Siyonist çete ve Biden'dan Esed katiline yeşil ışık
ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Temsilciler Meclisi'nde onaylanan "Esad Rejimi ile Normalleşme Karşıtı Yasayı" engelledi. Yasak, Biden yönetiminin Esad ile normalleşmeyi destekleyici politikalarını yansıtıyor ve uluslararası hukuk ilkeleri ile çelişiyor.
Tasaheel Abukmeil / Fokus Plus
Biden yönetimi “Esed Rejimi ile Normalleşme Karşıtı Yasayı” neden reddetti?
ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, “Esad Rejimi ile Normalleşme Karşıtı Yasayı”, Temsilciler Meclisi tarafından şubat ayında ezici çoğunlukla onaylanmasına rağmen engelledi.
ABD yönetimi, Nisan 2024 sonlarında Senato tarafından oylanan, İsrail, Ukrayna ve Tayvan’a 95 milyar dolar değerinde acil yardım sağlanmasını içeren acil yasa paketiyle ilgili müzakereler sırasında söz konusu yasayı geçirmeyi reddetti.
İnsanlığa karşı suçlar
Gazeteci Josh Rogin’in Washington Post için kaleme aldığı makalesinde, Suriye rejimiyle normalleşmeyi engelleyen yasa tasarısının engellenmesinde, Biden yönetiminin rolü vurgulandı.
Rogin, söz konusu makalesinde konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi:
“Dünya şu anda tüm diktatörlere insanlığa karşı suçların nasıl işleneceği, bunlara dair sorumluluktan nasıl kaçılacağı ve sonunda 'medeni topluma' nasıl geri kabul edilecekleri konusunda bir ders veriyor. Biden yönetimi, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile ilişkilerin normalleşmesine zımnen izin vererek, böyle bir taktik rehberinin yazılmasına yardımcı oluyor.”
Söz konusu makaleye göre Suriye, devrimin başlamasından 13 yıl sonra yeni krizler nedeniyle Batı medyasının odağında yer almadı.
Ancak Esad, Rusya ve İran’la iş birliği yaparak, Ortadoğu’yu daha da istikrarsızlaştırmak için aktif olarak çalışırken, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlemeye devam ediyor.
Esad’a yönelik çelişkili politika
Biden yönetimini Esad’a karşı çelişkili bir politika izlemekle itham eden Rogin’in makalesinde ayrıca şu ifadeler yer aldı:
“Biden yönetiminin resmi politikası, katliamı durdurana kadar Esad’ın normalleşmesine, esas olarak yaptırımlar yoluyla karşı çıkmak. Ancak hem partilerdeki siyasetçiler hem de Suriye asıllı ABD'li gruplara göre, yönetim perde arkasında sessizce ama kasıtlı olarak bu baskıyı gevşetiyor.”
Rogin’in makalesine göre Senato Dış İlişkiler Komitesi’ndeki üst düzey Cumhuriyetçi James Risch Eylül ayında Senato’ya buna ilişkin bir ek yasa tasarısı sunduğunda, Biden yönetimi ve Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ben Cardin söz konusu yasanın ilerlemesine yardımcı olmadı.
Makalede bu konuya ilişkin, “Kongre’nin bu yasayı çıkarma yükümlülüğü var. Tekrarlanan taleplere rağmen, yönetim ve Kongre’deki ortakları Esad’ı sorumlu tutma çabalarını defalarca engelledi” ifadeleri de kullanıldı.
Washington’dan eski Suriyeli bir diplomat olan Bassam Barabandi, Temsilciler Meclisi Başkanı tarafından sunulan TikTok’un yasaklanması veya İran’a ek ekonomik yaptırımların uygulanmasına ilişkin yasalar gibi onaylanan ciddi ve önemli yasalara kıyasla nispeten sembolik bir yasa olsa da Beyaz Saray’ın “Esad Rejimi ile Normalleşme Karşıtı Yasayı” reddetmesinin hiçbir gerekçesi olmadığını belirtti.
Barabandi, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Esad rejimi ve destekçilerinden “tek çözüm yolu” olarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) 2254 sayılı kararının uygulanmasını talep ettiği bir dönemde, yasanın reddedilmesinden duyduğu şaşkınlığı dile getirdi.
ABD yönetiminin, Suriye rejimi üzerindeki her türlü baskıyı hafifletmeye çalıştığını da ekledi.
Suriye eski Başbakan Riyad Hijab ise sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Mevcut ABD yönetiminin normalleşme karşıtı yasayı engellemesi, uluslararası insancıl hukuk ilkelerini ihlal ediyor ve beyan ettiği pozisyonlarla çelişiyor” diye yazdı.
Esad ile normalleşmeye dair
Suriye İçin Amerikan Koalisyonu (ACS) Siyasi Planlama Sorumlusu Muhammed Ganem ise Fokus+’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Biden yönetimi döneminde, Suriye rejimiyle normalleşmeyi suç sayan yasanın engellenmesinde önemli rol oynayan ülkeler var. Bunlar, daha önce bunu Temsilciler Meclisi’nde oylamaya sunmadan önce de bunu engellemeye çalışmışlardı ama başarılı olamamışlardı. Bu ülkeler, Esad ile anlaşarak, Dışişleri Bakanlığı’ndaki yetkililerle görüşmek üzere üst düzey diplomatlar gönderdi. Bunlar Beyaz Saray’la görüştü ve yasanın durdurulması için bazı Kongre üyeleriyle temasa geçti.”
Ganem, “Asıl normalleşme dalgası, Türkiye’nin güneyi ve Suriye’nin kuzeyini vuran depremden sonra başladı. Bu ülkeler Esad ile ilişkilerini düzeltmek için yaşanan insani trajediden faydalandı” diye konuştu.
Ayrıca, “Biden yönetimi, yasanın onaylanması halinde bunun güçlü sonuçlar doğurmasından korkuyor. Çünkü Esad ile ilişkileri normalleştirmeleri için ülkelere yeşil ışık yakan politikasına karşı çıkıyor” dedi.
Yasanın onaylanma ihtimali var mı?
Muhammed Ganem konuya ilişkin şu ifadelerle devam etti:
“Yasanın engellenmesi Esad’a uygulanan yaptırımları etkilemez. Çünkü ABD’de Sezar Yasası dahil entegre bir sistem var. Dolayısıyla yasanın geçip geçmemesi, ona uygulanan yaptırımları değiştirmeyecek ve en azından şu anda uluslararası düzeyde Esad ile yeni bir normalleşme dalgasına dair işaretler yok.”
Ganem, “Bu müzakereler sırasında başka bir taslak daha vardı. Captagon 2 Yasası, başkan tarafından onaylanıp imzalandı ve yaklaşık iki hafta önce yürürlüğe girdi” diye ekledi.
Kurumların bu yasa onaylanana kadar zorlamayı bırakmayacaklarını ve bunun için çabaların hala devam ettiğini vurgulayan Ganem, yasanın Senato’ya resmi olarak sunulduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Dolayısıyla onaylanma ihtimali var, bu yıl onaylanmazsa gelecek yıl da olabilir. Çünkü Washington, yönetim düzeyinde ya da Senato’daki Dış İlişkiler Komitesi Başkanı düzeyinde bir değişime tanık olabilir.”
İsrail’in memnuniyeti
Siyasi analist Muhammed el-Gazzar, Biden yönetiminin “Esad rejimiyle ilişkilerini yumuşatma” arzusuna katkıda bulunmuş olabilecek çeşitli faktörler olduğunu dile getirdi.
Gazzar, “Bunların başında Esad’ın Gazze’deki savaşa ilişkin tutumu geliyor. Rejim, Rusya’nın da desteğiyle, İran ve müttefiklerinin Suriye topraklarını kullanarak "direniş ekseni" kapsamında İsrail’e saldırma girişimlerine elinden geldiğince direndi” dedi.
Rejimin, sadece İran hedeflerine saldırdığını iddia ederek, İsrail’in Suriye topraklarında tekrarlanan saldırılarına yanıt vermekten kaçındığına dikkat çeken Gazzar, konuya ilişkin değerlendirmesine şu ifadelerle devam etti:
“Görünen o ki İsrail, Esad’ın savaşa yönelik performansından memnun ve onun Gazze savaşından uzak durmak için elinden geleni yaptığına inanıyor. Artık İsrail ve Biden yönetiminin, yaptırımları hafifleterek veya rejime yönelik herhangi bir bölgesel açıklığa yeni kısıtlamalar getirmeyerek bunu takdir etmesi bekleniyor.”
Fokus+’a açıklama yapan bir diğer yetkili, Suriye Politik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Direktörü ve Suriye Ulusal Konseyi üyesi Rıdvan Ziyade ise tüm bu görüşlere katılmadığını belirterek, şunları söyledi:
“Esad’ın Gazze savaşı sırasında uyguladığı politikasının hukuku engelleme yönünde bir etkisi yok. Kimse Esad rejimini ciddiye almıyor, zira rejimin uluslararası ilişkilerde hiçbir etkisi yok ve bu nedenle ABD yönetimi Suriye rejimini dikkate almıyor.”
ABD’deki Suriye asıllı ABD’liler
Ziyade’ye göre ABD yönetimi, yetkilerinin ABD Kongresi tarafından kısıtlanmasını istemiyor. Örneğin eski ABD Başkanı Barack Obama yönetimi başlangıçta Sezar Yasası’na karşı çıktı. Ancak Kongre ve ABD’deki Suriye toplumunun baskısı sonucunda sonunda bunu kabul etti.
Ziyade, Esad Rejimi ile Normalleşme Karşıtı Yasa’nın güçlü bir yasa olduğunu belirterek, yasanın Sezar Yasası ile aynı aşamalardan geçeceğini ve sonunda onaylanacağına dair umudunu sözlerine ekledi.
HABERE YORUM KAT