Sivas Davasında Otopsi İçin İlk Adım
Sivas davasında 33 kişinin idam ve onlarca insanın ağır hapis cezası almasına sebep olan Orhan Karadeniz dinlenecek.
Meclis'in kapanmasının ardından ara verdiği çalışmalarına yeniden başlayan TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Sivas davasında 33 sanığı idama, onlarca sanığı ise ağır hapis cezalarına mahkum eden Ankara 1. Nolu DGM'nin Başkanı Orhan Karadeniz'i dinleme kararı aldı.
BAŞBAKANLIK VE MİT'TEN BELGE İSTENDİ
Dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin'in de ifadesine başvuracak olan komisyon, olayın tanıkları ile de görüşecek. Dönemin DGM Cumhuriyet savcıları Nusret Demiral ile Talat Şalk'ın da bilgisine başvuracak olan komisyon, diğer taraftan ise, Başbakanlık ve Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan döneme ait belgeler istedi.
TAHRİK SOL'UN
Sivas olaylarında yargılamanın yapıldığı Ankara 1. Nolu DGM'den sorumlu olan Cumhuriyet eski başsavcısı Nusret Demiral, Sivas olaylarından 19 yıl sonra konuşarak, “Sivas'ta tahrik sol'undur” demişti. Demiral'ın açıklamaları şöyleydi: “(...) Aziz Nesin'in İslam dinine karşı tutum ve davranışları ve açıklamaları, kapalı bir salonda düzenlenen toplantıda terör örgütü militanları için saygı duruşunda bulunulması, eylemin hazırlayıcı nedenleri arasında sayılabilir.”
28 ŞUBAT GECEDEN SABAHA KARARLAŞTIRILMADI Kİ
28 Şubat Alt Komisyonu Sözcüsü AK Parti Çankırı Milletvekili İdris Şahin, çalışmaları hakkında Akit'e bilgi verdi. Şahin, 28 Şubat'ın bir gecede kararlaştırılmış bir süreç olmadığını, çok derin bir öncesinin bulunduğunu ifade ederek, “Ülkeyi 28 Şubat'a, başka darbe ortamlarına, kargaşaya sürükleyen olaylar nelerdir, bunları araştırıyoruz. Yaşanan olayların bunlarla bir ilgisi var mıdır, varsa nedir bunu tespit etmeye çalışıyoruz. Sivas olayları da bu anlamda üzerinde titizlikle durulması gereken bir olay” dedi.
SONUCA GÖRE GEREĞİ YAPILACAKTIR
Sivas olaylarını çok yönlü araştırdıklarını, ilgili kişi, bürokrat ve yargı mensuplarının görüşlerine başvuracaklarını, Orhan Karadeniz, Ahmet Karabilgin, Nusret Demiral, Talat Şalk gibi isimlere davetiye gönderdiklerini anlatan Şahin, şöyle devam etti: “Üzerinden geçen 19 yıl içinde çok şey söylendi, çok şey yazılıp çizildi. Ama her kesimde akıllarda farklı farklı soru işaretleri var. Bunlar giderilmeli. Gerçek, herkesin kabul edeceği şekilde ortaya konulmalı. Sivas olayları tam anlamıyla çözüldüğü takdirde bu ülkede bu tür olayların bir daha yaşanmayacağı düşüncesindeyiz. Dolayısıyla kararlılıkla araştırıyoruz. Dönemin yetkililerinin, tanıkların, mağdurların, sanıkların bilgilerine başvuracağız. Davetiyeleri gönderdik. Başbakanlık ve MİT'ten bilgi ve belge istedik. Onlar gelsin, onları inceleyeceğiz. Çorap söküğü gibi adım adım ilerleyecek ve ümit ediyorum ki Sivas'ta ne yaşandı ise tüm çıplaklığı ile ortaya koyacağız. Ve çıkan sonuca göre hangi kuruma ne görev düşerse, yapılması gereken ne ise o yapılacaktır. Ölenler üzerinde otopsi yapılması gerekirse, otopsi yapılacaktır. Başka başka sorumlular tespit edilmişse, onlar hakkında davalar açılacaktır.”
“YARGITAY CEZA GENEL KURULU ÜYELERİ ŞÜPHELİ, SANIK DURUMUNA GELEBİLECEK”
Sivas davasının sanık avukatlarından Cüneyt Toraman, Orhan Karadeniz'in Akit'e yaptığı açıklamada; Sivas olayları hakkında verdiği kararı benimsemediği açıkça söylediğini belirterek, “Adres gösterdiği yer (Yargıtay Ceza Genel Kurulu) büyük şaibe altında... Kurulda çok sayıda hakim var. Daire Başkanları var, o zaman Yargıtay Ceza Genel Kurulu üyeleri, Sivas davasında şüpheli, sanık durumuna gelebilecek” dedi.
“KARARI VERENLERİN İSİM VE SOYİSİMLERİ BELLİ”
Toraman, “Sivas olayları kesinlikle bireysel olay değil. Orhan Karadeniz veya birkaç hakimle sınırlı bir olay değil. Olaya bütün olarak bakmak lazım. İlhan Cihaner'in dosyası Yargıtay'a fotokopiyle getirildi, tahliye edildi ve bırakıldı. Bu kararı veren yargılamayı yapan hakimlerin isimleri tek tek kararda yazılı. Aynı şekilde Müslümanların yargılandığı davalarda hep suçun vasfı Müslümanların aleyhine değiştirildi. Aynı mahkemeler kararlarını sol örgütler ve PKK lehine bozdu. Bu kararlardaki hakimlerin hepsinin isim ve soyisimleri belli. Bu dönemdeki tüm kararların hepsinin yeniden değerlendirilmesi gerekir” dedi.
“YARGITAY CEZA GENEL KURULU ÜYELERİNİN HESAP VERMESİ GEREKİR”
Cüneyt Toraman, şunları söyledi:
“Orhan Karadeniz'in Akit gazetesinde yaptığı açıklamada tavrı şu: ‘Benim üstümde Yargıtay Ceza Genel Kurulu var... Ben bu karara uymak zorundayım.' Bizim hukuk ve yargılama sistemimize göre hakimler Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararına uymak zorunda... Orhan Karadeniz, belki de baskı sonucunda bu kararı vermek zorunda kaldı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'ndaki hakimlerin üzerinde herhangi bir baskı olmaması gerekir. En üst kurul bu. Orhan Karadeniz'in bu olayla hiçbir ilişkisi yoksa, sanıklar hiç alakası olmayan bir maddeyle yargılanıp idama mahkum edilmişse, adres olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nu gösteriyor. Kurulda da çok sayıda hakim var, daire başkanları var. O zaman Yargıtay Ceza Genel Kurulu üyeleri şüpheli, sanık durumuna gelebilecek kişiler...
Orhan Karadeniz'in dinlenmesini çok önemli bir adım olarak düşünüyorum. Kararı veren hakimin verdiği karar Yargıtay tarafından bozuluyor ve Yargıtay Genel Kurulu farklı karar verdiği için uymak zorunda kalıyor. Hukuken olay doğru. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına hiçbir hakim direnemez. Öyleyse Yargıtay Ceza Genel Kurulu üyelerinin hesap vermesi gerekir.”
“KURUL ÜYELERİ AÇIKLAMA YAPMALI”
“(Yargıtay Ceza Genel Kurulu üyeleri) Kendileri mi bu olayı (yargılamayı) organize etti? Bu kişilere de talimat verilmişse, o zaman bu talimatı veren Ergenekon mudur, başka bir şey midir? Açıklamaları gerekir. Eğer bu isimleri vermezlerse, yoksa ihale Yargıtay Ceza Genel Kurulu üzerinde kalır...”
‘VATANDAŞLAR, MADIMAK OTELİ'NE ÖYLESİNE GELMİŞ OLABİLİR' DEDİK, YARGITAY KABUL ETMEDİ
Gazetemizin 10 Nisan 2012 tarihli manşetinde, Ankara 1. Nolu DGM'nin Başkanı Orhan Karadeniz'in, “Yargıtay'a direndik başaramadık” şeklindeki sözleri yer almıştı. 33 sanığı idam cezasına mahkum eden, 4 sanığı 20'şer yıl, 1 sanığı 15 yıl, 27 sanığı 7 yıl 6'şar ay, 2 sanığı 5'er yıl ağır, 1 sanığı ise 2 yıl hapis cezasına çarptıran Orhan Karadeniz, Akit'e vicdanının rahatsız olduğunu gösteren açıklamalarda bulunmuştu.
Orhan Karadeniz, “Protestoda slogan atmak, idamlık suç mudur? Eşdeğer midir?” sorumuza; “O kararın bir kısmına biz direndik. Sizin dediğiniz konuları mevzu ettik. ‘Vatandaşlar, Madımak Oteli'ne öylesine gelmiş olabilir' dedik. Yargıtay kabul etmedi, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gitti. Kurul, ‘Ceza verin' dedi. Başka yapabileceğimiz şey yoktu” şeklinde cevap vermiş ve sanıklara mahkumiyetin Yargıtay'ın bozma kararının ardından geldiğine dikkat çekmişti.
Karadeniz, “Sanıklara daha az ceza verilmesi için iki arkadaşla beraber direnmiştik fakat Yargıtay bunu kabul etmedi. Artık Genel Kurul'a gitti. Genel Kurul ‘Hayır' dedi. Az ceza verilmesini istediğimiz sanıklara da ‘Ceza vereceksiniz' dediler ve dosya kapandı. Yapacak bir şey yok” demişti.
“SAVCILIK, YENİ DELİLLER BULDUYSA, YARGILAMANIN İADESİ TALEBİNDE BULUNUR”
Karadeniz, Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nin, Sivas olaylarıyla ilgili yeni bir soruşturma yapması hakkında; “Savcılık yeni deliller bulduysa, yargılamanın iadesi talebinde bulunur. Yeniden karar verir. Dosyayı bilmiyorum, hata varsa hata giderilir. Savcılık yargılamanın iadesini gerektirecek durum görürse, yeniden incelerler, yeniden karar verilir” demişti.
SEYFİ OKTAY İLK HEYETİ DAĞITTI
“Ergenekon Terör Örgütü davası ve soruşturmasını etkilemeye teşebbüs” gerekçesiyle açılan davanın bir numaralı sanığı olan Seyfi Oktay, Adalet Bakanı ve HSYK Başkanı olduğu dönemde; Sivas olaylarında Aziz Nesin'in tahrikini gerekçe göstererek cezalarda indirim uygulayan ve 124 sanıktan 26'sına 15'er yıl hapis cezası, 60 sanık hakkında 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan 3'er yıl hapis cezası, 37 sanığın beraati ve eski Sivas Belediyesi Meclis üyesi Cafer Erçakmak hakkındaki dava dosyasının ayrılmasını kararlaştıran Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Heyeti'ni dağıtmıştı.
Yargıtay'ın bozma kararının ardından da DGM'de görev yapmaya devam eden Mahkeme Başkanı Muammer Ünsoy, terfi gibi görünen, ama heyeti dağıtma amacı taşıyan bir kararla Yargıtay'a atandı. Ankara 1 No'lu DGM üyesi Yılmaz Çamlıbel ise, eşdeğer mahkeme olan ağır ceza yerine, Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesi hakimliğine atandı. Üye hakim Hakim Albay Çetin Güvener ise emekli edildi.
MAHKEME BOŞALTILDIKTAN SONRA KARAR DEĞİŞTİ
Ankara 1 No'lu DGM'nin kararını, müdahil avukatları, sanıkların eyleminin TCK'nın idam cezası öngören “devletin anayasa ve temel nizamlarını bozmaya kalkışmak” hükmünü içeren 146-1. maddesi kapsamına girdiğini belirterek, temyiz ettiler.
MAHKEME BAŞKANLIĞINA KARADENİZ GETİRİLDİ
Yargıtay'ın bozma kararının ardından Ankara 1 No'lu DGM'de, davanın yeniden görülmesine başlandı. Üyeler değişmiş olduğu için evvelki kararda direnmeyerek, bozma ilamına büyük oranda uyuldu. Böylece, Sivas'ta 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayların, TCK'nın 146. maddesinde düzenlenen “devletin anayasa ve temel nizamını bozma” amacı taşıdığı görüşüne varıldı.
Üyeleri; Seyfi Oktay'ın başkanı olduğu HSYK tarafından değiştirilen mahkeme, ikinci kararında, 33 sanığı idam cezasına mahkum ederken, 4 sanığı 20'şer yıl, 1 sanığı 15 yıl, 27 sanığı 7 yıl 6'şar ay, 2 sanığı 5'er yıl ağır, 1 sanığı ise 2 yıl hapis cezasına çarptırdı.
SİVAS OLAYLARI İÇİN YENİ SORUŞTURMA
Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği, 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli'nde gerçekleşen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği Sivas olaylarıyla ilgili yeni bir soruşturma başlatmıştı.
Yeni Akit
HABERE YORUM KAT