Sivas’ta aslan kesilenler Dersim’de niye sessiz?
Alevi dernekleri, Alevi önderleri çıkıp cevap vermeliler..
Nedir bu, “Dersim’de ölen binlerce insanın katillerine yönelik çekingenlik?”
Nedendir, “Takipçisi olacağız” sözlerinin, Dersim failleri için yüksek sesle dile getirilemeyişi?..
“Alevilikte hoşgörülü olmak esastır. Vurana vurmamak, affetmek tavsiye edilir.. Onun içindir ki, Dersim olayında yaşananların ısrarlı takipçisi olmuyorlar” diye bir savunma geliştirenler çıkabilir..
Ama bu savunma, hiç de inandırıcı olmaz.
Niye?
Çünkü yakın tarihte yaşadığımız bir başka olay var..
Sivas olayları..
Sivas’ta, çoğu Alevi 33 vatandaşımız ölmüştü..
Aslında Dersim’deki gibi, kasıtla işlenmiş bir toplu öldürme olayı da değildi bu..
Bir gösteri sonrasında çıkan yangında, otelde dumandan zehirlenerek yaşanan ölümlerdi, Sivas ölümleri..
Planlayarak, taammüden bomba atarak bir ölüm söz konusu değildi.. Kurşuna dizerek hiç değildi.. Hatta, o kadar şüpheliye en ağır cezalar verildi.. Ama bir tanesinde bile, ne tabanca, ne de bıçak gibi bir suç aleti yakalandı..
Böylesine masum bir olaydı, Sivas olayları..
Ama, Dersim’deki ölümlerin hesabını sormayan, yaşananların takipçisi olmayan Alevi vatandaşlarımız, Sivas söz konusu olunca, aslan kesildiler...
Sivas olayları sebebi ile 33 kişiye verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını yeterli görmeyip, “Daha fazla, daha fazla” diye adeta tempo tutarak, hem daha çok insanın cezalandırılmasını istediler.. Hem de daha ağır cezaların verilmesini istediler..
Hani kasten adam öldürme niyeti ile hareket eden ve eylemi net olarak ispatlanan kişiler söz konusu olsa.. “Cezalandırma isteğindeki ısrarlarında haklılar” diyeceğim.
Ama ne öldürme amaçlı bir eylemin varlığı ispatlanmış durumda. Ne de kimsenin, kasten öldürme niyeti ile hareket ettiğine dair ortada ciddi bir delil var..
Buna rağmen, “Daha fazla mahkum.. Daha fazla ceza” diyorlar, başka bir şey demiyorlar..
Pirsultan Abdal Derneği’nden bir yetkiliyi, Alevi Dernekleri Federasyonu’ndan bir sözcüyü arıyor, günlerdir gözüm..
Çıksınlar da, şu Dersim olayı ile ilgili ciddi bir açıklama yapsınlar..
Hiçbirisi yok ortalıkta..
Pek çekingenler..
Pek saygılılar, kendi katillerine karşı..
Bu tavrın sebebi nedir acaba?
Mesela Av. Şanal Sarıhan ablaya soralım..
Sivas davasında gıyaben yargılanan bir kişinin vefat ettiği açıklandığında, gidip mezarını açtırmıştınız.. “Defnedilen kişi gerçekten o şahıs mı? Yoksa yargılanmaktan kaçmak için, kimlik değiştirmesi mi yapıldı” diye..
“Ölüye saygı.. Mezara saygı.. Olayın üzerinden 18 yıl geçmiş, artık biraz daha hoşgörülü olalım..” Bunların hiçbirisinden eser yok..
Mezarı savcılık kararı ile açtırıp, kimlik tesbiti yaptırdılar..
Daha yakın tarihte..
Polonya'da bir Türkün, Sivas şüphelileri arasında olduğu gerekçesi ile gözaltına alındığını, yine bu avukat ablamızdan öğrenmiştik..
Gözaltı olayını canla başla kamuoyuna duyurup, ardından da o Türk vatandaşının iade edilip zindanlarda çürümesi için ne girişimlerde bulunmuştu!..
Şimdi bu ablamızı da hiç göremiyoruz.
Dersim olayları ile ilgili olarak şöyle bir açıklama yapsa..
“Faillerin, onlarla birlikte destekçilerinin hesap vermeleri için elimizden geleni yapacağız” dese..
Bize de, objektif bir hukukçu görüntüsü bıraksa ne güzel olur.
Şanal ablamız da bunu yapmıyor.
CHP Genel Başkanı da..
Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinliyorum..
Başbakan’ın “Devlet adına,Dersim olaylarından dolayı özür diliyorum” açıklamasından sonra..
Ben bekliyorum ki; Başbakan’a teşekkür edip, “Kendi partimden utanıyordum. Hay Allah razı olsun. Tayyip Bey, bir gerçeği açığa çıkardı.. Biz bu vesile ile, bir daha beyan edelim, eski CHP değiliz. Dersim katliamının sorumlusu CHP’yi kınıyoruz” desin.
Biz bekleyeduralım..
Kemal Bey bakın ne diyor: “Özür yetmez. Mallar da iade edilsin.”
Ne denir şimdi buna?
“Bugüne kadar nerdeydin, paşa baba?” denmez de, ne denir?
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT