Siyonist İsrail Filistinli Esirleri Bırakmayacak
Filistin Yönetimi'nin uluslararası tanınma çabalarına hız vermesine öfkelenen İsrail, Filistinli mahkûmları serbest bırakmaktan vazgeçtiğini açıkladı.
Adalet Bakanı ve Filistin ile yürütülen müzakerelerde baş müzakereci konumundaki Tzipi Livni’nin sözcüsü, İsrail hükümetinin mahkûmların bırakılmasını öngören anlaşmaya son vermek üzere çalışma yürüttüğünü söyledi.
Livni’nin sözcüsü Tel Aviv yönetiminin bu adımı atmaya, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Birleşmiş Milletler sözleşmelerinden 15'ine taraf olmaya karar vermesinin ardından karar verdiğini bildirdi.
Abbas ise taraf olma kararının, mahkûmların serbest bırakılmasının ertelenmesine karşılık alındığını söylemişti.
Livni, Filistinli mahkûmların bırakılmasının Filistin’in tek taraflı eylemlerden kaçınması şartına bağlı olduğunu söyledi. Livni, sözcüsü aracılığıyla "Artık yeni koşullar oluştu ve bu durumda İsrail mahkûmları bırakamaz” dedi.
Filistin tarafından ilk tepki
İsrail'in açıklamasına Filistin tarafından ilk tepki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Yasser Abed Rabbo'dan geldi. Rabbo, İsrail ile yürütülen barış görüşmelerinin esasının değişmesi gerektiğini söyledi.
Rabbo, "İsrail imzaladığı anlaşmalardan ve taraf olduğu sözleşmelerden kaçma alışkanlığına sahip. İşte bundan dolayı müzakerelerin geleceğinde koşullar radikal biçimde değişmeli" dedi.
‘Görüşmeler sona ermedi ama iyi de gitmiyor’
Al Jazeera Kudüs muhabiri Stephanie Dekker, iki taraf arasında karşılıklı atılan adımların bir pinpon oyununu izlemek gibi olduğunu söyledi.
Dekker, “Filistinliler, eğer bunu yapmazsanız savaş suçlarınızdan dolayı size dava açarız diyor. Kullanılan dil görüşmelerin yolunu açan bir dil değil. Görüşmelerin bittiğine dair resmi bir bilgi yok, ama iyi gittiğini de söyleyemeyiz” dedi.
Beyaz Saray’dan açıklama
İsrail’in mahkûmların bırakılmasını tamamen rafa kaldırma kararından önce Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, İsrail’in mahkûmları bırakmamasının barış görüşmelerinde sorunlar ortaya çıkardığı kaydedilmişti.
İsrail’in mahkûmların bırakılması kararını tamamen iptal ettiğiyle ilgili herhangi bir bulgusu olmadığını söyleyen Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, ertelemenin müzakerelerde zorluk oluşturacağını bildirmişti.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Genel Sekreteri Yasser Abed Rabbo, çarşamba günü Filistin’in İsrail ile yapılan müzakerelere bağlı olduğunu ve Filistin’in 15 BM uluslararası sözleşmesine taraf olma başvurusu ile barış müzakerelerinde yeniden masaya oturmak arasında bir ilişkinin olmadığını söylemişti.
İsrail mahkûm bırakmayı rafa kaldırma kararı Dışişleri bakanı Avigdor Lieberman’ın ABD ziyaretinin hemen öncesine denk geldi. Cuma günü ABD’ye gidecek Lieberman, mevkidaşı ve aynı zamanda barış müzakerelerinde arabuluculuk görevini üstlenen John Kerry ile görüşecek.
Filistinli mahkûmlar düğümü
Filistin - İsrail barış görüşmelerini canlandırmak için iki taraf arasında mekik dokuyan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry pazartesi günü yeniden bölgeye hareket etmişti.
Filistin yönetimi, İsrail'in, Filistinli tutukluları 29 Mart günü serbest bırakacağına ilişkin 2013 Temmuz ayında verdiği sözden cayması karşısında Kerry'den devreye girmesini talep etmişti.
AFP'ye konuşan Filistinli Milletvekili Mustafa Barguti, "Kerry'den bu sorunun çözümüne dair bir yanıt alamazsak yarın BM kurumlarına üyelik sürecimizi başlatacağız" demişti.
İsrail'deki sağcı Netanyahu Hükümeti, 28 Mart Cuma günü aldığı kararla anlaşma gereği 29'unda bırakılması gereken Filistinli tutukluları serbest bırakmayacağını açıklamıştı.
Temmuz'da ABD arabuluculuğunda varılan anlaşma gereği, İsrail 103 Filistinli tutukluyu bırakma sözü vermişti. Barış görüşmeleri için karşılıklı jest olması nedeniyle Filistin de daha önce Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda oylamayla kazandığı 'devlet' statüsü gereği BM kurumlarına üyelik başvurusunu ertelemeyi vaadetmişti.
Görüşmelerde kritik dönemeç
İsrail, görüşmelerde somut ilerlemenin sağlanabilmesi için Filistin tarafından İsrail'in Yahudi kimliğinin kabul edilmesini şart koşuyor.
Filistin tarafı İsrail nüfusunun dörtte birini oluşturan Arapların, Yahudi kimlikli bir devlette söz hakkına sahip olamayacağını ve İsrail'in bu yolla işgale meşruiyet kazandıracağını ileri sürerek bu koşula karşı çıkıyor.
Filistin tarafı, 1993'teki Oslo Kararları'na dayanarak bölgede iki devletli çözümün, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Filistin topraklarında Yahudi yerleşimlerinin durdurulmasının ve ülkelerini terk etmiş Filistinli mültecilerin dönüş hakkının masaya yatırılmasını istiyor.
İsrail - Filistin barış müzakereleri üç yıllık aradan sonra ABD’nin arabuluculuğuyla Temmuz 2013’te yeniden başladı. Barış müzakereleri için 9 aylık bir takvim belirlenmişti. Belirlenen süre 29 Nisan’da doluyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı görevine gelmesinden bu yana geçen bir yıllık süre içinde Kerry, İsrail ve Batı Şeria’yı birçok kez ziyaret etti. Kerry bu ziyaretlerde taraflar arasında nihai bir statü anlaşmasına varılmasını umuyor. İsrail - Filistin arasında Kerry’nin aracılığında devam eden barış müzakereleri için 9 aylık bir takvim belirlenmişti.
Kaynak: Al Jazeera
HABERE YORUM KAT