Sokağı siyasete galip kılmak mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Meral Akşener’in kendisine yönelik çirkin benzetmesine öfkelenmekte haklı olabilir ama sokakta saldırıya uğramasına ‘oh olsun’ diyemez!
HAKSÖZ-HABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün yaptığı grup toplantısında ülke gündeminde tartışılmakta olan konularda konuştu. Günlerdir kamuoyunun hararetle takip ettiği mafyatik ilişki ağı iddiaları hakkında tüm söylenenlerin Türkiye’ye yönelik örgütlü bir dış saldırı olduğu tezini tekrarladı. Bu arada ilginç bir şekilde geçtiğimiz hafta Rize’de yaşanan olaya da değindi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Rize İkizdere’de önce sözlü bilahare fiili saldırıya uğramasına değinen Erdoğan aynen şu sözleri sarfetti:
“Gelin Hanım, beni Netanyahu'nun yanına koyuyor ve onun ardından da memleketim Rize'ye gidiyor. Ve gelin hanıma, memleketim Rize'de gayet güzel bir ders veriliyor. Nerede, nasıl adım atılacağını çok iyi bilmek lazım. Burası Rize. Sen Rize'nin uşağına bu şekilde hakaret edip, onu Netanyahu gibi bebek katillerinin yanına koymaya kalkarsan yapılacak olan budur. Yine dua et ki gelin hanıma çok ileri gitmeden bir ders verdiler. Bu da Rizelinin edebini adabını gösterir.
İkizdere yetmedi bir de Çayeli'ne gitti. Orada da gerekeni yaptılar. Ondan sonra Trabzon'a gitmeye kalktın. Trabzon'da da hiç meydana çıkmadan hemen uçağa geçip Ankara'ya döndün. Bu daha bir. Daha neler olacak neler, daha dur bakalım. Bunlar iyi günler. Her şeyden önce bu ülkede ahde vefa denilen bir şey vardır. Eğer ahde vefa olmazsa bu millet affetmez. Biz hep bu ülkede saygıya dayalı bir siyasetin yanında olduk."
Bunlar gerçekten çok şaşırtıcı ve kabul edilemez ifadeler. Tam da bütün kamuoyunun devleti temsil eden birtakım isimlerin mafyatik ilişki ağına bulaştıkları iddialarıyla çalkalandığı bir vasatta bir siyasetçiye yönelik sokak eylemini haklı çıkartmak olacak şey midir?
Evet, Akşener’in Netanyahu benzetmesi çok çirkindir. Bu şiddetle kınanmayı hak eden bir tavır olmuştur. Daha ötesi genel manada İYİ Parti’nin geliştirmeye çalıştığı politik söylemin çirkinliği ortadadır. Her fırsatta tekrarlanan ırkçı söylemler, oy uğruna kitleleri muhacirler aleyhine kışkırtma vb. tavırlar siyasi açıdan en sert şekilde eleştirilmeyi hak etmektedir. Ama tüm bunlar Akşener’in bu ülkede legal düzeyde siyaset yapma hakkının bulunmadığını göstermez. Rize Türkiye’nin bir ili değil midir, orada farklı kanunlar mı geçerlidir?
Hukuk devleti muhaliflerin en rahatsız edici söylemlerinin dahi serbestçe ifade edebilmelerinin mümkün olduğu bir düzen içerir. İktidarın görevi ise hukuk düzenini sağlamaktır, sokak kabadayılarını özendirmek değildir. Ortada bir suç varsa bunun görüleceği yer sokak değil, mahkemeler olmalıdır. Zaten Akşener’in sözleri hakkında Cumhurbaşkanı’nın suç duyurusu ve açılmış bir soruşturma olduğu bilinmektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının devamında sarfettiği ve “durum bakalım daha neler göreceksiniz” türünden tehditvari ifadeleri ise durumu daha da vahim kılmaktadır.
Hayır, bu yaklaşım tarzını doğru değildir. Meral Akşener’in söylemiyle, kadrolarıyla siyaseten mahkum edilmesi gereken son derece tehlikeli, kötü bir siyasi çizgi takip ettiği açık olmakla birlikte bir muhalif parti liderinin siyasi faaliyet yürütmek için gittiği bir ilde bu şekilde saldırıya uğraması ve bu saldırın haklı çıkartılmaya çalışılması normal görülemez.
HABERE YORUM KAT