Sığacık'taki tsunamide suyun 2,30 metre yükselmesinin izleri belirlendi
KOÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulutaş, İzmir depremi sırasında Sığacık'ta oluşan tsunamiye ilişkin, "Sığacık merkezinde denizde dalgaların yükselmesiyle yaklaşık 2 metre 30 santimetrelere kadar su yükselmelerinin izlerini gözlemledik." dedi.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ergin Ulutaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İzmir depreminin ardından inceleme ve araştırmalarda bulunmak üzere Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner başkanlığındaki ekiple bölgeye gittiklerini belirterek tsunaminin gözlemlendiği bölgelerde çalışmaya başladıklarını söyledi.
Çalışmalara Akarca'dan başladıklarını, ardından Sığacık'a geçtiklerini ifade eden Ulutaş, daha sonra çalışmaları genişleterek Gümüldür'den Alaçatı'ya kadar uzanan hat üzerine tsunami izlerini gözlemlediklerini kaydetti.
Ulutaş, Türkiye'de tsunami olup olmayacağının hep tartışıldığını belirterek 2017 yılında Bodrum'da tsunami olduğunu ancak gece olduğu için dalga izlerinin çok fark edilmediğini söyledi.
"Yaklaşık 2 metre 30 santimetrelere kadar su yükselmelerinin izlerini gözlemledik"
İzmir'de gündüz tsunami olduğu için dalgaların çekilmesinin ve kıyıdan içeri geçmesinin gözlemlendiğini aktaran Ulutaş, şöyle devam etti:
"Gözlem ve çalışmalarımıza göre ciddi rakamlar elde ettik. 415 metrelere kadar kıyıdan içeri su basmalarının olduğunu aynı zamanda Sığacık merkezinde denizde dalgaların yükselmesiyle yaklaşık 2 metre 30 santimetrelere kadar su yükselmelerinin izlerini gözlemledik. Bu durumu 2 metre 30 santimetrelik dalga geldi şeklinde algılamamak lazım. Limanlarda teknelerin bağlandığı 'marina dock' platformu vardır, bunun deniz seviyesinden yüksekliği 80-90 santimetredir. Bunun üzerine sürekli gelen dalgalar üst üste taşarak kıyıya paralel binaların üzerinde izler oluşturdu. Bunu da 2 metre 30 santimetre olarak ölçtük. Akarca'da denize kıyı bir evin ön duvarında 1 metre 90 santimetre ölçtük."
"30-40 santimetrelik dalgalar kıyıya yakın şeritlerde zarara yol açar"
Ulutaş, görsel anlamda izlerini gözlemledikleri en net tsunaminin, 2017 yılında Bodrum'da oluştuğunu belirterek ondan önce bu şekilde bir gözlemleri bulunmadığını söyledi.
Tarihsel süreçte tsunamiye ilişkin Türkiye'nin Ege ve Akdeniz kıyılarında birçok bilgi bulunduğunu ifade eden Ulutaş, "Raporlarda 'dalgalar geldi, dalgalar ilerledi, büyük dalgalardı' şeklinde bilgiler var. Bunlardan yararlandığımızda ülkemiz Ege kıyılarında nerelerde tsunami olma ihtimalini veya olmuş olabileceğini hesaplayabiliyoruz." dedi.
Ulutaş, yakın tarihlerde 1956 Amorgos depreminin olduğunu belirterek "Bu depremde Ege kıyılarımıza tsunami dalgalarının geldiği, en son bildiğimiz rapor edilmiş kayıtlar var. Daha öncesine gidersek 1303 Girit, 1481 Rodos depremleri var. Bu tür depremler tsunami oluşturmuşlar. Rodos bize çok yakın, 4 bin metre civarında da derinliği var. 4 bin metre derinlikte suyun kalkması ciddi derece tsunami dalgalarını ilerletici bir durum ama hiçbir zaman Japonya'daki deprem oluşumlarıyla kıyaslanmamalı. Oradakiler daha derin denizler, buralarda hacimsel değişimler çok fazla bu yüzden de kıyılarda daha fazla etki yaratıyor ama bu demek değildir ki bizim kıyılarımızda olmaz. Dalga az yükseklikte gelebilir, 30-40-50 santimetre hatta 1 metre bile gelebilir ama küçük koylarda ve marinalarda su yükselimine sebep olacağı için kıyıya yakın şeritlerde zarara yol açar." değerlendirmesinde bulundu.
Ulutaş, dalgaların yer çekiminden sonra geri çekilmesi durumunda da zarara yol açabileceğini vurgulayarak bu durumda teknelerin sürüklenebileceğini, objelerin denizle buluşabileceğini kaydetti.
30-40 santimetrelik bir dalganın, insanı o hızıyla düşürebileceğinin testlerde onaylandığını belirten Ulutaş, "30 santimetrelik bir dalgayı basit görmeyelim. Hacim taşması şeklindeki 30 santimetrelik bir dalga insanları düşürebilir, suyun içinde bırakabilir, zarar verebilir. Çocukları öyle bir dalga içinde düşünemiyorum. Bu geri çekilme anlarını iyi gözlemlememiz lazım ve toplum olarak bu konuda bilinçlenmemiz lazım. 6,5 ve üzerinde denizde oluşan depremlerin tsunami oluşturma potansiyelleri olabilir. Böyle bir deprem hissedildiğinde veya rapor edildiğinde insanların kıyıdan uzak yerlere gitmeleri lazım. Kıyıya yakın deprem kısa sürede dalgalarını getiriyor. Büyük deprem algılandığında denizden yükseğe doğru uzaklaşılmalı." ifadelerini kullandı.
Denizde her depremin tsunami oluşturmayacağını belirten Ulutaş, özellikle normal ve ters faylanmalı depremlerin tsunami oluşturma potansiyellerinin yüksek olduğunu bildirdi.
Ulutaş, Bodrum ve İzmir'de deniz tabanında normal faylanmayla çökme meydana getiren deprem olduğunu belirterek bölgede bu nedenle tsunami oluştuğunu sözlerine ekledi.
HABERE YORUM KAT