1. YAZARLAR

  2. FEVZİ ZÜLALOĞLU

  3. Siyonizm’in Me’mur Tanrısı Yehova
FEVZİ ZÜLALOĞLU

FEVZİ ZÜLALOĞLU

Haksöz-Haber
Yazarın Tüm Yazıları >

Siyonizm’in Me’mur Tanrısı Yehova

01 Kasım 2023 Çarşamba 22:22A+A-

Ahdi Atik’i –İsrailoğulları’na gönderilen peygamberlere indirilen vahiyleri- tahrif eden Yahudiler, O’na teslim olmak yerine teslim almayı tercih etmişlerdir.

Muharref Tevrat’ta Allah’a yaptıkları iftiraları imana zulüm karıştırmanın kötü örnekleri olarak okumak mümkündür:  Muharref Tevrat'a yansıyan "insan görünümlü bir tanrı" anlayışı, zamanla Yahudi Din Bezirganları’nın işgüzarlığının ürünüdür.

Yaratılış Kıssası'nın anlatıldığı Tekvin bölümünde Tanrı, yasaklandığı halde Hayat Ağacı’ndan yiyen Adem’e şöyle demiştir:

“Bizden biri gibi oldun.” (Ahdi Atik, Tekvin, 1/26-27). Yine aynı yerde Tanrı’nın insanı "kendine benzer" yarattığı iddia edilmiştir. (Ahdi Atik, Tekvin, 1/26-27).

Allah’ın takdir ettiği Saf Tevhid Akidesi’ni bozan Yahudiler,  Antropomorfist (insan görünümlü) bir ilah anlayışı türetmişlerdir. Öyle ki, bu tanrı yarattığı bir insanla güreşip1 ona yenilecek kadar pasif, edilgen bir yapıdadır.

Tevhid akidesi üzerinde yapılan bu tür tahriflere karşı, Kur’an’da şöyle cevap verilmiştir:

" Ve de ki: ' bütün övgüler, döl edinmeyen, egemenliğinde ortağı bulunmayan, güçsüzlükten, düşkünlükten ötürü her hangi bir yardımcıya gereksinme duymayan Allah'a yakışır' . İşte O'nu hep böyle yücelterek an! "( 17/İsra,111.)2

Siyonizm dini bir tasavvur mudur? Yoksa siyasi bir ideoloji midir?

Siyonizm’e “salt siyasi ideolojidir” diyenler, onun Yahudi kutsal metinlerine dayanan safsatalarını görmezden gelmektedir. Bize göre Siyonizm her şeyden önce dini bir ideolojidir. Son yüzyılda (1917-2023) elde ettiği askeri güç sayesinde küpünün içindeki ırkçılığı, ayrımcılığı, firavunluğu dışa yansıtmaktan çekinmemiştir. 

1-Siyonizm’in Me’mur Tanrısı Yehova

Yahudi Din Adamları kendi bencil arzularını tanrının dili ile ifade etmekten kaçınmayarak Tenzin Akidesi’ni içinde çıkılamayacak derecede tahrif etmişlerdir. Bu tahriflerin ortak noktasını Tanrı- İsrailoğulları ilişkisinde “Me’mur Tanrı” anlayışı oluşturmaktadır. Hâlbuki böyle bir tasavvur insanların ve tüm yaratılmışların üzerinde olan, aşkın bir ilaha asla yakışmamaktadır. Onlar kendilerini seçkin ve doğuştan imtiyazlı bir ırk olarak görmek suretiyle “Hevasını İlah Edineni Gördün mü?” hitabında ifade edildiği gibi, bir tanrı gibi, hatta bazen bir ilahtan da aşkın saymışlardır. Böyle bir tasavvur şekli ileri sürmekle, Allah’ı “ İsrailoğulları’nın hizmetinde kusur etmeyen bir hizmetçi” gibi algılamak, o şekilde takdim etmek istemişlerdir.

Maide Suresi’nde anlatıldığına göre;  Musa peygamber Mısır'daki kölelikten kurtardığı İsrailoğulları'nı zorba bir toplumun yaşadığı bir şehre girme konusunda ikna edememiştir. Üstelik onlar, küstahlıklarını şöyle dile getirmişlerdir:

"Sen ve Rabbin gidin savaşın!" (Maide, 5/21-26.)

2-Yüce Allah'ı Zalimlikle Suçlayan Siyonizm

Geçmiş günahları sebebi ile Allah'ın kendilerine ceza olarak, karmaşık, içinden çıkılmaz haramlar ve kısıtlamalar koyduğunu iddia ederler. Oysa kullarına karşı son derece merhametli ve adaletli olan Yüce Allah, zulmedici değildir. Onların hakettikleri musibetler, itaatsizliklerine ve isyanlarına karşılık3, elleri ile yaptıkları yüzündendir.

3-Yüce Allah’ı Cimrilikle Suçlayan Siyonizm

Yahudiler Allah'ı cimrilikle suçlamışlardır: Yüce Rabbimiz nimetini kime vereceğine, rızıkları nasıl bölüştüreceğine tabii ki, karar verme hakkına sahiptir; kimseye hesap verme zorunluluğu da bulunmamaktadır. Yahudilere Rabbimizin verdiği bunca nimetin, gönderdiği peygamberlerin ve bugünden bakarak konuşursak, haram helal demeden kazandıkları servetlerin sahibi,  sanki Allah değil de,  göklerde veya yerdeki başka güçlermiş,  gibi davranmaları anlaşılır bir tutum değildir.

Yahudiler, Allah’ın gönülleri aydınlatan vahyinin kendilerinden başkasına ulaşmasını istemezler ve O’nun nuruna karşı düşmanlık yaparak söndürmek isterler. Yüce Allah son peygamberi kendilerinden seçmediği için, daha çok zenginlik ve servet sunmadığı için O'nu cimrilikle itham ederler:  "Allah fakirdir, ama biz zenginiz; diyenlerin sözlerini Allah duymuştur. Onların hem söylediklerini hem de peygamberleri haksız yere öldürdüklerini kaydedecek ve diyeceğiz: Tadın bakalım Ateş' in azabını." ( 3/Ali imran,181.)

 Yahudilerin Allah'a yönelik iftiraları bir başka ayette de şöyle dile getirilmektedir: " Yahudiler derler ki; 'Allah'ın eli sıkıdır. ' Sıkı olan onların elleridir. Ve bu iddialarından dolayı Allah tarafından lanetlenmişlerdir. Tersine O'nun elleri sonuna kadar açıktır. O lütfunu dilediği gibi dağıtır. Ama Rabbin tarafından sana indirilen her şey, onların çoğunu kibirli küstahlıklarında ve küfürlerinde daha da inatçı yapmıştır." (Maide, 5/64.)

4-Irkçı-Faşist Siyonizm

Yahudiler'in,  ' imtiyazlı seçkin bir ırk olduklarına, dolayısı ile vahiy de dahil özel nimetleri yalnız kendilerinin hak ettikleri' ne ilişkin hak iddiaları, batıldır. Çünkü İslam'ın iki temel ilkesi olan Tevhid ve Adalet ölçüsü  'ayırımcı, kayırmacı, torpilci bir ilah' anlayışına geçit vermemektedir.

Yahudilerin Allah'a izafe ederek ürettikleri itikadi yanılgılar, onları hem sonu gelmez tartışmaların cenderesine sokmuştur, hem de kendi ırklarından olmayan Peygamberlerin risalet mücadelelerine düşmanlık belemelerine sebep4 olmuştur.

5- Siyonizm’in Baba Tanrısı; İsrail’in Babası

"İsrail benim oğlumdur." (Ahdi Atik, Çıkış, 4/22-23).

"Ben İsrail’in babasıyım." (Ahdi Atik, Yeremya, 31/9).

6-Siyonizm’in Yorulan-Dinlenen, Tatile Çıkan Tanrısı

Yahudi din bilginlerinin bozduğu ilahi vahyin kalıntılarından biri olan Tevrat'ta Allah’a izafe edilen insani niteliklerden biri de 'yorulmak' tır. Sözüm ona Tanrı Kainat'ı altı günde yarattıktan sonra yorulmuş, yedinci günü dinlenmeye geçmiştir. Yedinci gün Yahudiler için cumartesi5, Hristiyanlar için pazardır.

Kur'an-Kerim'de onların bu iddiaları "Allah'ın yorulmayan, dinlenmeye ihtiyaç duymayan bir ilah olduğu" şeklinde cevaplandırılmıştır. İlahi vahyi yorumlayan hahamlar,Allah’ı meskeninde uyuyan, uyanan, dinlenmeye ihtiyaç duyan bir ilah gibi tasavvur etmişlerdir. Yüce Rabbimiz bu saçma iddiayı Kur'an'da, "kendisine asla yorgunluk dokunmayacağı, dinlenmeye ihtiyaç duymayacağı, hayatiyetinin sürekli olduğu, gaflet ve uyuşukluk basmayacağını beyan ederek,  reddetmiştir6.

7-Siyonizm’in Terzi Tanrısı

İşlediği günahtan dolayı çıplak kalan Âdem ve eşine karşı Allah’ın rahmet kapılarını açık tutuğu gerçeği Tevrat’ta Rabbimize insani bir nitelik izafe etmenin bahanesi olarak kullanılmakta,  O’na "terzilik” yakıştırılmaktadır. Bütün beşeri noksanlıklardan berî olan Allah, Âdem ve eşine deriden kaftan yapıp onlara giydiren bir terzi7 olarak nitelendirilmektedir.

8-Siyonizm’in Harita Mühendisi Tanrısı

Siyonistler Allah’ı sanki emlakçı, sanki kendilerinin tapu dairesindeki kalem müdürü gibi tasavvur etmişlerdir. Dicle, Fırat, Nil nehirlerini ulusal sınırlar, “kutsal Yahudi halkına ebedi hediyyesi” olarak değerlendirmişlerdir. Dicle Fırat’ın Yemen (Aden)’den çıkan cennet nehirleri oldukları iddiasını8 Tevrat’a dahil etmişlerdir.

9-Siyonizm’in Düşmanları Uyuşturan Tanrısı

Rabbanîlerin/din uzmanlarının Allah için ürettikleri iftiralardan biri de O’nun sarhoşluğu teşvik etmesidir. Babilliler gibi "Yahudi olmayan halkların gaflet uykusuna dalıp uyuşması için" içki övülmektedir. Tahrifçilerce türetilmiş bir hurafe olan bu batıl anlayış Tanrı Yahuda'yı, bir “barmen”e benzetmektedir.9 Düşmanları uyutup uyuşturmak için, içki ziyafetlerini bizzat kendisi hazırlayan bu ilah10, Seçilmiş Irk'a (Yahûdiler’e) hizmette hiçbir kusur etmemektedir!11

Sözün özü

Bu çalışmanın amacı bir topluma, ırka, bir dini yapıya karşı körü körüne düşmanlık etmek değildir. Hatta buradan Yahudi din adamlarına bir çağrı yapabiliriz:

Eğer örneklerini verdiğimiz metinlerin sizin için dini bir değeri yoksa, bunlara iman etmiyorsanız, bize ve insanlığa ilan edin.

Ancak bunu yapamazlar. Çünkü sözde kutsal metinlerdeki aşırı övgüleri, ırkçı-faşist yaklaşımları kendileri için dünyada kuracakları firavun düzeninin meşruiyet kaynağı olarak görmektedirler.

Hanif fıtratın izlerini vicdanında taşıyan İsrailoğulları’na çağrımız, sözde kutsal metinler tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de başınıza bela olmaktadır.

Sizin hangi ırktan, hangi renkten olduğunuzun bir önemi yoktur.

Sizi Kur’an’ın saf, temiz mesajına çağırıyoruz; haydi kurtuluşa!

 


Dipnotlar:

1- Kutsal kitap tahrifçisi Yahudi Din adamları, Yakub'un çocukları olan Yahudiler'e,  "tanrıyla güreşip O'nu yenen" anlamında 'israil' lakabını bizzat Tanrı Yahuda'nın verdiğini iddia ederler". Ahdi Atik, Tekvin,32/23-32.

2- Yüce Rabbimiz Vahye rağmen kendisi hakkında gerçek olmayan ve hiçbir kanıta dayanmayan iddialar ileri sürülmesini "art niyet taşımakla" suçlamıştır: Bkz.Bakara,2/179;  Nisa, 4/171.

3- Sırf Yahudilere yaptıkları zulümlere karşılık olarak konulan haramlardan bahseden ayetler için bkz. 3/Ali İmran,93; 6/Enam, 146.

4- Siyonistlerin peygamber düşmanlığını anlatan ayetler için bkz.  Bakara, 2/89-90; Nisa, 4/53-54; Tevbe, 9/32-33; Hadid, 57/29.ayetler

5- Ahdi Atik, Tekvin, 2/1-3.

6- Bakara, 2/255; Kaf, 50/38.ayetler

7- Allah'a yapılan terzilik yakıştırması için bkz. Tevrat, Tekvin,3/21

8- Ahdi Atik, Tekvin, 2/10-14.sözler

9- Yahudi din adamları tanrıyı sanki içki servisi yapan bir 'Sâki' gibi tasavvur etmişler bu zanni tahayyüllerini de Tevrat'ı tahrifte kullanmışlardır: Yeremya,51/36-40.

10- "İmtiyazlı seçkin Yahudi ırkı"nın krallarına da sarhoş olma hakkı tanımayan Yahuda,  hastalığını ve fakirliğini unutmak isteyen garibanlara  izin vermekte hatta teşvik etmektedir! Bkz. Ahdi Atik, Süleyman’ın Meselleri,31/6-7,sh.657  2/85-86.sözler

11- Bu konuda benzer bir çalışma için bkz. Kaynak: İlahi Vahye Rağmen Tenzih Akidesinden Sapanlar, Fevzi Zülaloğlu, Kuran Çalışmaları, Haksöz Dergisi Sayı: 132 - Mart 2002

YAZIYA YORUM KAT

4 Yorum