1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Siz niye, bizim yaşam şeklimize karışıyorsunuz?
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Siz niye, bizim yaşam şeklimize karışıyorsunuz?

21 Ocak 2011 Cuma 04:50A+A-

İsmet İnönü’yü, Hitler’e benzetmek hakaretmiş!

Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP Parti Meclisi Üyesi Mahmut Tanal’ın Başbakan Tayyip Erdoğan aleyhine açtığı “İsmet İnönü’yü Hitler’e benzetti” iddiasına dayanan tesbit davasını kabul etmiş.

Mahkeme, “İsmet İnönü, CHP nin Atatürk’ten sonraki 2. genel başkanı ve Türkiye Cumhuriyetinin 2. Cumhurbaşkanıdır. ...İnönü’nün politikalarını eleştirirken, onun kişiliğini ve Türk insanı üzerindeki etkinliğini, siyasi itibarını zedeleyecek sözlerden kaçınmak gerekir. İnönü, Hitler ’e benzetilmiştir. Hitler, 20.yüzyılın canisi olarak bilinen, milyonlarca insanın en canice yöntemlerle öldürülmesine neden olmuş bir kişidir. İnönü ’nün böyle bir kişiye benzetilmesi, hatırasına saygısızlık teşkil ettiği gibi milleti oluşturan bireylerin her biri için de kişilik haklarını ihlal edip incitmiştir.”

Öyle mi?

Öyle..

O zaman bu yargıdan ben beklerim ki, Kanuni Sultan Süleyman için de acilen aynı kararı versin.

Politize olmamış ise bu yargının, İsmet İnönü için değil de,Kanuni SultanSüleyman için de istediğimizde, aynı kararı vermesi gerekmez mi?

“Kanuni Sultan Süleyman, tarihe mal olmuş, Osmanlı Devleti’nin en önemli padişahlarından birisidir...” diye giriş yapıp, İnönü lehine verilen kararın aynısı, Kanuni için de verilmeli değil mi?

Haydi bakalım görelim.

Öyle ki, İnönü için verilen kararda, tam da Kanuni için yazılmış gibi şu gerekçeler de var: “Tarihi şahsiyetlerin günlük siyasi polemiklere konu edilmesi hem tarihimize, hem milletimizin değerlerine, hem de geleceğimize zarar verir. Bugünün koşullarında tarihimize daha fazla sahip çıkmak ve ulus bilincimizi güçlendirmek zorunda iken, tarihi şahsiyetlerimizi günlük siyasi çekişmelere konu yaparsak, bizi ayrıştırmak, ulusal kimliğimizi yok etmek ve değerlerimizi dejenere etmek isteyenlerin istediği gibi davranmış oluruz.”

Nasıl ama?.. Arasanız tarasanız, böyle karar bulamazsınız.

Tam da Kanuni’nin sapık gibi gösterildiği filmin tartışıldığı bu günlere denk geldi, İnönü  kararı..

İnönü’yü Hitler’e benzetmek yasak da... Kanuni’yi, Batı’nın sapık krallarına benzetmek serbest mi?

Görelim bakalım, Kanuni için açılacak bir davada, Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi veya diğer hakimlerimiz ne karar verecekler?

İnönü eleştirilirse, “tarihi kişiliklere saygı” diyeceğiz, engelleyeceğiz..

Ama Kanuni’ye sıra gelince, “sanat manat.. Estetik mestetik.. Filim milim.. kem küm.. alavere dalavere kürt memet nöbete” hikayesi mi yapacağız?

“Yargı, kişiye göre karar vermez. Kurallara göre karar verir. Tarihi kişiliklere saygı deniyorsa, İnönü için de bu geçerlidir, Kanuni için de!” diyebilecek miyiz?

¥

Ankara Barosu, “Yaşam biçimimize müdahale ediliyor” diyerek, içki ile ilgili yönetmeliğin iptalini istemiş ya..

Merak ettim, başörtü yasağı ile ilgili Danıştay kararından sonra aynı barodan bir açıklama gelecek mi diye..

Hükümetin icraatına itiraz edip, dava açıyorlar. Basın açıklamaları yapıp, kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar... “Yaşam biçimimize müdahale ediliyor” diyerek isyanları oynuyorlar..

Peki başörtü yasağı ile ilgili verilen son Danıştay kararı hakkında ne açıklama yapacak Ankara Barosu? “Yaşam biçimimize müdahale ediliyor” diyerek, bir basın toplantısı yapacak mı acaba?

Öyle ya, içkide sizin yaşam biçiminize müdahale varsa, başörtü yasağında da dindar insanın yaşam biçimine müdahale var!

Görünen o ki, Ankara Barosu’nun başındaki zat ve ekibi, bırakın başörtülülerin yaşam biçimine müdahale edilmesine itiraz etmeyi, için için seviniyorlar bile.. “Oh ne güzel oldu. Başörtülülerin yaşam biçimine müdahale edildi. Yasak yeniden hortladı” diyorlar, gizli gizli.

Öyle ise, bu beylerin, “Yaşam biçimimize müdahale ediliyor” yerine şöyle demeleri gerekir: “Biz isteriz ki, Kanuni’yi film ayakları ile rezil bir padişah gibi gösterebilelim. Ama kimse İnönü’ye iki laf etmesin. Biz isteriz ki, içkimizi her yerde, istediğimiz kadar içelim, içmeyenlerin gözüne gözüne sokalım. Ama yine biz isteriz ki, başkalarının başörtü takma hakları da bize sorulsun. Kısacası, biz herkesin yaşam biçimine müdahale edelim.Ama kimse bize, küçücük kısıtlama getiremesin!”

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT