HAKSÖZ HABER
İslam düşmanlığı sol seküler basın tarafından her fırsatta dile getiriliyor. Laik düşünce dünyaları ile ifade özgürlüğü kapsamında istedikleri yalanı, iftirayı ve saçmalığı İslam’a dönük nefret objesi haline getiren kesimin uzun bir süredir gözdesi Alevilik.
Alevilik ve Sünnilik arasındaki söylemlerden faydalanan sol kesime bu desteği verenler de yine Alevi dernek ve alevi yapılar oluyor. İslam dahilinde olup olmadığı dahi tartışma götüren Alevilik, "Kendisini bir din olarak mı ideoloji olarak mı tanımlıyor?" hala öğrenilebilmiş değilken, sol seküler basın yoluyla din ve ahlak derslerinin verilmesinin kendilerinde sorunlara yol açtığını iddia ediyorlar.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi olarak verilen bir dersin zorunlu ders kapsamında olmasını bahane eden ve İslam’dan bağımsız bir din olup olmadığı dahi tartışmalı olan Alevilik üzerinden oluşturulan söylemlere göre, din ve ahlak bilgisi derslerinin verilmesi çocukların psikolojisini bozarak, Alevilere eziyet eden bir durum olarak tanımlanıyor.
Dini eğitimlerle beraber temel ahlak kurallarının öğretilmeye çalışıldığı derslere dair Türkiye’de azınlıklar ve diğer dinler dahil birçok kesimden olumlu dönüş alınırken, Alevi dernekleri iddia ettikleri sorunları kendi çelişkili ideolojilerinde görmeyi denemiyor bile!
BirGün gazetesinin “Zorunlu din dersi Alevilere eziyet” başlıklı haberi de tam olarak sorunun ne olduğunu anlatmayan ancak 'dini eğitimlerin verilmesinin sorun olduğunu' aktaran Fransız tipi katı laiklik tavırları ile İslam’a dönük bir nefreti sergiliyor.
Haberde Alevi ve diğer dernek yöneticilerinin görüşleri ideolojik bağlamda aktarılırken, eğitmen ve veli görüşleri ise öznel varsayımların dahi ötesine geçemiyor.
Çocuklara din dersinin dayatıldığını iddia eden öğrenci velisi Murteza Demir, “Torunlarım eziyet çekiyor” derken, Eğitimci Zehra Kulalı Gezici, “Çocuğun, soyut şeyleri anlamlandıramadığı yaşlarda bu çok daha kötü sonuçlar verebiliyor." diye iddia ediyor.
Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı da olan Gezici, çocukların travma yaşadığını iddia ederek, “Çok ciddi bir kafa karışıklığı çocuklar açısından. Yaş durumuna göre yaşanılan travma farklılaşıyor.” ifadeleriyle din dersi karşıtlığını savunuyor.
İslam dinini dogma olarak niteleyen Gezici, “Din eğitimi Türkiye’de ezbere ve cezaya dayanıyor. Bir dogmadan bahsediyorsak burada öğrenme, anlama gibi bir şey söz konusu değil.” gibi ucu açık ifadelerle tahkir edici tanımlarda bulunuyor.
Öğrenci velisi olan Murteza Demir ise akla hayale gelmeyecek, kendisinin ideolojisi olduğu anlaşılan Aleviliği meşru ve savunmasız göstermek için ilginç çıkarımlarda bulunuyor.
Verilen din ve ahlak dersi eğitimlerinin kişilik sorunlarına neden olduğunu iddia eden ve İslami ibadetleri ritüel olarak adlandıran Demir şöyle diyor, “Torunlarım akşamları bilmedikleri ve anlamadıkları bir dilde ezber yapmaya çalışıyorlar. Sureleri ezberlemek için kendilerini unutuyorlar…
Kafaları da karışıyor, psikolojileri de bozuluyor. Bu sistem çocuğun kişiliğinin çelişkili oluşmasına neden oluyor. Çocuk evdeki tepki nedeniyle, namaz kılmak, abdest almak gibi Sünni İslam ritüellerini okulda yaptığını evde gelip söylemiyor. Saklamak zorunda kalıyor. Tereddüt içinde kaldığını, yüzünün değiştiğini falan gözlemliyorum. Hangisi doğru diye düşünüyor. Birini devlet istiyor, diğerini ailesi… Bunun bir başka tezahürü daha var. Ortaokul ve liseye geldiklerinde devletin neyi zorladığını kavramaya başlıyor. Bir yandan yaşamı, bir yanda eğitimi, mesleği söz konusu. Saklanarak yaşamayı öğreniyorlar.”