Şimdi günah çıkartma zamanı!
Seçimlerde Kılıçdaroğlu'nu büyük bir coşkuyla destekleyenlerin şimdilerde hayal kırıklığı ifade etmesi inandırıcılıktan ne kadar uzak!
HAKSÖZ HABER
CHP Genel Başkanı’nı bütün tutarsızlığı açık ırkçılığına rağmen destekleyenler şimdilerde yaşananları izah etmekte oldukça zorlanıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu ile Ümit Özdağ arasında seçim döneminde ne konuşulduğu bir zamandır Türkiye’nin gündeminde.
Kılıçdaroğlu’nun kendisine üç bakanlık ve MİT Başkanlığı sözü verdiğini ifade eden Ümit Özdağ’ın iddiaları epeyce konuşuldu. Kamuoyu konuyu tartışırken CHP’yi korumak için ant içmiş gibi hareket eden Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu konu hakkında Kemal Kılıçdaroğlu ile konuştuğunu ve iddiaların Kılıçdaroğlu tarafından reddedildiğini açıkladı. CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın açıklamaları da bu yöndeydi.
Kılıçdaroğlu hakkında “dürüstlüğüne güvendiğim biridir” ifadesini kullanan Ahmet Davutoğlu’nun içine girdiği ruh hali muhafazakar-dindar çevreleri şaşırtmaya devam ederken Kılıçdaroğlu ise katıldığı son canlı yayında Ümit Özdağ’ın iddialarını reddetmedi. Hem Davutoğlu’na hem parti sözcüsüne ters köşe yapan Kılıçdaroğlu “iki kişi arasındaki mutabakatı kamuoyuna paylaşmam” diyerek işin için sıyrılmaya çalıştı.
“O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişinin namusuna teslim edilen protokoldür. Açıklamayı ahlaki olarak doğru bulmam. Benim konuşmam doğru değil. Protokol ikimizin arasında imzalandı. Kamuoyuna açık değildi. İkimizin namusuna teslim edildi, nokta”
Anlaşılan o ki Kılıçdaroğlu altılı masa ortaklarının hepsini kandırarak Ümit Özdağ’a ederinden çok daha fazlasını teklif etmiş. Kılıçdaroğlu’nun toplumda hiçbir güvenilirliği olmadığı için verdiği veya vereceği sözler kimseyi şaşırtmadı. Kılıçdaroğlu desteklemek için onun bütün tutarsızlıklarını görmezden gelenler hariç tabi ki!
Karar gazetesinden Elif Çakır, “Kılıçdaroğlu’nun, Özdağ meselesine koyduğu nokta” başlıklı yazısında yaşanan gelişmeleri izah etmeye çalışıyor. Çakır artık mızrağın çuvala sığmadığının farkına varmış… Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ümit Özdağ gibi bir isimle müzakere ederken yapabileceklerinin hiçbir sınırı olmadığını göz ardı edenler ne kadar şaşırsalar da boş!
Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye’de siyasetin gördüğü en popülist, ilke ve tutarlılıktan uzak isimlerinden birisidir. Seçim süreci boyunca mazlum mültecileri kullanarak oluşturmaya çalıştığı gerilim bile onun tıynetini kanıtlamaya yetiyordu. Ancak düşmanlık gözleri kör edince basiret de bağlanıyor… Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci tura hazırlanırken artan ırkçı popülizmi bile onu anlamanıza engel olduysa ne denebilir ki? Tüm bunlardan dolayı hayal kırıklığınızı ifade etmeniz inandırıcılıktan uzak ve anlamsız!
Elif Çakır'ın bahse konu olan yazısı:
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın, Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı karşılığında kendisine “İçişleri Bakanlığının” verildiği iddiası seçim sürecinde de çokça tartışılmıştı, ancak bu iddia tam olarak bir türlü teyit edilmemiş, muallakta kalmıştı.
Ümit Özdağ seçimlerden yaklaşık 2 ay sonra, 17 Temmuz 2023 günü T24’den Cansu Çamlıbel’e verdiği röportajda, CHP lideri ile aralarında “seçimlerin kazanılması durumunda İçişleri Bakanlığı dahil 3 bakanlığın ve MİT Başkanlığının Zafer Partisine” verileceğine dair yazılı bir mutabakat yaptıklarını, ama seçim sürecinde Altılı Masa’daki diğer ortaklar huzursuzluk çıkarmasınlar diye de yaptıkları anlaşmayı Kemal Beyin ricası üzerine gizli tuttuklarını açıklamıştı.
Özdağ 2 ay sonra, seçimler de kaybedilmişken neden böyle bir açıklamaya ihtiyaç duyuyordu? Çünkü diyor Özdağ “Kemal Bey kendisinin İçişleri Bakanı olacağını açıklasaymış, aralarındaki mutabakatı gizli tutmasaymış” aslında Millet İttifakı seçimleri kazanabilirmiş!
***
Özdağ’ın Cansu Çamlıbel’e röportaj verdiği günün akşamında Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu Karar TV’de Taha Akyol ile birlikte yaptığımız Gündem Özel programının konuğuydu.
Özdağ’ın açıklamalarını sorduğumuz Gelecek Partisi lideri özetle şöyle demişti:
“Sabah mülakatı okuyunca Sayın Kılıçdaroğlu’nu aradım ve Özdağ’ın iddialarını sordum. Bu iddiaların söz konusu olmadığını, aralarında böyle bir mutabakat yapmadıklarını, üç bakanlık değil tek bir bakanlık üzerinde konuştuklarını ama bu bakanlığında tam olarak ne olacağının belli olmadığını söyledi ‘kesinlikle bunlar doğru değil’ dedi. Bizim için Kemal Beyin sözü önemlidir, dürüstlüğüne güvendiğim biridir. Ben de ‘mademki doğru değil bunu tekzip etmelisiniz’ dedim, ‘doğru söylüyorsunuz, tekzip yapalım’ dedi. Tekzip de yapıldı zaten. CHP sözcüsü Faik Bey tekzip açıklaması yaptı. Ben de bunun üzerine Altılı Masa’daki diğer lider arkadaşlarımıza durumu söyledim.” (17 Temmuz 2023)
Evet, CHP Sözcüsü Faik Öztrak CHP adına yaptığı yazılı açıklama ile Ümit Özdağ’ı yalanmış “Zafer Partisi ile kamuoyuna açıklanan bir protokol yapıldı. İki protokolde de İçişleri Bakanlığı ve MİT ile ilgili bir madde yer almadı” demişti. (17 Temmuz 2023)
Ki o sırada bilinen, Öztrak’ın söylediği gibiydi, kamuoyuyla paylaşılan protokol metninde Özdağ’ın söylediği maddeler yoktu. İçişleri bakanlığının verildiği iddiaları vardı ancak tam anlamıyla teyit edilemiyordu.
Durum böyleydi.
***
Ancak önceki akşam Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’un sorularını yanıtlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile seçimlerin kazanılması durumunda “İçişleri Bakanlığı dahil 3 bakanlık ve MİT Başkanlığının Zafer Partisine verileceğine dair” aralarında bir mutabakat imzaladıklarını yalanlamadı, hatta doğruladı,
“O protokolle ilgili konuşmam doğru değil. İki kişinin namusuna teslim edilen protokoldür. Açıklamayı ahlaki olarak doğru bulmam. Benim konuşmam doğru değil. Protokol ikimizin arasında imzalandı. Kamuoyuna açık değildi. İkimizin namusuna teslim edildi, nokta” dedi.
Nokta diyor Sayın Kılıçdaroğlu ama böyle noktalamak durumu izah etmeye yetmiyor.
İsterse üç bakanlık değil beş bakanlık verebilirdi. Mesele Ümit Özdağ’a kaç bakanlık verdiği değil. Sonuçta Ümit Özdağ da babasının hayrına Millet İttifakı’nı destekleyecek değildi. Hiçbir şey almadan destek vermek işin doğasına aykırıdır. 50 artı bir oya ihtiyaç olan bir seçim sisteminde Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun da seçimin kaderini belirleyecek “bir oy”u getirecek olanı ikna etmek için karşılığında bir şey vermesinden daha doğal ne olabilirdi?
Mesele Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ümit Özdağ’a şu kadar, bu kadar bakanlık sözü vermesi, anlaşması yapması değil.
Bu anlaşmayı ortaklarıyla paylaşmadan yapması ve devamında paylaşmamaya devam etmesidir.
***
Birçok kişi şaşkınlık yaşadı… Sanırım en büyük şaşkınlığı Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve Altılı Masa’daki diğer liderler yaşamıştır.
Davutoğlu, Karar TV’de bizim yayınımızda Kemal Beyle konuştuğunu, bu iddiaları sorduğunu ama Kemal Beyin tekzip ettiğini açıklamıştı.
Yani kendi sözleriyle ifade edecek olursak, CHP lideri Kılıçdaroğlu Altılı Masa’daki diğer liderlerle paylaşmadan Ümit Özdağ ile bir mutabakat yapmış.
İçeriğinin ne olduğunun çok önemi yok, velev ki İçişleri Bakanlığı değil de bir kurşun kalem verilme sözü olsun. Bu sözü, CHP kontenjanından söz vermiş olsaydı da önce ortaklarıyla paylaşması beklenirdi.
Öyle ya da böyle, Kılıçdaroğlu Millet İttifakı’nı oluşturan ortaklarına bilgi vermeden bir mutabakat imzalamış, etik bir sorun olduğunu düşünmemiş! Sorun bu.
Kılıçdaroğlu 6’lı masanın oluşmasına büyük emekler verdi. Ülkenin sorunlarına dair birlikte çok değerli ilmi raporlar yayınladılar. Bu gelişmelerde Kılıçdaroğlu’nun büyük emeği vardır. Ülkede bir muhalefet ve değişim heyecanı doğmuştu. Bunu inkar eden nankörlük eder.
Ama bu olay görüyorum ki güvenleri sarstı, birlikte yürümeyi hayli zorlaştırdı.
Bundan sonra ne olur? Kestirmek mümkün değil, yaşayıp göreceğiz.
HABERE YORUM KAT