Zorbalık, Gücetaparlık ve Yalana Dayalı Bir Emperial Sistem

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

3 hafta kadar önce yakın çalışma ekibinden birisi tarafından, Amerikan Başkanı Trump’ın özel hayatını da konu edinen bir kitap yayınlanınca ileri sürülen iddiaların gerçek olup olmadığının araştırılması için, bir tıbbî kontrolden geçirilmesine karar verilmişti. Onun bu tıbbî kontrolden sapasağlam çıktığı açıklanmış ve Trump da kendisinin bir ‘dâhi’ olduğunu ileri sürmüştü.

Ama, ilginç olan, Trump’ın psikiatrik açıdan bir kontrolden geçirilmeyeceği’nin açıklanması idi. Bu, onun o konuda bir problemi olduğunun zımnen itiraf ve kabulü mânâsına da geliyordu. Esasen, geçen ay (20 Aralık 2017 günü), Yale Üni. Psikiyatri bölümünden Dr. Bandy Lee, Donald Trump'ın 'tehlikeli bir akıl hastalığı'nın olduğunu, ABD'yi yönetmeye uygun olmadığını ve ama bu konuda kimsenin konuşmak istemediği’ni açıklamıştı. Johns Hopkins Üni.’den psikoterapist Dr. John Gartner de, ‘Donald Trump’ın yalnızca bir yalancı veya narsisist olmaktan daha da kötüsü, paranoyak, sanrılı (delusional) ve büyüklenmeci (megalomanik) bir düşünceye sahip olduğu konusunda kamuoyunu uyarmak bizim için ahlâkî bir sorumluluğumuz var’ demişti.

Bu bilgileri tekrar hatırlamak gereği niçin mi duyuldu?

Bu kişi, B. Amerika Başkanı sıfatıyla, evvelki gün, Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyib Erdoğan’la konuşmak diledi. Erdoğan iki hafta önce, ‘Ben artık Trump’ı aramam; o ararsa görüşürüm’ diyerek, B. Amerika’nın her bir makamından gelen farklı ve birbiriyle çelişkili beyanlardan rahatsızlığını dile getirmişti.

*