1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. “Sevsinler Sizin Yurtseverliğinizi!”
“Sevsinler Sizin Yurtseverliğinizi!”

“Sevsinler Sizin Yurtseverliğinizi!”

Füze ihalesi tartışması bazılarının ne kadar adaletsiz ve aynı zamanda ne ölçüde teslimiyetçi zihne sahip olduklarını ortaya koyuyor!

09 Ekim 2013 Çarşamba 15:43A+A-

HAKSÖZ-HABER

Türkiye’nin uzun menzilli füze ihalesinde Çin firmasını tercih etmesi ile birlikte ortaya çıkan tartışma sürüyor. 3,4 milyar dolarlık ihale pastasını kaptıran Batılı ülkelerin kızgınlıklarını farklı yollarla dışa vurdukları gözlemleniyor. ABD ve NATO’dan Türkiye’ye arka arkaya uyarılar, nasihatler gelmeye devam ederken, Türkiye’de kimi çevrelerse felaket tellallığına soyunmuş ve adeta gerilimin bir krize dönüşmesini dört gözle bekler pozisyondalar.

ABD Dışişleri yetkililerinin “üzüldük”, “kaygılıyız” türünden açıklamalarının ardından NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen’in de uyarı dozu belirgin açıklamaları medyada yer almakta.

Türkiye Dışişleri ihalenin Çinli firmaya verilmesi kararının gerek maliyet, gerekse de teknoloji transferi gerekçelerine dayandığını açıklamıştı. Yani özetle “Batılı ülkelere karşı bir kastımız yok, Çin firmasının teklifini daha avantajlı bulduğumuz için kabul ettik” denilmişti. Buna karşın medyada konuyla ilgili haberlerin hep Batı zaviyesinden yansıtılması dikkat çekiyor.

Gerek Zaman, Bugün gibi muhafazakar yayın organlarında, gerek Taraf, Radikal gibi sol-liberal takılanlarda bu konuyla ilgili haberlerin ısrarla “aman ne kötü oldu, şimdi Batı bizi dövecek” havasında verilmesi çok ilginç.

Yıllardır Türkiye siyasetiyle ilgili her konuya adeta besmele çeker gibi “emperyalizmin taşeronu AKP gericiliği” kalıbıyla başlamayı huy edinmiş solun gündeminde ise bu tartışma hiç yer bulamıyor.

Söz konusu kesimlerin karşı çıkışları yada suskunlukları ne kadar çürük bir zemine yaslandıklarını göstermekte. Söz konusu ihaleye bu kadar büyük bir askeri ihaleye ihtiyaç olup olmadığı temelinde karşı çıkılmış olsaydı, ülkenin sınırlı kaynaklarının silaha harcanmasının ne ölçüde gerekli olduğu sorusu sorulmuş olsaydı, elbette bunlar meşru, anlamlı sorular ve karşı çıkışlar olarak görülebilirdi. Ama yapılan bu değil! Doğrudan teslimiyetçilik ya da teoriye aykırı pratiği es geçmek!

Aslında sergilenen tüm bu tavırlar Türkiye’de bu tür çevrelerin milliyetçilik, yurtseverlik, anti-emperyalizm gibi kavramları nasıl iğdiş ettiklerini de gözler önüne seriyor.

Etiketler : , , , , , ,

HABERE YORUM KAT

1 Yorum