Sisler dağılırken!
Sadece NTV değil, İHA da o gün olanlar hakkında açıklama yapmak zorunda.. Helikopterdeki muhabirin telefon konuşmaları, açıklanan / yayınlanandan ibaret değil.. Başka adreslerle de defalarca görüşme yapılmış.
Bu kadar sık aranması akla bin türlü şey getiriyor.. Bu kadar çok ararsanız, bu telefonlara erişimi engellemiş olursunuz.
Yoksa birileri, pilot, muhabir ve başkana ulaşılmasını engellemeye mi çalıştı?.
Bu kadar yoğun arayarak, aranan telefonun yerini belirleyerek birilerine manyetik olarak hedefin IP adresi mi bildirildi?. Ya da helikopter hedef mi gösterildi?.
Ya da aranan telefonlardan karşı sinyaller alınarak, an be an helikopterin alındığı yer GPS üzerinden takip mi edildi? NTV’nin ilgisi sadece bir gazetecilikle açıklanabilir mi?
Ya da helikoptere bir patlayıcı yerleştirildi de telefon sinyalleri ile yerleştirilen bomba aktif hale getirilmek mi istendi? Yani, telefon üzerinden gönderilen sinyallerle uçak düşürülmek istendi..
Bakın, Kayseri Valisi’nin “Yazıcıoğlu ağır yaralı” haberi ile ilgili açıklamasında da iz sürenler, başka bir gerçekle karşılaştılar..
Kayseri Valisi bunu askeri makamlardan almış. Askeri makamlar Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat’tan. Emniyet İstihbarat ise adını açıklamadıkları, muhtemelen askeri bir kaynaktan bu bilgiyi almış ve çevre illere bu bilgi mesaj olarak geçilmiş. Ama Kahramanmaraş Emniyet İstihbaratı’nın bu bilgi notunu geçtiği saatten 27 dakika öncesine rastlıyor Kayseri Valisi’nin açıklaması.
Yani bu bilgi, Kahramanmaraş Emniyet İstihbaratı’ndan alınmış olunamaz..
Haberlere göre; Yazıcıoğlu’nun telefonu helikopter havalanır havalanmaz NTV santralinden her 5 saniyede bir aranmaya başlandı. Saat 14:36’dan itibaren başlayan aramalar, kaza anına kadar sürüyor.
Yazıcıoğlu’nun telefonu tam 139 defa aranıyor. NTV santralinden kaza sonrası aranan bir başka isim olan BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ’ın telefonu da saat 15:00’te helikopter havadayken 33 saniye içerisinde tam 4 kez aranıyor. Kazadan sonra aramalar bıçak gibi kesiliyor.
Kaza anına kadar 90 kez aranan İHA muhabiri İsmail Güneş, kazadan sonra 23 kez aranıyor.
Helikopter pilotu Kaya İstektepe’nin telefonu ise havalandıktan sonra 37 kez aranıyor.
İstektepe dakikada 3, bazen 4 kez aranıyor. Yazıcıoğlu’ndaki çağrıların hemen hepsi sıfır saniye olarak gözüküyor. Helikopter düştükten sonra aramalar kesiliyor.
Muhabirin kazadan sonra aradığı, konuştuğu yerler, kişiler, isimler niçin açıklanmıyor?
Meclis, Hükümet ve parti kaza raporlarını açıkladıktan sonra kızılca kıyamet kopacak.. Bu olay, sadece Muhsin Yazıcıoğlu ile sınırlı kalmayacak.. Türkiye’nin bir başka gerçeği daha gün yüzüne çıkacak.
Göreceksiniz, birtakım kişiler bu raporlar açıklandıktan sonra konuşmaya başlayacaklar.
Birileri, birilerinin konuşmuş olmasını umud ediyor ve bekliyor. Ama eğer onlar susacak olursa, konuşacak başkaları da çıkabilir.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun gözü kara az dostu yok. Ve bunlar sadece BBP çatısı altında siyaset yapan kişiler de değil. Her çevreden dirsek teması içinde olduğu çok sayıda isim var..
Yazıcıoğlu’nun cenazesi o kadar kolay kalkmaz. Birilerine ağır gelir.. Birilerinin omzunu eskitir onun tabutu..
Öldükten sonra da gölgesi uzun süre bu topraklarda dolaşacaktır..
Birileri eğer bu dosyanın kapatılmasını bekliyorsa, tam “kapandı” dediklerinde yeni bir belge, yeni bir bilgi, yeni bir tanık, yeniden açılır..
Bu işte kimin ihmali, kusuru var, ortaya çıkmalı. Kasıt var mı araştırılmalı..
NTV ve İHA, ellerindeki bilgi ve belgeleri açıklamalı. Kayseri Valisi’nin ilk açıklamasını duyuran da NTV.. NTV bu işle yakından ilgili.
Bu arada pek adı geçmeyen bir başka kuruluş da Koç Net.. Koç net üzerinden Almanya’dan 0049 1577 377 79 06 nolu telefondan Muhsin Yazıcıoğlu’na sürekli mesaj geçilmiş..
Koç’tan bir açıklama geldi mi bilmiyorum. Ya da Alman hükümeti, emniyeti, istihbaratı bu konuda bir çalışma yaptı mı, açıklamada bulundu mu?
İmzalar, ELT cihazı ile ilgili iddialar, o kadar çok araştırılması gereken şey var ki!
Sanki kimse de bu işin üzerine fazla gitmek istemiyor, daha doğrusu birileri bu işin üzerine gitmekten çekiniyor gibi bir hava var..
Bu iş kaza değilse -ki o yöndeki şüpheler artıyor-, o zaman bu işe ecinniler karışmış olabilir..
Birileri Yazıcıoğlu’na böyle bir tuzak hazırladı ise bu alacak - verecek meselesi değildir..
Bunun kokusu çıkacak. O zaman bu işin uluslararası uzantıları da olabilir.
Bu iş derin bir hesaplaşmanın bir parçası da olabilir.. Eğer bu iş böyle bir siyasi hesaplaşmanın sonucu ise, o zaman Yazıcıoğlu sonrasını da düşünmüş olabilirler..
Yazıcıoğlu’nun, olaydan önce bazı gazetecilerle görüşmek istediği biliniyor.. Ben de onlardan biriyim.
Başbakan’la da görüştüğü söyleniyor. Hatta Ergenekon savcıları ile haberleştiği de söyleniyor..
Yazıcıoğlu, Refahyol hükümetinin kurulmasında da aktif rolü olan bir isim. Çatlı ile yakınlığı var.. 28 Şubat’ta da listede adı geçen bir isim. Çatlı’yı ortadan kaldıranların, Susurluk’un arkasındakilerin bu işle ilgileri olabilir.. Çiller ve Ağar, hatta Yılmaz nedense bu konularda hiç konuşmuyorlar. Oysa bu dönemi ve bu işleri en iyi bilen onlar değil mi?
Hani onlar konuşmasalar da konuşan birileri çıkar.. Yazıcıoğlu’na yakın sistem içinde isimler yok değil..
Hele şu raporlar bir yayınlansın, o zaman bu tartışmanın yeniden başlayacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Fırtına öncesi sessizlik yaşanıyor bu gün.
Selam ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT