Sessizliği bozanlar
Richard Goldstone.
Mavi Marmara gemisindeki, hani tırnak içinde yazmaktan büyük zevk aldığınız sivil aktivistlerden biri değildi o.
Sivil aktivizmden anladığı belki bir bildirinin altına internetten imza atmak, iki dakika bir yerde dikilip evine dönmekti. Bir çocuk parkı için ölmek onun için de fazla kahramancaydı.
1,5 milyon unutulmuş Gazzeliye çocuk parkı götürmek için hayatını ortaya koyan, binlerce Afrikalı katarakt hastasını ameliyat ettirip onlardan “gözü açık mücahitler” yaratan bir İHH’lı da değildi.
Hayatında bir kez bile bir kadını dansa kaldırmamış, sakallı, kel, bakımsız erkeklerin Hamas’ı ile de bir ilgisi yoktu.
“2000 yıl önce biz burada yaşıyorduk” diye çıkıp gelenler tarafından terörle evlerinden edilen, açık toplama kamplarında sefalete terk edilen bir halkın, BM kararlarıyla sabit, işgal altındaki toprakları için direnmesi gibi “insanlığa karşı en büyük suçlardan” birini de işlememişti.
Daha da iyisi “AKP’lilik” denen o iğrenç ve korkunç durumla da malul değildi. Türkiye’de yaşasa Nişantaşı’da oturur, CHP’ye oy verir ve Hürriyet gazetesi okurdu.
Sakalı yoktu. Eşi ya da yakın akrabalarından biri de başörtülü değildi. İstenirse en yetkili makamdan anti-semitik olmadığına dair bir rapor bile getirebilir.
O halde sözü gönül rahatlığıyla Richard Goldstone’a verebiliriz.
71 yaşındaki bu Güney Afrikalı beyaz adam, Güney Afrika Anayasa Mahkemesi yargıçlığından sonra önce Yugoslavya ardından Ruanda’daki savaş suçlarını soruşturan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde savcılık yaptı.
BM İnsan Hakları Konseyi, onu İsrail’in, 120’si çocuk, çoğunluğu sivil 1500’e yakın insanı öldürdüğü Gazze’ye yönelik Dökme Kurşun Operasyonu’ndaki savaş suçlarını tesbit için kurulan komisyonun başına getirdi.
Bugün İsrail Mavi Marmara katliamı için uluslararası komisyondan kaçıyorsa bunun sebebi Yargıç Richard Goldstone başkanlığında hazırlanan ve onun adıyla anılan bu rapordur.
Goldstone Raporu’nda İsrail’in sivillere yönelik eylemleri, kullandığı yasadışı, yasal olsa bile insafsız silahlarla ilgili çarpıcı eleştiriler var.
Ortada, her sayfasında suç olan bu kalın raporun tek bir sayfası bile yokken ABD Irak’a girmiş, Somali’ye uluslararası toplum müdahale etmişti.
Böylesine bir rapor İran için yazılsa, raporun yayımlanmasından 48 saat sonra Tahran bombalanmaya başlanırdı.
Bu kahredici adaletsiz dünyada İsrail surunda açılmış bir gedik Goldstone Raporu.
İsrail, ABD ve manidar bir şekilde Almanya’nın ret oylarına karşı BM Genel Kurulu’nda kabul edilen rapor, bugün İslamofobik Türk ve Batı medyasının neredeyse mezarlarından çıkarıp terör suçuyla Guantanamo’ya göndereceği Mavi Marmara şehitlerini de ilk celsede tahliye edecek, Türkiye’yi de bu hukuki mücadelede haklı çıkartacak ayrıntılarla dolu.
(Bu kelimeyi pek sevmesem de Mavi Marmara şehitleri evet. Uzun süredir konfor ve hedonizme batmış insanoğlu içinden iyilik için ölmeyi göze alan kimse çıkmamıştı. Taşıdıkları çocuk parkı için ölenler şehit değilse kim şehit, bu yüzden ölenler cennete gitmeyecekse kim gidecek?)
Raporun, bu aralar Dışişleri Bakanlığı bürokratları tarafından en fazla dikkatle okunması gereken bölümleri İsrail Ordusu’nun savaş talimatlarıyla ilgili birinci elden anlatılanlar.
Birinci elden çünkü rapor eski İsrailli askerler tarafından kurulan “Sessizliği Bozma” örgütünün birebir askerlerin anlatımlarına dayanan savaş itirafları ve İsrail ordusunun Savaşçının Günlüğü protokollerine atıflar yapıyor.
Rapordan İsrail askerlerinin iki prensiple savaştığını öğreniyoruz.
İsrailli askerin tarifiyle ilk prensip şöyle: Bir şüphe görüp de ateş ettiğimizde bir düşmanı vurmakta duraksamaktansa bir sivile isabet ettirmek daha iyidir.
Bir başka asker tabur komutanının kendisine söylediği bir emirle açıklıyor bu prensibi: Eğer emin değilseniz, vurun. Şüphe yoksa şüphe yoktur.
İkinci prensip Mavi Marmara’daki ölümlerin açıklaması gibi: Bölgede kırımızı çizgiler çek. Kırmızıçizgiler dışına çıkan her şeyi ve herkesi vur.
Raporda bunun pek çok örneği anlatılıyor. Sağa değil de sola yürüyen Gazzeli çocuk, evden çıkma denilmesine rağmen çıkan Gazzeli kadın cesetleriyle dolu rapor.
İsrail anlamak için Filistin Platformu tarafından Türkçeye çevrilen, çok çarpıcı bir dille kalem alınmış bu raporu bulup okuyun. (Filistin Platformu Derneği. Tel: 0212 255 69 52)
TARAF
YAZIYA YORUM KAT