İsmail Kılıçarslan / Yeni Şafak

Müzakere değil topyekûn mücadele

Okudunuz değil mi insanın aklını durduran, kanını donduran haberleri?

İsrail miras bakanı Eliyahu, Gazze’ye atom bombası atılabileceğini savundu önce. Gelen tepkiler üzerine “aslında mecazen söyledim” falan dedi ama hepimiz biliyoruz ki ortada bir mecaz falan yok. Aynı söyleşide Filistinlerin yok edilmesi gerektiğini savunan Eliyahu “Filistin bayrağı sallayan hiç kimsenin yaşama hakkı yok” da dedi.

Öte yandan Mossad’ın eski başkan yardımcısı Ram Ben Barak, 2 milyon Gazzeliyi 100 ülkeye dağıtarak “etnik temizlik” yapabileceklerini söyledi. Bir de üzerine “Kanada’da yaşamak Gazze’de yaşamaktan iyidir” dedi.

Son haberse şu. İsrail terör örgütünde yaşayan 100 doktor, bir bildiri yayınlayarak İsrail’in hastaneleri vurmasının meşru olduğunu savundu. “Şifa Hastanesi’ni vurun” dediler İsrail terör örgütüne.

Bütün bu haberleri alt alta koyunca karşımıza çıkan manzarayı tarif etmeye bile lüzum yok bence. Dünyanın en şımarık, en küstah, en zalim insanları bu Siyonistler. Tahrif ettikleri ve bir zülüm ideolojisine çevirdikleri çarpık dinleri yoluyla insanları katletmeyi bir “itikat meselesi” olarak değerlendiriyorlar.

Kendilerini dünyadaki bütün insanlardan üstün gören, tüm milletleri “Yahudilerin hizmetkarı” olarak değerlendiren bu akıl hastası Siyonaziler için Yahudi olmayan herkes öldürülebilir çünkü “insan” olan sadece “Yahudi olan”dır onlar için.

Açıkça dile getirmemiz gereken şey şudur: Büyük insanlık tarlasına dadanmış bu işgalci Siyonazi böcekleri teker teker yok etmek zorundayız. Aksi takdirde bu akıl hastaları bütün tarlayı büyük bir yangın yerine çevirecek.

Dünyayı “hiçbir Siyonist’in kendini güvende hissetmediği bir yer” ve Siyonistleri tek tek etkisiz hale getirmeden insanlığın huzur bulacağını düşünmeyelim. Gezegenin sürdürülebilirliğini önemseyen her bir insanın asli vazifesi bu böceklerin şerrini def etmek olmalıdır.

Çarpık itikatları, korkunç fikir ve uygulamaları ile bugün Gazze’yi haritadan silmeye çalışan bu teröristler için yarın sıra Lübnan’a, ertesi gün Suriye’ye, daha sonraki gün Türkiye’ye gelecektir.

Durdurulması gerekiyor bunların. Bedeli ne olursa olsun, dünya isimli gezegenin sıhhat ve selameti için bu terör topluluğunun durdurulması gerekiyor.

Başka bir yerden ilerleyeyim.

Müzakere için biliyorsunuz, birbirinden farklı düşünen en az iki insan gerekir. Burada “insan” kelimesinin ve “düşünmek” fiilinin altını çizelim.

“Hamas’ın bilerek öldürdüğü çocuklarla İsrail’in istemeden öldürdüğü çocukları aynı şey olarak değerlendiremeyiz” dedi geçenlerde bir Fransız gazeteci. Hamas’ın çocuk öldürmediğini bile bile, İsrail’in her 15 dakikada bir çocuk öldürdüğünü bile bile söyledi bunu.

Burada bir müzakere imkânı yoktur. Çünkü burada “insan” da, “düşünmek” de yoktur. Burada sadece bir mücadele vardır. Bunun yolu ve yöntemi konusunda da kafamızı netleştirmemiz gerekir. Gezegenimizin sıhhat ve selametini korumak için konuşmanın, dikkat çekmenin, kampanya yapmanın herhangi bir önemi kalmadığını fark etmemiz gerekir.

Siyonizm’le ve onun destekçileriyle bugün anladıkları dilden konuşmazsak yarın her şey için çok ama çok geç olacak.

O büyük mücadeleye şimdi ve burada başlamazsak bütün insanlığa “geçmiş olsun” demek zorunda kalırız ve bu fanatik, yobaz, aşağılık Siyonazi’ler dünyamızın sonunu getirir.

Meseleyi bu berraklıkta görmez ve bu berraklıkta konuşmazsak olmayacak.