Zulmün ve İşgalin Karşısında Ümmetin Safındayız

Suriye direnişinin 5. yılına girmesi ile Mısır'da yapılan darbe ve Mahmud Ramazan'ın idam edilmesi Özgür-Der Ankara Şubesi tarafından protesto edildi.

Özgür-Der Ankara Şubesi Hacı Bayram Camiin'de Esed'in katliamları ve Mısır'da Sisi cuntasını protesto için basın açıklaması ve fotoğraf sergisi düzenledi. Resim sergisinde Suriye'nin Doğu Guta bölgesinde katledilen çocuklar anısına Ankara Suriye okulundaki Suriyeli öğrenciler kefenli bir mizansen sundu. Cemaat resim sergisine yoğun ilgi gösterdi.

Yapılan basın açıklamasında, Suriye'de 5. yılına girecek olan katliam, işkence ve zulmün karşısında neredeyse tüm dünyanın suskunluğunun katliamların devam etmesinde büyük rol oynadığı dile getirildi. Charlie Hebdo olayında sokaklara dökülen, tepki gösterenlerin Suriye'de, Mısır'da yapılanları görmezden gelmesinin ikiyüzlü bir tavır olduğu belirtilen basın açıklamasında Mısır'da idam yoluyla şehid edilen Mahmud Ramazan için de dua edildi. Basın açıklamasına cemaat alkışlarla destek verdi.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Başlangıcı 15 Mart 2011 olarak kabul edilen Suriye İntifadası iki gün sonra tam 4 yılı geride bırakacak ve 5. yılına girecek.

4 yıldır tarihin kaydettiği en büyük acılardan birine gark olan Suriye, yüz binlerce evladını kurban verdiği bu savaşa barışçıl özgürlük talepleriyle başlamıştı. Ne var ki Beşşar Esed liderliğindeki Baas rejimi halkının talebini kurşunlarla, tanklarla, uçaklarla karşıladı.

Yüz binlerce insanı kayıp ve zindanlarda olan Suriye, 4 yılda yaklaşık 300 bin insanını kaybetti. On binlerce çocuğun ve on binlerce kadının da rejim güçlerince katledildiği Suriye’de milyonlarca kişi de muhacir duruma düşürüldü.

Esed rejimi 4 yıldır direnişten vazgeçmeyen halkının tepesine varil bombası yağdırmaya, şehirleri tarumar etmeye devam ediyor. Bilanço gittikçe büyüyor. Dünya yaşananları izliyor.

Ya Müslümanlar? Rabbimiz elbet yaşanan her şeyin hesabını soracak!Ve elbette Allah günleri aramızda dolaştırmaktadır.

4 yıldır bütün dünyanın gözleri önünde süregelen bu katliam İslam coğrafyasındaki despotların nasıl birer canavar olduğu gerçeğiyle birlikte, uluslararası kamuoyu olarak anılan küresel sistemin de, ne kadar ikiyüzlü ve zalim olduğunu da ortaya koymuş durumda.

IŞİD’in hiçbir ölçü, sınır, mantık tanımayan eylemleri üzerinden oluşturulan kampanyaları dehşet içerisinde izleyen insanlık nedense görselliğe kilitlenmiş durumda. Ancak ne ABD koalisyonunun ne de zalim Esed’in işlediği insanlık suçları karşısında uluslararası kuruluşlar, medya ve kitleler de bir o kadar suskun.

Ancak geçtiğimiz yıl BM Güvenlik Konseyinin gündemine girebilen Suriye’deki vahşet hız ve sınır tanımadan devam ediyor. Katil rejim son bir yıl içerisinde binlerce varil bombasını kendi halkının üzerine yağdırmaya devam ediyor. Bununla birlikte varil bombalarıyla, füzelerle paramparça edilen, yakılan, kavrulan binlerce insanı hiç umursamadan izleyen insanlık birkaç video üzerinden vicdan temizliğine girişmeye ve lanetleme yarışına dahil olmaya utanmıyor. Zalim Esed’in Doğu Guta bölgesinde gerçekleştirdiği kimyasal katliamın ardından rejimin elindeki kimyasal silahları teslim alanlar, varil bombaları ve füzelerle insanların katledilmesine sesiz kalarak adeta “İnsanları katledebilirsiniz ancak bunu kimyasal silahlarla yapmayın” diyen bir ikiyüzlülük ve alçaklık içerisindeler. Aynen Irak’ta, Afganistan’da ve Yemen’de ABD’li katiller ve işbirlikçileri eliyle insansız hava araçlarıyla ve çeşitli silahlarla oluk oluk kan akıtılmasının görmezden gelinmesi gibi. Aynen Paris’te öldürülen Charlie Hebdocular için yaslara bürünüp, sistematik biçimde katledilen Müslümanların görmezden gelinmesi gibi. Aynen Kobani için yeri göğü ayağa kaldıran dünün anti emperyalistleri bugünün ABD işbirlikçilerinin, 4 yıldır Suriye’de katledilen yüzbinlerce insanı, evinden, yurdundan göç etmeye mecbur edilen milyonları, rejimin zindanlarında tecavüze uğrayan binlerce kadını, sistematik işkenceye tabi tutulan yüzlerce insanı görmezden gelmesi gibi.

Dünyaya demokrasi dersi verenlerin, insan haklarından dem vuranların, Mısır’da halkın oylarıyla seçilmiş bir iktidarı, İslami kimliklerinden dolayı nasıl alaşağı ettiklerini gördük. Mısır halkının ilk defa özgür bir şekilde seçtiği Muhammed Mursi’nin ve Müslüman Kardeşler iktidarının darbeyle devrilmesiyle birlikte başta Rabiat’ül Adeviye Meydanı olmak üzere tüm şehirlerde kitlesel darbe karşıtı gösteriler yapıldı. Yine kutlu, mübarek ve arınma ayı olan Ramazan’ın ilk günlerinde başlayan darbe ve katliam karşıtı gösterilere karşı Mısır’ın tüm darbecileri, insafsız, merhametsiz bir psikoloji ve ruh haliyle adeta kana susayan vampirler gibi Müslüman kardeşlerimizin üzerine saldırdı ve insanlık tarihine aşağılık bir katliamı daha mazlumların kanlarıyla yazdılar.

Ancak tüm bu baskılar Müslüman Mısır halkının Özgürlük için direniş iradesini kıramamıştır. Direnişi ve şehadeti en yüce değer olarak kabul eden asırlık İhvan mektebinin talebelerini teslim alamayan zorba güçler bir türlü kıramadıkları direniş karşısında adeta çılgına dönmüş ve baskılarını artırmaya devam etmiştir. Zalim diktatör, Mısır’ın yeni firavunu Sisi’nin brifingli yargısı verdiği idam kararları ile Müslümanları terbiye etmeye çalışıyor. Hala binlerce Müslüman Mısır zindanlarında işkence görmekte ve aldıkları idam cezalarının infazını beklemektedir. Geçen hafta bu infazlardan ilki gerçekleşmiş ve Mahmud Ramazan kardeşimiz idam yoluyla katledilmiştir.

Mahmud Ramazan kardeşimiz, ne yazık ki, dünyanın ve de bizlerin sessizliği içinde aramızdan ayrıldı, Rabbine yürüdü. Mısır zindanlarında bugüne kadar Seyyid Kutuplar, Abdulkadir Udehler, Halid İslambuliler ve daha pek çok öncünün yürüdüğü yoldan yürüyüp şehadete ulaştı. Rabbimiz kardeşimizin şehadetini kabul buyursun.Suriye’de, Mısır’da Allah için direnen kardeşlerimize zafer nasip etsin. Bu direnişler, kardeşlik bilincimizin tazelenmesi, suskunluğumuzun kırılması, zalimlere karşı sinen öfkemizin kabarması için bir vesile olsun! 

Son olarak Rabb’lerinden başkasına sığınmayan ve Rabb’lerinden başkasına boyun eğmeyenlerin asla yenilmeyeceklerini elbette zalimlerin tamamı pek yakında göreceklerdir. Tüm zorluklara ve imkânsızlıklara rağmen 4 yıldır Suriye’de ve 2.ci yılına girecek olan Mısır’da kesintisiz sürdürülen İntafada Müslümanların Rabb’lerine dayandıklarında ne kadar güçlü olduklarının bir göstergesidir. Bizler bu bilinçle İslami mücadeleyi devam ettiren kardeşlerimizle iftihar ediyoruz.

Zalim Esed’e, Zalim Sisi’ye ve diktatörlerin baş destekçisi İran’a ile başta ABD olmak üzere uluslararası tüm istikbara karşı İSLAMİ DİRENİŞİN yanında ve safında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi