“Siyonistler, emperyal güçler sayesinde ‘soykırım’ ve ‘antisemitizm’ üzerinde tekel kurdu”
Özgür-Der Ankara şubesi, aylık konferans serisinin 4’üncüsünde Yılmaz Çakır’ı konuk etti.
HAKSÖZ-HABER
“Emperyalizm ve Siyonizm Karşısında Filistin Davamız” başlıklı konferans, dernek salonunda gerçekleştirildi.
Sözlerine İsrailoğullarının kısa tarihini anlatarak başlayan Çakır, bütün hikâyenin, Yahudilerin tarihte kurduğu iki küçük devlete dayandığını ifade etti. Bu hikâyenin, dinlerin genelinin doğasında var olan evrensellik fikrine rağmen, Yahudiliği bir kavmin dinine indirgemekle neticelendiğini söyleyen Çakır, Meliklik-Nebilik ayrımı üzerinden Davut (a.s.) ve Süleyman (a.s.) peygamberlere yönelik algı farklılığı, Tevrat ve Kuran’ın otantikliği meseleleri ve dinin yorumu gibi konular üzerinden Yahudilik ve İslam arasındaki farklara değindi.
Bu farklılıklardan biri olarak Yahudilerin, kendinden olmayanlara karşı ahlaki bir sorumluluklarının olmadığını düşündüklerini, bir Müslümanın bunu anlamasının güç olduğunu ifade eden Çakır, kendinden olmayanı dışlama hatta yok etme yönündeki mantığın Yahudiler ve Siyonistlerle sınırlı olmadığını, Yahudi katliamı yapan Hitlerin de aynı mantıktan hareketle bunu yaptığını belirtti.
Siyonistlerin emperyal güçlerle kurdukları ilişkiler sayesinde “soykırım” ve “antisemitizm” kavramları üzerinde bir tekel kurduklarına değinen Çakır, Hitlerin Yahudilere yaptıkları dışında bir soykırımdan bahsetmeye ya da antisemitizmin, kendileri de “Sami” olan Araplar için de geçerli olabileceğini söylemeye izin verilmediğine dikkat çekti.
Bernard Lewis ve Dante’den de alıntılarla Müslümanların Yahudilere karşı davranışlarında tarih boyunca temiz bir sicile sahip olduğunu vurgulayan Çakır, mevcut durumda egemen güçler tarafından Müslümanların “öteki” olarak görüldüğünü ifade etti.
“Araplar bizi arkamızdan vurdu”, “Filistinliler topraklarını sattılar” gibi söylemlerin gerçeklikten uzak oluşuna ve tutarsızlığına dikkati çeken Çakır, emperyalistlerin yapıp ettiklerini konuşmaktansa bu gibi söylemlerin tercih edildiğini söyledi.
Siyonizmin İslam coğrafyasını, Osmanlının en zayıf olduğu anda yakaladığına değinen Çakır, “İnsanlık onuru, Filistin meselesini unutulmazlar listesine yazmalı” dedi.
İslami hareketin Filistin meselesinde, Filistin müftüsü Emin el-Hüseyninin daha 1917’de başlayan direnişinden İzzettin Kassam’ın mücadelesine, İhvanın faaliyetlerinden Hamas’ın kuruluşuna uzanan kesintisiz bir direniş tarihine sahip olduğunu vurgulayan Çakır, aksi yöndeki propagandalara karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi.
Hamasın Kudüs’ü Hz. Ömer’in bütün ümmete bir emaneti olarak gördüğüne, mevcut direnişin seküler ya da milliyetçi argümanlardansa ümmetçi bir perspektiften yürütüldüğüne değinen Çakır konuşmasını, Kudüs’ün ümmetin emperyalistlere karşı rüştünü ispatlayabilme konusunda sembolik bir değeri olduğuna dikkat çekerek bitirdi.
Program soru-cevap faslının ardından sona erdi.
HABERE YORUM KAT