Sıfırdan Kurulacak Devletin İdeolojisi
Başımıza gelen her musibeti önce savuşturmak sonra da hayra tebdil etmek üzere donanımlı olursak sırtımız yere gelmez. 15 Temmuz kanlı darbe sürecini de böyle değerlendirmekle mükellefiz. Sadece ekranlarda, gazetelerde değil toplumun hemen her biriminde, ülkenin hemen her köşesinde darbe süreci, aktörleri ve hedefleriyle birlikte gündemin merkezini teşkil ediyor.
15 Temmuz’da maruz kaldığımız bu büyük musibetin köşe taşları, psikolojik ve örgütsel hazırlık aşamaları, bölgesel ve küresel bağlantıları, söylem ve sembolleri üzerine ciddi ve sonuç alıcı analizler yapmak mecburiyetindeyiz. Fethullahçı cuntanın giriştiği yıkıcı ve ölümcül ihtilal girişimi ordu, emniyet, yargı kurumları başta olmak üzere devletin bir bütün olarak yeniden kurulması için bir fırsat olarak görülmelidir.
Devletin Ahlaki Çerçevesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “devleti sıfırdan kuracağız” cümlesi esasen köklü bir inşa sürecine girilmesinin kaçınılmaz olduğunun çok net ve cesursa beyanıdır. Devletin sıfırdan kurulmasından başka bir seçenek gözükmemektedir. Devleti yeniden kurmak, yeniden tanzim etmek salt bürokratik şemanın oluşumunda değişiklik yapmaktan çok daha fazlasını kapsamak durumundadır. Mesele devletin idari ve hiyerarşik piramidinde asker-sivil dengesini aşarak ideolojik ve ahlaki temellerde ele alınmaya mecburdur.
Devleti, orduyu, yargıyı, eğitimi ayakta tutacak ideolojik ve ahlaki kritere dair nasıl bir tercihte bulunulacak? Devletin ve kurumların Kemalizm ideolojisi etrafında örgütlenmesi demek toplumun ilanihaye bu musibetlerden kurtulamaması demektir. Müslüman bir topluma laik-Kemalist yargı ve ordu modeli dayatmasına teslim olmak veya güçlü bir biçimde itiraz edememek ciddi bir irade kusuru olacaktır. Fırsattan istifade etmeye kalkışan Mustafa Kemal’in Askerleri’ne bakılacak olursa 15 Temmuz darbesi laiklik ve Kemalizmin önemini ve vazgeçilmezliğini teyid etmiştir. Oysa aksine toplum Kemalist darbecilerle Fethullahçı darbeciler arasında hiç bir fark görmüyor. Çünkü toplumsal tecrübe “cuntanın iyisi, ihtilalcinin hayırlısı olmaz” hakikatini derinlemesine idrak etmiş durumda.
Devletin sıfırdan kurulmasında merkeze alınacak öğreti Müslüman toplumun itikat, ahlak ve toplumsal hayatına aykırı olursa fasit bir daireye girilmiş olur. Devlet sadece idaresiyle değil ideolojisi ve ahlaki tercihleriyle toplumsal iradenin de temsilcisi olmak mecburiyetindedir. Devletin terbiye ettiği/edeceği toplumsal modeller kim ne derse desin faşizmle akraba modeller olacaktır. Darbeye karşı direnen milyonların Müslüman kimliğini, İslami ideallerini bastıran veya görmezden gelen bir devlet modeli sıkıntıları gidermek bir tarafa kronikleştirecek ve kangrene çevirecektir.
İdeolojik Kambur da Atılsın
Ordunun, yargının, eğitimin yeniden yapılandırılmasına su gibi muhtaç olunduğu ortadadır. Ancak tartışmaların hali hazırda idari modeller üzerinden yürütülüp ideolojik ve ahlaki boyuttan uzak tutulmasının ciddi zaafların göstergesi olduğu aşikârdır. İçeride Kemalist ve diğer seküler çevrelerin dışarıda ise AB ve ABD’nin mevcut baskılarını arttıracağından hiç şüphe yok. Fakat bunlara teslim olunmadıkça tatmin edilebilmelerine de imkân yok. Bu sebeple Batı’nın lejyonerlerine, ihtilalci cuntalarına karşı daha güçlü bir siyasal irade inşa etmenin yolunun daha güçlü bir toplumsal temsiliyet olduğunu bilerek ilerlemek zarureti kesindir.
Devleti sıfırdan kuracak iradeye toplumun en güçlü bir biçimdeki desteği son olarak 15 Temmuz itibariyle ortaya koyulmuştur. Ölümü göze alarak meydanları bir direniş şenliğine dönüştüren milyonların beklentilerine doyurucu karşılıklar vermek siyasetin görevidir. Müslüman topluma Batıcılık, laiklik, ulusçuluk ve Kemalist ideolojiyle tasallut etmiş devlet mantığını tarihe gömmek öncelikli ödevdir. Devletin şekli kadar özü ve felsefesi de otoriter ve totaliterdir. İdari yapısı, bürokratik modeli, tarihsel misyonu reddedilen Kemalizmin ideolojik ve ahlaki öğretilerine bağımlı kalmak garabet ve acziyet ilanı olur.
Devleti sıfırdan kurmak iyi bir fikir, ümit verici bir atılım, ufuk açıcı bir adım, emniyet ve güven telkin edici bir basiret ve cesaret örneği olarak hayata geçmelidir. Bu kamburla, bu prangayla, bu boyundurukla daha fazla da yaşanmaz zaten.
Yeni Akit
YAZIYA YORUM KAT