. Fakat şu andaki asker dağıtım sisteminin adaletli olduğuna inanıyor mu? Niçin Güneydoğuda hep garibanlar görev yapıyor? Ergenekon'dan yargılananların, ulusalcıların evlatları nerelerde askerlik yapıyor? Merak ediyoruz.
3. Sayın Orgeneral Kara Kuvvetleri Komutanı iken Eğridir Komando Okulu'nu ziyaretinde Güneydoğu için özel birlikler teşekkül edileceğini söylemişti. Peki bu birlikler ne zaman teşekkül edecek? 8 aydır Genelkurmay Başkanlığı yapıyor. Tam yetkili. Hala neyi bekliyor? 3 aylık askeri eğitim almış gariban evlatlarımızı yıllarca eğitim almış, dağlarda yaşamış teröristlerin karşısına niçin çıkarıyor? Ne zaman bu terörü bitirmeye niyetleri var? Süre verebilirler mi?
4. Darbeciler Türk Silahlı Kuvvetleri'nde barınamaz diyor. Bugüne kadar darbeleri kim yaptı? Hiç yargılandılar mı? Şimdi savcılık soruşturma açınca yardımcı olacaklarına eski yanlışları savunmasınlar. O zaman gerçek demokrat olurlar.
5. Madem hukuka güveniyorlar. Niçin YAŞ kararlarını yargı denetimine açmıyorlar? Demek ki kendi hukuklarını kendileri kuruyor ve işletiyorlar.
6. Ses kayıtlarını nasıl inkâr ediyor? Hukuken delil olarak kabul edilmemesi bu konuşmaların yapılmadıklarını göstermez ki?
7. Silahların Türk Silahları Kuvvetleri'ne ait olmadığını söylemek yeterli mi? Peki kendilerinin bu konuda cezalandırdığı askeri şahıslar yok mu?
8. Demokrat olan askerler sadece kendi işlerini yapar. Türk Silahları Kuvvetleri'ni kullanarak siyasi görüş açıklayamazlar. Maalesef bizim askerlerimiz her konuda konuşuyorlar. Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanma konusunda ne düşünüyorlar?
9. Herhangi bir sebeple ülkemizin gündeminde sürekli olmak zorundalar mı?"
Bu ve benzer sorular hep cevap bekler, yine bekliyorlar…
YENİ ŞAFAK
YAZIYA YORUM KAT