“Sıra Bana Gelecek” Korkusu!
Tutuklanan komutanlar arasına eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da katılması bazı çevreleri rahatsız etti.
ASLAN DEĞİRMENCİ'nin haberi:
Ergenekon, Poyrazköy, Balyoz, Amirallere Suikast ve İnternet Andıcı davalarıyla çok sayıda muvazzaf general’in ardından eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da tutuklanması, bazı çevreleri rahatsız etti. Söz konusu çevreler sıranın kendilerine gelme kaygısıyla bir taraftan siyasi iktidara yakın durmaya gayret ederken, malum medya aracılığıyla da “Atılan adımlar güzel ama artık yeter” mesajı verdirerek kamuoyunda yanlış bir algının oluşması için çaba sarf etmeye başladı.
Gardları bir bir düşüyor ama…
Danıştay saldırısı üzerindeki sis perdesini aralamak için düğmeye basan yargının OYAK aramalarının ardından çok kritik bilgilere ulaşarak, “delillerin karartıldığı iddiasıyla” 7 kişiyi tutuklaması da malum çevrelerin medya içersindeki uzantılarının gardlarının düşmesine neden oldu.
Atılan cesur adımların ardından çemberin daraldığını ve ülke üzerine çöken sis dalgasının yavaş yavaş dağılmaya başladığını görenler, kiraladıkları köşelerinden hükümete övgüler yağdırmaya başladı.
Hükümetin rehavete kapılmasını sağlayarak, atılan adımları yavaşlatacaklarını düşünen bu çevreler, demokratikleşme yönünde sıklaşan safları dağıtmak için yeni planlarını sinsice devreye soktu.
Dün siyasi iktidara en ağır ithamlarda bulunanların bugün övgüler dizmesi bazı çevrelerce ‘normalleşme’ olarak değerlendirilmesi de planın içten içe tutmaya başladığını gözler önüne serdi.
Milleti kandırmaya çalışıyorlar
Hasdal ve Silivri cezaevinde bulunan tutuklu generallerin rakamlarını vererek, tersten propaganda yapan bazı gazeteler ve internet siteleri ise Uludere cinayetini çoktan gündemlerinden düşürdü.
Türkiye’nin düze çıkması için verilen mücadeleyi destekler gibi görünürken, yaptıkları haberlerin satır aralarında ‘Başbuğ cezaevinde tek başına’, ‘İlker Paşa 12 metrekarelik odada’, ‘Başbuğ: Beni yalnız bırakın…’ ve ‘Terörist komutan’ ifadelerine yer vererek toplumun vicdanına oynamaya başladılar.
Adeta sosyal tesisler gibi dizayn edilen cezaevlerinde ağırlanan generallerin zor şartlar altında yaşamaya mahkûm edildiğini iddia ederek, “Tutuklu generaller ayda sadece 800 lira harcayabiliyor. Haftada 200 liralık kantin alışverişi yapabiliyor” diyecek kadar da ileri gidiyorlar.
Jakobenler halen direniyor
Statükonun bekçiliğine soyunan aynı kadro, “28 Şubat”, “Şemdinli” ve “Encümen-i Daniş” gibi yıllardır üzerine gidilmesi beklenen meseleler hakkında dün olduğu gibi bugünde tek bir söz etmiyor.
“Sivil anayasa” konusunda da olumlu tek bir habere yer verilmiyor. Anayasa Komisyonu üyelerinin kendi aralarında yaptıkları en ufak bir tartışma ise malum medya eliyle manşetlere taşınıyor.
Bürokratik oligarşiden beslenen bu çevreler, tamamıyla sivil olan bir anayasa ile vesayet sisteminin son bulacağını bildiklerinden, uzlaşma havasını dağıtmak için TBMM’de yaşanan gerilimli anları ekranlarına taşıyorlar. Bu planın içinde olan bazı siyasetçiler ise statükoyu koruma adına bazen meclis kürsüsünde bazen de oturdukları sandalyede tansiyonu yükselterek uzlaşmaya doğru giden adımları provoke ediyorlar. Uyarıyoruz! Tek amaç; Doğusuyla batısıyla kardeşçe yaşamanın tesis edilmesini engellemek… Bu tuzağa düşmeyelim.
MİLAT
HABERE YORUM KAT