1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Silahsız PKK: Geleceğe dair bir okuma 
Silahsız PKK: Geleceğe dair bir okuma 

Silahsız PKK: Geleceğe dair bir okuma 

“PKK’nin silah bırakması elbette her açıdan olumlu ve desteklenmesi gereken bir adımdır. Fakat burada en önemli olan, PKK'nin silah bırakma kararının, yapısal bir çözümün ve kalıcı bir toplumsal uzlaşı zemininin bir parçasına dönüşmesidir.” 

24 Nisan 2025 Perşembe 15:00A+A-

M. HASİP YOKUŞ / HAKSÖZ-HABER 

Cumhuriyet Türkiye’sinin siyasal tarihi, merkezle çevre arasındaki yapısal gerilimlerin hiç bitmediği örneklerle dolu. Bu sarmalın en çetin ve çözülmesi en sancılı boyutlarından birini de Kürt meselesi oluşturur ve bu meselenin son yarım yüzyıllık kavşak noktalarında çoğunlukla PKK ismi karşımıza çıkar. 

Türkiye’de 1970’li yıllarda faaliyet yürüten sol tandanslı Kürt örgütlerden biri de, Apocular ismiyle bilinen bugünkü PKK hareketidir. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Türk solunun muhtelif fraksiyonlarının kanatları altında faaliyet yürüten Kürt solu; süreç içerisinde yaşadığı bazı değişimler ve fikri ayrılıklar neticesinde Türk solundan ayrışarak  DDKO, Özgürlük Yolu, Rızgari, KUK, Ala Rızgari, DDKD, T-KDP, Kawa, KİP gibi örgütleri kurdu. 1980 darbesi, Türk ve Kürt solunu ezip geçtiğinde, bu yapı istisnai bir şekilde ayakta kalmayı başarmıştı. Diğer örgütlerin büyük oranda tasfiye edilerek marjinalleşmelerine mukabil, PKK’nin 1978’deki kuruluşundan bu yana mücadele araçlarını, etkinlik sahasını ve kitle desteğini büyüterek gelmiş olması dikkat çekicidir.  

PKK’nin, diğer Kürt sol hareketlerine kıyasla tarihsel süreçte etkisini artırarak günümüze ulaşabilmesi, lehte ve aleyhte — kimi zaman komplo teorisi sınırlarında — pek çok farklı yoruma konu olmuştur. PKK'nin bu stratejik dönüşüm ve yenilenme kapasitesi, bazı çevrelerde devletle örtük bir ilişki içinde olduğu yönündeki spekülasyonlara kapı aralamıştır. Özellikle Öcalan’ın yakalanmasından sonraki tavrı ve zaman zaman sergilediği uzlaşmacı dil, bu tartışmaları körüklemiştir. Fakat bir gerçek var ki, onlarca yıl farklı yöntemlerle etkisizleştirilmeye çalışılan bu yapı, artık görmezden gelinemeyecek ölçüde somut bir toplumsal ve siyasal gerçekliğe dönüşmüş durumda. 


Yazının devamı >>>