Zulmün ortakları birbirine düşer mi?

Mehmed Göktaş, zalimlerin mazlumların peşini bırakıp birbirlerinin peşine düşmeleri için gerekli şartların sağlanması gerektiğini vurguluyor.

Mehmed Göktaş / Doğruhaber

Belalarını birbirlerinden bulsunlar Allah’ım!

“Bizden değiller, bizim dışımızdadırlar, hatta bizim düşmanımızdırlar” diye insanların birbirlerini öldürmelerinden, birbirlerini telef etmelerinden zevk almayız. Her şeye rağmen mazlum, haklı ve suçsuz olanlardan yana tavır alırız.

Fakat öyle bir an geliyor ki; “yiyin ulan birbirinizi” diyesimiz geliyor. Biz Müslümanlarla birlikte dünyanın bütün mazlumlarının gönlünden bu geçiyor; Zalimler ve müstekbirler birbirlerini kırıp geçirsinler istiyoruz.

Üçüncü dünya savaşını konuşuyoruz, az bilenimizin de ekranlardaki çok bilenlerimizin de gündemi hep üçüncü dünya savaşı. Haritalar, krokiler, ülkelerin uçak sayıları, tank sayıları, savaş gemileri sayıları ekranlarda durmadan yayınlanıyor.

Allah Müslümanları ve bütün mazlumları zalim emperyalistlerin şerrinden muhafaza buyursun! Belalarını birbirlerinden bulsunlar!

Peki, yapmaz mı, yapamaz mı Rabbimiz?

Elbette yapar, elbette her şeye gücü yeter.

Hem tarih bunun örnekleriyle doludur. Sondan başlayalım yani birinci ve ikinci dünya savaşından. Müslümanlar ve mazlumlar da zarar görmüştür ama bu son iki savaşta hayatını kaybeden 55 milyon civarındaki insanların neredeyse tamamına yakını Hıristiyanlar veya Müslüman olmayanlardır. Yerle bir olan, taş üstünde taş kalmayan şehirler de aynı İslam şehirleri değildir.

Daha da ötelere gittiğimizde Avrupa ve Amerika’da yüzyıllarca süren savaşları görüyoruz.

Demek ki oluyormuş yani Allah Azimüşşan dilediği zaman köpeğini köpeğine boğdurabiliyormuş. O’nun bu anlamda kanunları vardır;

“İnsanların bir kısmını(kötülüğünü) diğerleriyle def etme” kanunu vardır. (Bakara suresi 251)

Ve yine Kahhar olan Allah Hıristiyanlardan ve Yahudilerden söz ederken;
“Kıyamet gününe kadar sürmek üzere onların arasına kin ve düşmanlık saldığını” bildirmektedir (Maide suresi 14, 64)

Yeryüzünün bugünkü firavunlarına bir bakar mısınız; Amerika, İngiltere, Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, bunları parmağında oynatan Siyonizm… Öte yanda Çin, Hindistan, Japonya ve diğer uzak doğu ülkeleri…

Söyleyin, bunlardan hangisine gücümüz yeter? Fakat tarihte olduğu gibi isterse Rabbimiz bunları köpek boğuşturur gibi birbirleriyle boğuşturur ve bizleri de muhafaza buyurur.

Lütfen kimse bu düşüncelerimizi tembellik ve beleşçilik olarak görmesin!

Selam ve dua ile.

Yorum Analiz Haberleri

Ekran karşısında beyni çürüyen bir nesil...
Mimaride insani saiklerin yerini; kârlılık ve verimlilik aldı...
Siyonist çeteye karşı direnişle geçen bir yıl...
“Devrimci zihniyet ahlâkını kaybederse her şeyini kaybeder”
Esed sonrası Suriye: Katar-Türkiye Doğal Gaz Hattı artık hayal değil