'Silahlı Biçimlere Bürünen Tartışma'
Meclis’e girmiş olması Kürkçü’yü ve benzerlerini siyasetçi yapmıyor. Çünkü bu kafa yapısına, bu örgütlenme mantığına ve silahlı mücadele tarzına göre mesele “özyönetimin silahlı biçimlere bürünen bir tartışma” olmasından ibarettir.
Kenan Alpay yorumluyor:
'Silahlı Biçimlere Bürünen Tartışma'
Sol-sosyalist ideoloji ve örgütler Türkiye’de hemen her zaman toplumsal meşruiyet ve destekten mahrum olmuşlardır. Bu mahrumiyetlerinin temelinde sol-sosyalist kadro ve örgütlerin temelde din özelde İslam ve ahlak düşmanı vasıfları belirleyici olmuştur. Toplumsal çatışma ve kaosları kronikleştiren karakterleri de bu hareketlere hep uzak durulması gereken bir musibet-bela gibi bakılmasına sebep olmuştur. Nihayet despotik yöntem, söylem ve hedefleri de toplum nezdinde bir kara ütopya olarak algılanmıştır ki hep ‘beşinci kol’ statüsünün temsilcisi olarak tesmiye edilmiştir.
Sol-sosyalist kadro ve örgütlerin toplumsal açıdan bu kadar ötekileştirilmiş, kuşku duyulup uzak durulan ve kınanıp ayıplanan yönüne rağmen siyasal alanda bu kadar etkili olabilmesi üzerinde ciddi ciddi düşünmek, muhasebe yapmak icap ediyor. Öyle ki Kemalist iktidar sınıflarıyla kurdukları akrabalık ve işbirliği, ulusalcı kimliği manipüle etme yetenekleri, askeri darbelere zemin hazırlama kabiliyetleri, Alevi kimliğini ateizmin militan unsuruna dönüştürebilme azimleri ve nihayet PKK-HDP üzerinden Kürt ulusal kimliğini kesintisiz çatışma stratejisine sevk edebilme marifetleri kolay kolay üstesinden gelinebilecek kriz alanları değildir.
HABERE YORUM KAT