1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. "Siyonist olmak için Yahudi olmaya gerek yok"
"Siyonist olmak için Yahudi olmaya gerek yok"

"Siyonist olmak için Yahudi olmaya gerek yok"

Mehmet Garip Tanyıldızı, Siyonistlerle ittifak kuran Batılıların "sekülerizm" şemsiye altında bir araya geldiğini ifade ediyor.

13 Kasım 2023 Pazartesi 11:30A+A-

Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam

Siyonist ittifak

"Beni aşağıladı, yarım milyondan etti,
zararlarıma güldü, kazancımla alay etti,
halkımı hor gördü, işlerimi köstekledi,
dostlarımı soğuttu, düşmanlarımı kızıştırdı.
neden yaptı bunları peki?
ben yahudiyim de ondan.
yahudinin gözü yok mu?
yahudinin elleri yok mu?
organları, boyu, posu, duyuları, duyguları, heyecanı yok mu?
aynı yiyecekle beslenmiyor mu,
aynı silahla yaralanmıyor mu,
aynı hastalıklara yakalanmıyor mu,
aynı ilaçlarla iyileşmiyor mu,
aynı kışın ve yazın üşüyüp, ısınmıyor mu?
farkı ne hıristiyan insandan?
etimiz kesilince akmaz mı kanımız?
gıdıklanınca gülmez miyiz?
zehirlenirsek cıkmaz mı kanımız?
peki ya bize haksızlık ederseniz öcümüzü almaz mıyız?
her şeyde size benzediğimize göre,
bunda da benzeyeceğiz tabii.
yahudi hıristiyana haksızlık edince,
karşılığında göreceği iyilik ne? intikam!
hıristiyan yahudiye haksızlık ederse,
hıristiyan örneğine göre karşılığı ne olmalı?
intikam tabii!
hainlik etmesini sizden öğrendim,
yine size uygulayacağım.
bu işi sizden çok daha iyi yapacağıma da güvenebilirsiniz."

William Shakespeare'in Venedik Taciri oyunundaki Syhlock tiradından aktardığımız bu sözler, zengin bir Yahudi tefecinin, kendisinden aldığı borcu ödeyemeyen Venedikli Hıristiyan bir tacirin vücudunun herhangi bir yerinden bir parça et kesme diyetini talep ettiği mahkeme sahnesinden...

Shylock'un sözlerinde çok net bir şekilde şahit olduğumuz Yahudiler ve Hıristiyanlar arasındaki çatışma ontolojik bir zemine oturuyor.

Hıristiyanların Hz. İsa'nın Roma yönetimi tarafından çarmıha gerilmesindeki Yahudilerin rolüne yaptığı vurgu ve Yahudilerin mesiyanik itikatları çerçevesinde Hz. İsa'yı reddi bu çatışmanın en temel sebebi.

Tarihsel süreç içinde ortaya çıkan sosyolojik sebepler de Yahudilik ve Hıristiyanlık arasındaki çatışmayı besledi.

Başlangıçta Yahudilerce sapkın bir mezhep olarak görülen Hristiyanlık Pavlus'un reformları sonrasında farklı bir din olarak kabul edilmeye başlandı.

Doğu Roma'nın Hıristiyanlığı devlet dini kabul etmesiyle birlikte Yahudilere karşı şiddetin dozu arttı. Yahudiler için kamu ve ordu görevleri yasaklandı, sinagoglara el kondu. Avrupa'daki birçok krallıkta Yahudilere vaftiz olma zorunluluğu getirildi. Yahudiler seyyar satıcılık ve tefecilik gibi ekonomik olarak aşağılanan mesleklere mecbur bırakıldı. Birçok Yahudi Hristiyanlarca katledildi, sürgün edildi.

Yahudi karşıtlığı (Antisemitizm/Judeofobia) tüm Hıristiyan mezheplerinde kendisini gösterdi. Avrupa'daki Katolik krallıkların yanı sıra Anglosakson Kilisesi'nde de Yahudi karşıtlığı devam etti. Bizans'la başlayan Ortodoks'ların Yahudilere karşı şiddeti Rusya'da büyük katliamlarla devam etti. Katolikliğe karşı başta Yahudilere karşı olumlu yaklaşımlar sergileyen Protestanlığın kurucusu Martin Luther'in de sonradan Yahudi karşıtı bir kimliğe büründüğü biliniyor.

Sözünü ettiğimiz Hıristiyan-Yahudi çatışması 19. yüzyılın sonlarına kadar sürdü. Bugün ise büyük bir Hıristiyan-Yahudi ittifakı ile karşı karşıyayız. Öyle ki, cari dünya sistemi kimilerince Judeo-Hıristiyan medeniyet olarak tanımlanıyor. Peki, ne oldu da bu çatışma bir ittifaka dönüştü?

Bu mesele, genelde 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin maruz kaldığı Holokost diye olarak tarihe geçen Yahudi soykırımının travması ile açıklanıyor.

Ancak, İngiltere Dışışleri Bakanı tarafından, Filistin'de bir Yahudi devleti kurulasını vadeden 1. Balfour Deklarasyonu yayımlandığında tarihler henüz 1917'yi gösteriyordu.

Yani, Hıristiyanlar ve Yahudiler arasındaki ittifakın oluşumu 2. Dünya Savaşı'ndan çok öncesine dayanıyor.

Yahudilerin, tefecilik ve bankerlik geçmişleriyle elde ettikleri zenginlik ve Yahudi lobilerinin gücü de bu ittifakı açıklamaya yetmiyor.

Bu ittifakı, modern dönemde oluşan yeni düzen ve seküler anlayışla birlikte düşünmek meseleyi daha doğru izah etmemizi sağlayabilir.

Gelişiminde Yahudilerin de büyük rol oynadığı Aydınlanma düşüncesi ile birlikte Hıristiyanlığın/Hristiyanların sekülerleşmesi bu çatışmayı törpüledi.

Elbette, bu dinlerin ve mensuplarının tarihsel süreçten tevarüs eden kimliklerinden tamamen sıyrıldığını, içinde bulundukları medeniyet havzasından tümüyle çıktıklarını söyleyemeyiz.

Modernite düşüncesi ve seküler kültür ortaklığında buluşan Yahudilik ve Hıristiyanlık yeni paradigma çerçevesinde Batı-dışı toplumlarla bir çatışma içinde.

Çatışma, en fazla, Seküler Yahudi-Hıristiyan kültürle karşıtlığını sürdüren Müslümanlarla yaşanıyor.

Fransız Devrimi sonrası oluşan ulus-devlet fenomeniyle uyumlu bir şekilde, modern bir ideoloji olarak ortaya çıkan Siyonizmin Filistin'de bir Yahudi devleti kurma fikrinin sonuçları bu çatışmayı en net şekilde gösteriyor.

Siyonist ittifak Yahudi ve Hıristiyanlığın ötesinde bir İslam düşmanlığını bünyesinde barındırıyor.

İsrail'in Filistin'de Hıristiyanlara ve kiliselere gerçekleştirdiği saldırılara Hıristiyan Batının sessiz kalması Siyonizmin Yahudi ve Hristiyanlığın ötesinde bir ittifak olduğuna işaret ediyor.

Ne demişti Biden?

 

"Siyonist olmak için Yahudi olmaya gerek yok."

HABERE YORUM KAT