Şimdi sırada olan ne?
Uzun sürmez, yeni bir Ergenekon dalgası daha gelir.. Sorunun çözümü konusunda ne yazık ki bir görüş birliği yok.. Ergenekoncular ileri de gidemiyor, teslim de olamıyor..
Demirel DP’yi merkez sağa yerleştirip, AK Parti’nin işini bitirmek ve “Çözüm benim” demek istiyor..
Cindoruk bu işin taşeronu.. Şimdi ANAP’la birleşmek, ardından diğer birkaç küçük parti ve oluşumu yanına çekmek, bu arada AK Parti, CHP ve DSP’den transferlerle partiye bir hareket kazandırmak istiyor..
Çark dönmeye başlayınca, yerini bir başka emanetçiye bırakacak..
Şimdi sıra CHP’de. Zaten DSP’de sular durulmak bilmiyor.. Birinin çıkıp solu toparlaması lazım. O da Demirel’e düşüyor. Netekim, “bu ülkeye komünizm lazımsa onu getirecekler de kendileri!”
Birileri 2010’da AK Parti’yi erken seçime zorlama ve ilk seçimde de tek başına iktidar olamayacak hale getirmek istiyor..
Baykal birilerinin gündeminde. Daha doğrusu CHP.. Ya da daha geniş bir çerçevede merkez sol’un geleceği gündemde..
Bir yandan SP, öte yandan MHP ve BBP bu yeni oluşum tarafından gözucu ile izleniyor..
Erdoğan’ın gündeminde Anayasa değişikliği ve Ekonomi var.. AB, ABD ile ilişkiler, Filistin, Irak, Kürt sorunu ve Azerbaycan-Ermenistan konusu var..
Ufukta ise YAŞ ve Ordudaki terfiler konusu..
Bu YAŞ’ta, askerin yasama organı ile ilgili olarak Anayasa değişikliği konusunu, Yargı alanı içine giren Ergenekon davasını da görüşeceklerdir herhalde. Bakalım TSK bu defa ordu içinde mıntıka temizliğine gidecek mi?
Bu soru çok önemli.. Asker mıntıka temizliğine giderse, bu beraberinde bir tasfiyeyi getirecek.. Bu tasfiye ya kapsamlı ve tam bir tasfiye olacak ya da yeni tartışmalar, iddia ve ihbarların gündeme gelmesine sebeb olacak. Tasfiye edilenler kendilerinin kurban seçilmiş olacağını düşünecekler ve kendilerini savunma adına, hiyerarşik bir baskıya maruz kalmadan ellerindeki bilgi ve belgeleri ortaya sürecekler..
Zaten askeri Şûra öncesi göreceksiniz, büyük ihtimalle, internette ya da bazı itirafçılar üzerinden özellikle de Terör ve TSK ile ilgili yeni iddialar gündeme gelecek..
Eğer ordu kendi içinde bir mıntıka temizliğine gitmezse ne olacak?
Aslında Ergenekon sanığı Türkan Saylan’a sahip çıkmalarına bakarsanız, zaten tavırları belli.. Öyle anlaşılıyor ki, bu dönemde Başbuğ’un başı çok sıkışacak.. Son yılı, çok da kolay geçmeyecek..
O zaman da Eylül başından itibaren yeni dosyalar, bilgiler, belgeler, gözaltılar, tanıklar, gömülü silahlar, kemikler ortaya dökülecek..
Aslında Ergenekoncular harekete geçmiş olsalardı, daha doğrusu birileri “Ordu göreve” pankartı ile verilen mesajı ciddiye alıp, durumdan vazife çıkararak eyleme geçse idi, bir darbe bastırılmış olacak ve ona bağlı olarak da birçok kişi toplanacaktı.
Ama harekete geçmediler. O zaman tek tek geçmişte yaptıkları, söyledikleri ile suçlanarak örgütlü suç kapsamında, darbeye teşebbüsle, silahlı çete oluşturmakla suçlanarak toplanacaklar demektir..
Daha 2. İddianameye dayalı ifadeler alınmaya başlanmadı.. Özden Örnek’in ne diyeceği önemli.
Levent Ersöz’ün ölümcül hasta olduğu filan da yalan çıktı, tıpkı Eruygur’un boynunun kırılması hadisesi gibi. Ersöz’ün bir de kayıtdışı eşi çıktı. Karısı-kızı intihara teşebbüs etti. Onlar da her an konuşabilirler..
Bunların hali duman.. Trajik bir hayatları var.. Mutlu da değiller..
Bunları Demirel de kurtaramaz.. Aksine Cindoruk ve Demirel de okka altına girerler.. Başlarına iş aldılar.. Sadece askerlerin değil bu “muhteşem ikili”nin de ipleri pazara çıkar. Banker Bako, sahte hazine bonosu, derin ilişkiler, pazarlıklar.. Cindoruk’un insani zaafı, ahlaki durumu, tutarsızlıkları, aile geçmişi.. Daha şimdiden birçok şey konulmaya başlandı bile.. Ergenekon ilişkileri.. Bako ile de akrabalıkları olduğu söyleniyor Cindoruk’un. Cindoruk, Çölaşan’la da akraba!
Bana kalırsa Demirel’in sokağa çıkması umudundan değil korkusundan.. Kendi ve ailesinin geleceğinden kaygı duyuyor ve bu işleri yapmaya mecbur olduğunu düşünüyor olabilir..
Demirel Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabilir.. Eğer Cindoruk’la gidemeyeceğini anlarsa, dere geçerken at değiştirebilir.. Eminim bu işte de tek başına ve yalnız değildir.. Demirel’in mücadeleci bir kişiliği var.. Önemli ve derin ilişkilere sahip biri.. Makyavelisttir.. Oportünisttir..
Bundan sonra Demirel’in adını daha sık duyacağız..
Bana sorarsanız başarı şansı yok.. Ama “benden sonrası tufan” anlayışı ile tehlikeli maceralara girişebilir. Taşları yerinden oynatabilir. Birileri de onun başlattığı bu hareketten cesaret alarak tehdit ve şantajlara, eylemlere kalkışabilir.. Bu adamlar yokuşaşağı koşar gibi gidecekler ve sonuçları da daha şimdiden belli. Vadiye yuvarlanmak!
Selâm ve dua ile..
VAKİT
YAZIYA YORUM KAT