1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Siyonist çete suikastlarla Hamas'ı bitirebilir mi?
Siyonist çete suikastlarla Hamas'ı bitirebilir mi?

Siyonist çete suikastlarla Hamas'ı bitirebilir mi?

Ahmet Varol, işgal rejiminin eskiden beri suikastları bir yöntem olarak kullandığına dikkat çekerken Filistin direnişinin ise bunun çok daha ötesinde bir mücadele şekli olduğuna dikkat çekiyor.

09 Aralık 2023 Cumartesi 09:45A+A-

Ahmet Varol / Yeni Akit

Siyonist eşkıyalık ve suikast siyaseti

İngilizlerin Filistin topraklarını işgal altında tuttuğu dönemde kurulan çeşitli yahudi terör örgütlerinin birleşerek kurduğu İsrail’in sicilini incelediğimizde tam bir cinayet şebekesi olduğunu görürüz. Sadece suikastları bile bu rejimin adının kan ve vahşetle bütünleştiğini gösterir. 

İsrail, gerçekleştirdiği suikastları çoğu zaman üstün bir başarı olarak gösterdi. Adı kanla ve vahşetle bütünleşmiş bir rejime de zaten bu yakışır. Onunla göbek bağı olan ve İsrail’den çok İsrailci kesilen yayın organlarına da siyonist işgal rejiminin gözü dönmüş katillerinin gerçekleştirdiği korkakça suikastlardan “müthiş suikast” diye söz ederek, vahşete övgüler yağdırmak yakışır.

Siyonist işgalci Filistin halkına ve direnişine karşı savaşını birkaç koldan yürütüyor. En başta kendi askeri gücünü kullanarak ve saldırganlıkta hiçbir ölçü tanımayarak ırkçı tasfiye politikalarını uyguluyor. Ancak sadece askeri operasyonların sonuç vermediğini gördüğünden daha başka yollara da başvurma gereği duyuyor. Bunlardan biri de hedef seçilen belli kişilerin planlı cinayetler yoluyla tasfiye edilmesidir. Bu tutumu İsrail’in gerçekte bir devlet değil bir eşkıya çetesi olduğunu göstermesi açısından üzerinde durulması gereken bir tutumdur.

Suikastlar konusunda en başta bir istihbarat örgütü olarak lanse edilen ama aynı zamanda bir cinayet şebekesi olarak çalışan MOSSAD’ın elemanlarından yararlanıyordu. Ama bazen de bu işi parayla yapan cinayet örgütlerine ihale ediyor ve onlara yaptırıyordu. Ne yazık ki, bir insan sahip olduğu insani ve manevi değerlerden soyutlanınca eline verilen basit çıkarlar karşılığında her türlü çirkin işi yapabiliyor. 

Siyonist çete de gerçekleştirdiği cinayetlerde elindeki maddi imkânları kullanarak, insani değerleri terk edip geçici dünya çıkarlarına kul olmuş kimselerden yararlanmaktadır. Böylelerinin sayısı çok fazla olmasa da Siyonist çetenin hayli işine yaramaktadırlar.

Son dönemde, Filistin direnişinin ileri gelenlerini tasfiye etmek amacıyla gerek işgal altındaki topraklarda gerekse bazı yabancı ülkelerde suikastlar düzenlenmesi konusunda işgal hükümetinin yeniden istihbarat teşkilatlarına talimatlar verdiğine dair haberler yayınlandı. Bir kısa adı Shin Bet biri Şabak açık adı ise Genel Güvenlik Kurumu olan çetenin Başkanı Ronen Bar da bunu teyit edici açıklamalar yaptı ve Hamas’ın Lübnan, Katar ve Türkiye’de yaşayan liderlerine yönelik suikast planları yapacaklarını ancak bunun belki yıllar sürebileceğini söyledi. 

İşgal rejiminin bu tür bir tehditte bulunması sadece Hamas liderlerine değil suikastlar düzenleneceği söylenen ülkelerin siyasi egemenliklerine yönelik de bir tehdit niteliği taşıyordu. Ama siyonist işgal rejimi bunda bir sakınca görmeyecektir. Çünkü o zaten küresel emperyalizmin bir gayri meşru çocuğudur ve yaptıklarında da kendini, bütün uluslararası değerlerden müstağni görmekte, bu değerlerin hiçbirinin kendisini bağlamayacağını düşünmektedir. Asıl sorun böyle bir eşkıya çetesinin bugün hâlâ dünya üzerinde, pek çok ülke tarafından resmen tanınmış ve diplomatik ilişkilerin tarafı kabul edilen bir “siyasi otorite” olarak varlığını sürdürebilmesidir. Zaten bugün Gazze’de ve Filistin’in diğer bölgelerinde sergilenen bunca vahşet ve gerçekleştirilen korkunç katliamlar karşısında vicdan sahiplerinin acze düşmesinin sebebi de böyle bir çetenin varlığını sürdürebilmesi için küresel çapta destek verilmesidir. 

Siyonist işgalin geçmişinde birçok siyasi cinayet bulunuyor. Bunların birçoğu işgal altındaki toprakların dışında gerçekleştirildi ve maalesef işgalci siyonist rejim bu cinayetlerinden dolayı da hesaba çekilmedi. Bugün yeniden cinayetler kartını öne çıkarabilmesinin ve suikast tehdidini kullanabilmesinin sebebi de zaten geçmişte işlediklerinin sorgulanmamasıdır. 

Ama işgal rejiminin bu tehdidi Filistin direnişini korkutamaz. İşgal rejimi geçmişte bu kartı etkin bir şekilde kullandığı dönemde direniş liderlerini korkutamadığı gibi bundan sonra da korkutamayacaktır.

 

HABERE YORUM KAT