Abdurrahman Güner / Haksöz Haber

Gazetecilerin farklı konularda kendisine yönelttiği soruları cevaplayan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, dış politika ile ilgili sorulan soruya verdiği cevapla kafalarda soru işaretleri bıraktı. Ahmet Davutoğlu, Mısır’daki darbeye karşı olduğunu ancak siyasi anlaşmazlıkları bir yana bırakıp iş birliğinin görüşülmesinden yana olduğunu belirtmiş. Bunun için Mısır’la Münhasır Ekonomik Bölge anlaşılması yapılması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, Sisi yönetimiyle anlaşma yapmanın mümkünlüğü hakkında ise bir şey söylememiş.  2013’te yaşanan darbeden bu yana ciddi bir kriz içerisinde olan Mısır-Türkiye ilişkileri, darbeci Sisi diktasının Türkiye tarafından haklı gerekçelerle meşru bulunmamasından dolayı oldukça sıkıntılı bir seyir izliyor. Bu onurlu tavır alışın önemli aktörlerinden olan Ahmet Davutoğlu’nun darbeye karşı olduğunu söylemesine rağmen darbecilerle hangi şart ve koşullarda olduğunu belirtmeden görüşüp anlaşmayı dile getirmesi tutarsız bir görüntü oluşturmuyor mu?

Türkiye’nin kırılgan ekonomik şartları onu bölgesel ve küresel konularda sıkıştıran etkenlerin başında geliyor. Zaten var olan sıkıntıların üstüne bir de pandemi sürecinin ağır şartları eklenince muhalefetin eleştiri adına kullandığı argümanların başında “dış politikadaki siyasal İslamcı tezler ve mülteciler” konuları geliyor. Böylesi şartlar içerisinde Ahmet Davutoğlu’nun söylemeye çalıştığı şeyin yapıcı değil yıkıcı etkileri olacağına dikkat çekmek isteriz. Kısa vadede kullanışlı gibi görünen politik söylemlerin uzun vadede nasıl etkileri olacağını düşünmek gerekmez mi? Darbecilerle görüşmenin vebali yetmez gibi bir de Sisi, Türkiye’nin düşmanı her kim var ise onun yanında dururken böyle bir görüşmeden nasıl bir fayda beklendiğini de anlamak zor gerçekten…