1. YAZARLAR

  2. Ali İhsan Karahasanoğlu

  3. Silivri’de gerçekten bir tiyatro oynanıyor!
Ali İhsan Karahasanoğlu

Ali İhsan Karahasanoğlu

Yazarın Tüm Yazıları >

Silivri’de gerçekten bir tiyatro oynanıyor!

14 Ocak 2012 Cumartesi 03:59A+A-

CHP’den milletvekili seçtirilerek cezaevinden kaçırılmak istenen Mustafa Balbay, Avrupa Gazeteciler Federasyonu Başkanı Arne König’i dünkü Ergenekon duruşmasında selamlayıp, Almanca, “Tiyatroya hoşgeldiniz” demiş..

Benzer sözleri CHP Genel Başkanı da sarfetmişti: “Burada önyargılı olan yargıçların, sadece oynadıkları bir tiyatro var.”

Aslını sorarsanız, benim de kanaatim aynı.. Gerçekten ben de, Silivri’de bir tiyatro oynandığı kanaatindeyim..

Küçük bir farkla..

Onlar yargıçları “tiyatro oyuncusu” olarak göstermeye kalkışıyorlar..

Ben ise, sanıkları “tiyatro oyuncusu” olarak görüyorum..

Nasıl mı?

Somut bir örnekle anlatayım.

Dünkü duruşmada, “Tiyatroya hoşgeldiniz” diyen Balbay üzerinden izah edeyim.

Ne yapıyor Balbay?

“Ben gazeteciyim, Darbe ile falan işim olmaz. Ben dışarda olsaydım, şimdi MİT Başkanı ile, Genelkurmay Başkanı ile görüşüp haber yapacaktım. Dışarda olduğum dönemde, bunları haber yapmışım. Beni niye yargılıyorsunuz ki?” diyerek, masumlara yatıyor....

Bizim de zaman zaman merhamet duygularımızı gıdıklayıp, “Adamcağız ya doğruyu söylüyorsa” diye düşündürtüyor..

Dün de, “Tiyatroya hoşgeldiniz” diyerek, aslında yargılanmadıkları, yargılanıyormuş gibi gösterildikleri, Yassıada’da Adnan Menderes’e ne oldu ise, şimdi kendilerine de onun yapıldığını iddia ederken, yine merhametimizi gıdıkladı.. Biz de yufka yürekliyiz ya.. Tam kendi kendimi sorgulamaya başlıyordum ki.. Odamın bir köşesinden bir türlü atamadığım, 28 Şubat sürecinin gazetelerinden birisi gözüme ilişti...

12 Haziran 1997 tarihli Cumhuriyet gazetesi..

“Açık seçik” başlığı ile başyazı: “Siyasal islam, taraftarlarının sahip olduğu 2500 dernek, 500 vakıf, binin üzerinde şirket, 1200 yurt, 800’ün üzerinde özel okul ve dershanelerle oldukça yüksek bir ekonomik güce kavuşmuş ve bu yöndeki çalışmalarına devam ettiği görülmüştür.”

Ne demek isteniyor bu cümleden?

Dernek kurmak suç muymuş?

Malını vakfa bırakmak, ahlaksızlık mıymış?

Şirket kurmak, ayıp bir şey miymiş?

Niye bunları not ediyor, Mustafa Balbay’ın gazetesi?

Devamını da verelim ki, bugün “Biz gazeteciyiz. Gazeteciler tutuklanıyor. Duyun sesimizi” diyen tiyatrocuların gerçek yüzünü daha iyi görmüş olalım: “İrticai kesim sahip olduğu 19 gazete, 110 dergi, 51 radyo ve 20 televizyon istasyonu ile taban geliştirmeye yönelik propaganda faaliyetlerini kesintisiz sürdürmüştür.”

Öyle mi tiyatrocu Balbay?

Bugün gazeteciyi oynuyorsun.

Ama dün, gazetecileri hedef gösterme rolünü, seve seve kabul etmişsin, değil mi?..

“Canım ne olmuş, kendisine göre farklı düşünen insanlar hakkında bilgi verip, eleştiri getiriyor. Bunda suç olacak ne var ki? Farklı düşündüğü insanları deşifre edemez mi?” diyecek olanlar çıkabilir.

Sadece biz değil, okuyucularımız da yufka yüreklidir.. Hem yufka yürekli, hem de fazlasıyla demokrattır, okuyucularımız. Onun için, bu soruyu, yazımı okurken hemen yönelteceklerini, hissedebiliyorum..

O zaman, yukardaki bilgilerin masum bir eleştiri için mi, yoksa başka bir art niyetle mi verildiğini, aynı yazının son paragrafından alıntı ile ispatlayayım: “Bu durumda ne yapılır? Genelkurmay, bu durumda ne yapılacağını yasaların yazdığını söylüyor; daha başka deyişle TSK’ya görev düştüğünü brifingde belirtiyor, bu konudaki anayasa ve yasa maddelerini sıralıyor.”

O gün darbeciyi oynuyordu, tiyatrocu Balbay..

Şimdi ise, gazeteciyi oynuyor..

O gün, “19 gazete irticayı destekliyor” diye, yargıçlığa soyunuyor, sadece gazetecileri değil, topyekün gazeteleri mahkum ediyor.. TSK’nın iç hizmet kanunu 35. madde gereği yönetime el koymasının an meselesi olduğunu ima edip, “Görürsünüz siz gününüzü. Hepiniz tespit edildiniz bile” diyordu....

Bizlere, asker korkusu salmaya çalışıyordu..

Korkmama ihtimaline karşılık, işin artık ne kadar pervasızlaştığını hatırlatmak için, kendi köşesinde şunları da yazıyordu: “Genelkurmay, dünkü brifingle, ‘Adının açıklanmasını istemeyen yetkili..’, ‘Üst düzey askeri yetkili..’ biçiminde başlayan demeçleri br kenara bıraktı. Açık oynuyor..”

Evet, Genelkurmay’daki bazı generaller açık oynadılar.. Şimdi “Biz bilmeyiz. Biz yapmadık. Biz etmedik” diyorlar..

Aynı şekilde, onları yüreklendiren, onlara basın desteği veren Balbay ve şürekası da, o günlerde darbeciliği yüreklice ifa ediyorlardı..

Ama şimdi o da, “Ben gazeteciyim. Ben darbecilikten anlamam”ı oynuyor.

Tiyatro oynuyor. Başkalarına “Tiyatro oynuyorsunuz” diyor.

YENİ AKİT

YAZIYA YORUM KAT