Robert Inlakesh/Palestine Chronicle

Deraa'da Pusu: Güney Suriye Direnişinin Yükselişi

Çeviri: Haksöz Haber

Çarşamba akşamı, güney Suriye'deki yerel güvenlik güçleri, Dera şehri yakınlarındaki İsrail askeri müdahalesine karşı koymak için harekete geçti. Operasyonlar esnasında bir İsrail askeri konvoyu pusuya düşürüldü ve sınıra yakın bir bölgede çıkan çatışmalarda halkın da güvenlik güçlerine destek verdiği görüldü. Bu ayaklanmalar, Güney Suriye direniş cephesinin başlangıcı olabilir.

2 Nisan'da, Dera kırsalındaki Nawa ve Tasil bölgelerindeki cami hoparlörlerinden yapılan direniş çağrılarının ardından ani bir seferberlik yaşandı. Yüzlerce kişi, siyonistlerin tekrar saldırmalarına karşın silahlandı.

İsrail medyası, yaralılar ve olası ölümlerle ilgili kısıtlı haberler yapmaya başlarken, web siteleri ve Telegram sayfalarında, "askerlerimiz için dua edin" çağrıları yayınladı. Daha sonra çok sayıda ölünün olduğu ve yaralanan askerlerle ilgili bilgiler sızdırıldı. Bu bilgiler, Suriye yerel medyasının aktardıklarıyla birleştirildiğinde, İsrail konvoyunun hedef alındığı saldırıda çok sayıda can kaybı yaşandığı, bunun üzerine İsrail ordusunun saldırı helikopterleri eşliğinde bir kurtarma konvoyu göndermek zorunda kaldığı ortaya çıkmış oldu.

İsrail'e ait iki adet insansız hava aracının da düşürüldüğü bildirildi. İsrail güçleri, Suriye'nin işgal ettiği Golan Tepeleri bölgesine geri çekilirken, topçu ve helikopter saldırılarıyla Suriye köylerini çevreleyen alanları vurdu. 11 kişi hayatını kaybetti ve en az 20 kişi ise yaralandı. Ertesi sabah, hayatını kaybeden Suriyeliler için binlerce kişinin katıldığı ortak bir cenaze töreni düzenlendi.

İsrail basını, asker kayıpları hakkında daha önce raporlar yayınlamış olsa da, kasıtlı askeri sansür sebebiyle haberler kısıtlandı. Perşembe sabahı ordu, herhangi bir kayıp olmadığını iddia ederken, insansız hava araçlarından bahsetmekten kaçındı. 

Dera'yı çevreleyen yerel silahlı kuvvetlerin seferberliği saldırılar sebebiyle yeni bir boyuta ulaşmış durumda ve eğer olaylar tırmanmaya devam ederse, bunun güçlü bir direniş hareketine dönüşebileceğine dair yorumlar var.

Beşşar Esad'ın 8 Aralık 2024'te devrilmesinin ardından Netanyahu, ordusunun Suriye'de yeni bir harekat yapacağını duyurmuştu.

İsrail, 1973 savaşının ardından Tel Aviv ile Şam arasında yürürlüğe giren 1974 tarihli geri çekilme anlaşmasını tek taraflı sona erdiğini duyurdu. İsrail, onlarca yıldır Suriye topraklarının daha da derinlerine doğru inerek "güvenlikli tampon bölge"yi genişletmeye çalışmış ve 2013'ten bu yana bu amaca ulaşmak için çeşitli adımlar atmıştı.

İsrail ve Suriye arasındaki çatışmaların patlak vermesinden hemen önce, başka bir büyük gelişme daha yaşandı. İsrail, Suriye genelinde beş noktadaki stratejik hedeflere saldırmanın yanı sıra, Humus'taki T-4 askeri hava üssünü bombaladı.

İsrail'in saldırısında üç Türkiyeli mühendis de hayatını kaybettiği iddia edilirken, bu durum; Tel Aviv'in Suriye topraklarında Türkiye'nin askeri varlığına müsamaha göstermeyeceği yönünde Ankara'ya bir mesaj olarak yorumlandı.

Türkiye'nin İsrail ile doğrudan askeri bir çatışmaya girmesi pek olası görünmese de, bu tür saldırgan saldırılar güneyde yeni bir direniş cephesinin büyümesine katkıda bulunabilir ve bu durum, Şam ile Ankara hükümetleri için bir avantaj sağlayabilir.

Güney'in Mücadele Ruhu

Dera'nın durumu, Suriye Arap Cumhuriyeti'nin bütününün kaderi açısından merkezi öneme sahiptir. Dera, Suriye'nin ilk hükümet karşıtı protesto hareketinin ortaya çıktığı bölgedir.

Suriye'nin güneyi uzun zamandır direnişin ve halk ayaklanmalarının beşiği olmuştur.

İsrail güney Suriye'de ne kadar çok sivili katletmeye karar verirse, direniş iştahı o kadar artacaktır. Özellikle İsrail'in Gazze halkına karşı uyguladığı soykırımın da etkisiyle, insanların İsrail'e olan savaşma isteği daha da artmış durumda.