1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Dilipak

  3. Siyaset gözü kör eder mi?
Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Yazarın Tüm Yazıları >

Siyaset gözü kör eder mi?

05 Mayıs 2008 Pazartesi 03:58A+A-

Aşk, öfke ve siyaset gözü kör eder.

Çömez ve Abdullatif Şener, her ikisi de, AK Parti'nin kapatılması senaryoları üzerine yeni bir oluşum için kolları sıvamış gözüküyorlar..

Bana sorarsanız bu her iki oluşumun da AK Parti'den alacağı bir şey yok.. AK Parti'yi yağmalasalar bile halk bunlara oy vermez.. İP kadar bile oy alamazlar..

“AK Parti dağılırsa” ihtimali, üzerine hesap yapan az değil..

AK Parti kapatılırsa, bakarsınız seçimler yenilenir, ya da ara seçim olur.. ve AK Parti daha güçlü bir şekilde gelebilir..

Ama AK Parti dağılırsa, bir kısmı yeni bir sağ oluşuma, bir kısmı yeni kurulacak bir başka partiye de gidebilir..

Birileri bu iki isimle piyasayı test ediyorlar. Bu “erken öten horozlar”, siyasi arenanın gönüllü denekleri olmaktan öteye gidemezler..

Kimilerine göre “Cumhuriyet modernleşmesi aslında bir Yahudi-Alman-Türk mucizesiydi.” Ve belki de hâlâ birilerine göre bu işin sahibi yine onlardı.. İsrail'e giden yol Ankara'dan geçiyordu. O zaman, bugün de onlar niye bu işin üzerinde olmasınlardı?..
Yeni süreçte ABD ve İsrail yolcularına dikkat..

Ha! Bu arada dikkat. Siyonizm İzmir kökenli bir düşüncedir, belki biliyorsunuz. Sabatay Sevi onun fikir babasıdır.. Seküler İsrail projesinde ise Türkiye Yahudi sekülerleşme için rol modeldir. Baksanıza adam ne diyor: "İsrail kurulduktan sonra burada seküler-aydınlanmacı bir 'uygarlık' yaratılmaya çalışıldığında, yönetici insanların karşısındaki tek örnek Türkiye'ydi. Üstelik o insanlar Osmanlı geçmişinden gelmişti ve Türkiye'de yaşamışlardı. O nedenle de Türkiye'de kültürel olarak yapılan şeyler burada da aynen tekrarlandı." İmza David Katz..

Şimdi tam yerine denk geldi, bir cümle daha ekleyelim. Türkiye'de sosyal siyaset modellemesinde örnek Kibtzdan mülhem Kibbutz’lardır ve bu iş için Emil Durkhaim sosyolojisi Ziya Gökalp eliyle uygulanmıştır. Bu işin eğitim ve kültür altyapısı ise Halkevleri, Türkocakları ve Köy enststitüleri ile biçimlendirilmeye çalışılmıştır..

Neyse, gelelim bugüne.. Sahi ne olacak bu memleketin hali?

Ergenekon'un bütün delilleri Danıştay'a çıkıyor, ama Danıştay tarafından bakınca Ergenekon görünmüyor.. Görünmez çünkü tek taraflı gösteren bir camperde var arada..

Ya da bu parti kapatma neyin nesidir diye sorun kendi kendinize bakalım, nasıl bir cevap vereceksiniz?

Bütün yollar aynı yere çıkıyor..

Derin devlet kükredi, minik iktidar sustu mu? Yoksa başka bir iş mi var işin içinde?!
Mehmet Ali Bayar, “Gezgin Yahudi Kentleri”nin izinde kimi arıyordu acaba, kardeşinin izinde ve İsrail'in kuruluşunun 60. Yılı arefesinde.. Ankara'da oluşacak yeni iktidarın şifresini olmasın sakın..

Şu günlerde ABD, İngiltere ve İsrail'e bilet kestiren ya da Akdeniz'de yatlarda buluşan politikacılara, işadamlarına, gazetecilere dikkat!

Sağa yeni lider aranıyor. AK Parti'yi bölecek yeni siyasi taşeronlar aranıyor. Sonra bir milli koalisyon kurulacak..

Ama bu şartları oluşturanlara kötü bir haberim var.. Bu iktidarın enkazı onların başına devrilecek..

Yani demem o ki, ulusalcılar, kartel mediası ve çeteciler heveslenmesinler. Gelen iktidar, geçeni aratacak..

Bu iktidar gidecekse bazı şeyleri yapmaya cesaret edemediği için gidecek..

Yani demem o ki, başlayan süreç devam edecek..

Askere de fazla umud bağlamasınlar, 30 Ağustos'tan sonra şekillenecek yeni komuta kademesinin istedikleri gibi olacağının garantisi var mı?

AK Partili günleri çok arayacak kimi emekliler..

AK Parti'nin ipini çekeceklerin ipini çekeceklere gelecek sıra..

AK Parti şansını kötü kullandı.

Anayasa konusunu bu kadar oyalamayacaktı.

Çetelerin üzerine gitme konusunda daha kararlı ve cesur olacaktı.. Ama yapmadı veya yapamadı.

Daha iyi bir kadro oluşturabilirdi.. Siyasi kadrosu çok sağlam değil. Bürokratik kadroları da öyle..

Bazı şeyleri anlama, yapma konusunda geç kaldı. Hâlâ da oyalanıyor..

İşler artık nerede ise geri dönülmez noktaya geldi..

Böyle giderse bakarsınız AK Parti kapatılır.. AK Parti anayasal çoğunluğa ulaşma şansını kaybeder. Parti dağılır.. Yeni bir koalisyon hükümeti kurulur ve ardından 2009'da Türkiye bir erken genel seçime gider.. Özalvari birkaç eğilimi içinde barındıran yeni bir iktidar kurulur..

Ara rejim döneminde darbecilerin üzerine gidilir. Anayasa değişikliği yapılır ve erken genel seçimle birlikte bir de anayasa refarandumu yapılır..

Bakarsınız bu arada CHP de bölünür. Hatta CHP ilk seçimde barajın altında kalır. MHP de öyle.. Malum media, malum STK'ların tozunu atarlar bu dönemde.. Baykal kazdığı kuyuya düşer bakarsınız..

Birileri AK Parti'nin biletini ha kesti ha kesecek. Zaman aleyhlerine işliyor.. Bu durum birilerinin cür’et ve cesaretini artırıyor.. Şimdi yeni senaryolar gündemde.. Ve bu senaryoların çoğunda AK Parti'nin, Erdoğan'ın, Baykal'ın, bazı bakanların adı geçmiyor..

Şu an için önemli olan AK Parti'nin bundan sonra izleyeceği yolun ne olduğudur..

Daha doğrusu Erdoğan'ın şu günlerde vereceği karar, bundan sonrası için işin rengini belli edecektir..

Siyaset, aşk ve öfke gibi, gözü kör edermiş.. Herkesin gördüğünü görmez siyasiler. Onların gözüne görünenler vardır. Biz de onların gördüğünü göremeyiz çoğu zaman.. Yoksa bütün sultanlar sağır mıdır aslında! Gözleri var görmez, kulakları var duymaz, kalpleri var hissetmezler mi?

İnsanlar, kadın, erkek ve politikacı diye 3 gruba ayrılır..

3. Grubtakiler için yeni bir süreç başlıyor, ama bunun faturasını sonuçta milletçe biz ödeyeceğiz..

Sonuçta her topluluk layık olduğu gibi idare olunuyor..

Vekalet verdiklerinizin sizi getirdikleri yer burası.

Bu süreçte kimin ne hesabı varsa, sonunda galib olacak olan Allah'ın hesabıdır..

Şimdi tam da kendi kendimize şu soruyu sormanın tam zamanı: İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım! Selâm ve dua ile..

Vakit gazetesi

YAZIYA YORUM KAT