Mehmed Göktaş / Doğruhaber
Başka neler yapabiliriz başka?
Görebildiğimiz kadarıyla bir şeyler yapılıyor. Hele bu bir şeyler yapıldıkça daha nelerin yapılması gerektiği kendiliğinden ortaya çıkıyor ve onlara da el atılıyor.
Sonra, bir şeylerin ortaya çıkmasını beklemeden tecrübelerine dayanan ve bunu kendilerine meslek edinen kurtarma ekipleri bizim gibi sıradan insanlara göre zaten ileriyi görerek yapacaklarını yapıyorlar.
Hayatını kaybedenlere Allah rahmet eylesin, onları geri getiremeyiz. Şimdi ne yapılacaksa geride kalanlar için yapılacak.
Bu yapılan ve yapılacakların önemli bir kısmı fıtridir; barınma, iaşe gibi meseleler bizim yaratılışımızda vardır.
Fakat ben diyorum ki başka şeyler, hem de bambaşka şeyler yapılmalıdır. İnsanın özünde böyle bir güç saklıdır.
İnsanoğlu çoğu zaman mevcut gidişattan, hayatın işleyişinden memnun değildir, bir hamle bir sıçrayış yapmayı aklından geçirir ama bir türlü fırsat bulamaz. Ne zaman ki dükkanı yanar, yıkılır işte o zaman düşündüğü hamle için düğmeye basar; “zaten ben de yeni bir şey düşünüyordum” der ve eskinin üzerine bir çizgi çeker.
Unutmayalım, büyük düşünce ve atılımlar en zor belaların atlatıldığı anda doğup gelişirler.
Bu söylediklerim sadece birinci derecede depreme muhatap olanlar için değil, dalga dalga yayılan büyük bir çevre için böyledir.
Depremle insanlar çok şeylerini kaybetmiş olabilirler ama unutmayalım ki bu arada önlerindeki birçok duvar da yıkılmış, birçok sınır da kalkmıştır. İşte şimdi yürümenin vaktidir.
Aynı şeyler manevi hayatımız için de geçerlidir. Kaybettiklerimizin yanında kazanma kapılarının açılmış olma ihtimallerini düşünelim.
İyi bakın önünüze, yıkılan bir takım beton kirişlerin ve duvarların arkasında nice rahmet sütunlarının yükseldiğini göreceksiniz. Yeter ki Allah’a olan imanımızı yenileyip güçlendirelim.
Bu münasebetle cumanız mübarek olsun.