1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Şeyh Said'i Unutmadık, Unutturmayacağız!
Şeyh Said'i Unutmadık, Unutturmayacağız!

Şeyh Said'i Unutmadık, Unutturmayacağız!

Şeyh’in vasiyeti şu idi: "Arkamdan ağlayıp da zalimleri sevindirmeyin, kıyamımızı iyi anlayın ve bizden sonrakilere aktarın. Şüphesiz benim ölümüm Allah ve İslam içindir." O halde yeni nesiller de bu vasiyete uygun davranmalılar.

13 Şubat 2015 Cuma 12:03A+A-

BAHADIR KURBANOĞLU yazdı:

Lozan’dan sonra M.Kemal ve İ.İnönü Kazım Karabekir’e “Hocaları toptan kaldırmadıkça biz bu işi başaramayız” demişlerdi. Bu iş, yani ana mefkure, tüm toplumsal kesimleri değişim dönüşüme zorlayacak olan Batılılaşma yolundaki inkılapların gerçekleştirilmesi idi. “Hocaların” anlamı, nesilleri yetiştiren kesimlerdi. Tıpkı İskilipli Atıf Hoca gibi. Ama henüz onlara sıra gelmezden evvel yapılacak çok iş vardı.

Sözü Kazım Karabekir’e söylemişlerdi ama aslında içine onun ve partisinin de dahil edileceği bir süreç yaşanacaktı. Tıpkı Müslüman Kürt halkına yönelik “Meclis söylentileri”ni de aşar tarzda bir müdahaleci siyasetin geliştirileceğinin işaretlerini içinde barındıran Cibranlı Halit’in tutuklanıp idam edilmesinde yaşandığı gibi.

Radikal Kemalistler Lozan’ın imzalanmasını sağlayabilmek önce Birinci Meclis’teki muhalefetin başını çeken Ali Şükrü Beyi öldürdüler. Böylelikle o kargaşada meclisin feshini sağlayıp Türkiye’deki ilk darbe meclisini kurdular. Yani sözde “seçilmişler”den oluşan “atanmışlar” meclisini.

Böylelikle ilk muhaliflerini diskalifiye etmiş oldular. Ancak bundan sonra izleyecekleri siyasetlerin önündeki engelleri ortadan kaldıracak ve bir taşla birkaç kuşun avlanabilmesini sağlayacak siyasi girişimlere ihtiyaç vardı. İşte Şeyh Said’i kıyama zorlayan sebepleri üretenler aynı zamanda bu “sınırlı çeperde” kalan ve bölge insanının da bir bölümünün destek verdiği hadiseleri askeri raporlarla (Şeyh’e bağlı ölü askerlerin cebinden çıkan mektuplar gibi) Meclistekilerin gözünde büyüterek önce, gelişmeyi bir asayiş sorunu olarak gören ve “fazla kan dökülmesini istemeyen” Ali Fethi Bey hükümetini düşürüp yerine “Ben gelirsem asar, keser, sürerim” diyen İsmet İnönü’yü başbakan yaptılar. (...)

YAZININ DEVAMI >>>