Zaman gazetesi bugün baş sayfasında “Hizmet Hareketi İslam dünyasına model oldu” başlığıyla bir etkinlik haberine yer vermiş. Turkish Review ve Hira dergilerinin tertiplediği ve Zaman Gazetesinin İstanbul’daki merkez binasında yapılan forumda bir araya gelen Türkiyeli ve Arap aydınlar Müslüman toplumlarda devletin yerini tartışmışlar. Aşağıda haberin ayrıntılarını iktibas ettiğimizden, toplantının mahiyetine, katılımcılarına ve katılımcıların sözlerine, tespitlerine ayrıca değinmeyeceğiz.

Haber gazetenin 12. sayfasında devam ediyor. Yarım sayfa şeklinde verilen habere içeride atılan başlık dikkat çekici: “İslamcı iktidarlar iktidarla imtihanı kaybetti”

Toplantıya Türkiye’den katılan Zaman yazarı Ali Bulaç özetle Türkiye’de İslamcı siyasetçilerin devleti dönüştürmek üzere geldikleri iktidarda devletin bir parçası haline geldiklerini söylemiş. Ve son gelişmelere de değinerek AKP desteğiyle dini cemaatlerin yok edilmeye çalışıldığını ifade etmiş.

Kahire Üniversitesinden katılan Şarkavi ise demokratik yollarla iktidara gelen İslamcı kadroların köreldiklerini ve demokrasiyi göz ardı ettiklerini belirtmiş. Faslı, Cezayirli, Bosnalı, Tunuslu ve Suriyeli katılımcıların konuşmalarından ise aktarılanlar sadece Hizmet hareketinin ne kadar önemli, değerli ve vazgeçilmez olduğuna dair övgü sözleriyle sınırlanmış.

Gerçekten çok ilginç! Anlaşılan o ki, bu toplantı son süreçte içeride Hükümetle girdiği savaşta irtifa kaybeden Hizmet Hareketine uluslararası destek mahiyetli bir çalışma olarak düşünülmüş. Gayet doğal! Savaşta herkes moral desteğe ihtiyaç duyar. Garip olan AKP’ye vuracağız diye İslamcılık eleştirisini öne çıkartmak! Son süreçte her fırsatta İslamcılığa vurma şeklinde bir tutum izlendiğini ibretle müşahede ediyoruz. “Camia” adeta siyasi yönelimini Mümtazer Türköne çizgisi ile bütünleştirmiş gibi!

Ali Bulaç da çok ilginç bir isim. Bir yandan AK Parti’nin İslamcı bir parti olmadığını söylüyor ama öte yandan AK Parti eleştirisinin İslamcılık eleştirisi zeminine oturtulmasına da kapı açıyor. Ali Bulaç AK Parti’ye getirdiği dünyevileşme, sahih bir İslami hat izlememe, Ümmet çizgisinden uzaklık vb. eleştirilerin acaba yarısını, hatta çeyreğini şu anda kolkola göründüğü gruba yöneltebilir mi merak ediyoruz. Bu kriterlerle Gülen Cemaati test edilmeye kalkışılsa ortaya ne tür bir sonuç çıkacağını tahmin etmek zor olmasa gerek!

Mısırlı akademisyen örtük biçimde İhvan’ı eleştirmiş. Bırakalım İslam ahlakını, bir nebze akademik haysiyeti olsaydı acaba ta Kahirelerden buralara gelip darbecileri haklı çıkartacak bu sözleri söylemekten utanmaz mıydı, ya da onu çağırıp buralarda bu çirkin konuşmaları yaptıranların utanması gerekmez miydi?

Gülen Cemaatine ve onunla iş tutanlara bir kere daha hatırlatalım: İslamcıları kaybeden olarak göstermeye yönelik artan vurgularınız kuyruğu kapıya sıkışmış kedi viyaklamalarına benziyor. Yanlış hedefe yöneliyor ve sadece kendinizi küçültüyorsunuz!

Ve hiç de yeni bir şey yapmıyorsunuz! Unutmayın, sizin bugünlerde teste tabi tutup, sınıfta bırakma hevesine kapıldığınız İslamcılığa ilişkin olarak, emperyalistlerin borazanları on yıllardır “Siyasal İslam’ın iflası” vb. teorileriyle, daha doğrusu temennileriyle zaten karalama kampanyası yürütüyorlardı. Kimlerle nerelerde buluştuğunuzu görmeyecek kadar körleşmeniz ne acı!

---

Söz konusu haber:

***

Hizmet Hareketi İslam dünyasına model oldu, karalamalar üzücü

Zaman/18 Şubat 2014

Türk ve Arap entelektüeller, Müslüman toplumların iktidarla, devletle ve değişimle yüzleşmesini tartıştı. İstanbul’da düzenlenen forumda bir araya gelen akademisyenler, devletin kutsanmaması gerektiği ve İslamcı siyasetçilerin iktidar sınavından kaldığı üzerinde görüş birliğine vardı.

Turkish Review ve Hira dergisinin tertiplediği forumda bir araya gelen Türk ve Arap entelektüeller, Müslüman toplumlarda devletin yerini tartıştı. Katılımcılar, devleti dönüştürmesi gereken siyasetçilerin iktidarda kaldıkça devlet tarafından dönüştürüldüğünü vurguladı. Faslı uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Semir Budinar, Hizmet hareketinin faaliyetleriyle İslam dünyasına örnek teşkil ettiğini söyledi. Suriyeli Araştırmacı Yazar Dr. Cemal Seferti ise Hizmet’in karalanmasının üzücü olduğunu ifade etti.

Turkish Review ve Hira dergilerinin ortaklaşa düzenlediği Türk‐Arap Entelektüeller Forumu kapsamında İstanbul’da bir araya gelen akademisyenler, Müslüman toplumlarda devletin yerini tartıştı. Birçok İslam ülkesinden önde gelen akademisyen, düşünce adamı ve gazetecinin katıldığı ‘Müslümanların devletle imtihanı: Toplumsal değişim için alternatif modeller’ konulu forumun ilk gününde, İslamcı politikacıların devletle imtihanlarını kaybettikleri görüşü dile getirildi. Katılımcılar, devleti dönüştürmesi gereken siyasetçilerin iktidarda kaldıkça devlet tarafından dönüştürüldüğünü vurguladı. Türk ve Arap entelektüellerin üzerinde ittifak ettiği bir diğer konu ise devletin kutsanmasının yanlış olduğu görüşü oldu.

Zaman yazarı Ali Bulaç, Türkiye’de İslamcı siyasetçilerin iktidara devleti dönüştürmek vaadiyle gelmiş olmalarına rağmen konumlarının nimetlerinden faydalandıkça devletin bir parçası hâline geldiklerini söyledi. Türkiye’deki İslamcıların hatasının iktidarı sadece iktidar için istemeleri olduğunu belirten Bulaç, AKP hükümetinin bir diğer yanlışının da daha önce bağımsız bir şekilde hareket eden dini cemaatleri devlete bağımlı kılmaya çalışmak olduğunu kaydetti. Türkiye’deki İslamcı politikacıların yozlaşmış yönetiminin ülkedeki laik kesimde dine karşı bir nefret meydana getirdiğini savunan akademisyen yazar, ülkeyi daha önce kontrol eden “eski güçlerin” yolsuzluk davasını kullanarak AKP yardımıyla dini cemaatleri yok etmek istediğini de söyledi.

Zaman Gazetesi’nin İstanbul’daki merkez binasında düzenlenen forumda İlahiyatçı-yazar Ali Bulaç, Tunuslu akademisyen Dr. Ahmed Ka’lul, Uluslararası Afrika Üniversitesi Rektörü Hasan Mekki birer sunum yaptı. Katılımcılar, Türkiye’deki son olaylarla ilgili sorular yöneltti.

Kahire Üniversitesi Darululum Fakültesi İslam Felsefesi Bölüm Başkanı Muhammed el Şarkavi de Müslüman ülkelerde ‘İslam’ kelimesinin büyük kitleleri mobilize etmek için kullanıldığını ifade ederek, “Demokratik sistemin de yardımıyla kolaylıkla iktidara gelebiliyorlar. Ancak uzun süre iktidarda kaldıklarında demokratik olarak körelmeye başlıyorlar. Hem demokratik ve hem de İslami değerleri daha az göz önünde bulundurmaya başlıyorlar.” dedi. İslam dünyasında halk ile devlet arasındaki ilişkilerin sil baştan yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Doç. Dr. İhsan Yılmaz da Türkiye’nin Ortadoğu ve İslam ülkeleri için “bir model değil, ancak ders alınacak bir tecrübe” olduğunu söyledi.

HİZMET, İSLAM DÜNYASINA MODEL OLDU, KARALAMALAR ÜZÜCÜ

 Tunuslu akademisyen Dr. Ahmed Ka’lul ise sunumunda İslam’da devleti yönetmekle ilgili bir kuralın olmadığına dikkat çekti. Tunus Başbakanı’nın danışmanlığını yapan Ka’lul, ümmetin zamana ve şartlara göre kendisi için en iyi olanı tabi bir şekilde belirlemesi gerektiğini söyledi. Uluslararası Afrika Üniversitesi Rektörü Hasan Mekki ise yönetimde ideolojiye yaslanmanın toplumun aleyhine sonuçlanacağını belirtti. Mekki, İslam tarihinde halk ile devlet arasında sürekli bir mücadele görüldüğünü, ancak ilk kez Fethullah Gülen Hocaefendi’nin devletle çatışmadan hem halkı hem de devleti dönüştürme modeli ortaya koyduğunu kaydetti. Mekki, “Gülen anarşiye bulaşmadan devlet-millet kaynaşmasını sağlamaya çalıştı.” ifadelerini kullandı. Faslı sosyoloji profesörü Semir Budinar da Hizmet hareketinin Müslüman dünyanın hayallerini gerçekleştirmesinde çok büyük katkıda bulunduğunu belirtti. Hareketin tüm alanlardaki faaliyetlerinin İslam dünyasına örnek teşkil ettiğini dile getirdi.  Suriyeli araştırmacı-yazar Dr. Cemal Seferti de, “Bu hareket, çok büyük hizmetler etmiştir. Türkiye’de yönetim tarafından Hizmet Hareketi’nin karalanması üzücü. İslami söylemlerle ortaya çıkan bir yönetimin, kendisi gibi düşünmeyene zarar vermemesi gerekiyor.” diye konuştu. Forum’a Cezayir’den katılan Profesör Muhammed Babaammi ise Hizmet’in dinamiklerinin sıradan sosyolojik sınıflandırmalarla açıklanamayacağını ifade ederken,  Bosna Hersekli Prof. Dr. Safvet Haliloviç, camianın son yıllarda İslam tarihinde görülmemiş hizmetlere vesile olduğunu dile getirdi.